Günlerdir cevabı merakla beklenen soru çözümlendi. Referandum mu, yoksa referanduma gerek olmadan mı derken, 367'yi ararken 376'yı bulup milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. TBMM’ den geçen yasa ile artık 139 vekile dokunulabilecek. Bu durumun artıları eksileri zaman içinde cevap bulacak. Dokunulmazlıkların yararı zararı yaşandıkça ortaya çıkacak. Meclisimiz günlerdir bu soruya cevap aradı. Suça bulaşmış bazı vekillerin dokunulmazlıklarını kaldıralım. Yargılansınlar ve eğer suçlu iseler gereken cezalar verilsin. TBMM, ANAYASA’daki dokunulmazlık ile ilgili madde görüşmeler anında gereken oyu bulacak mı bulamayacak mı tartışmalarına son noktayı koydu. Bilindiği gibi teklif 367'yi bulamaz ise, halkoyuna sunulacak ve oradan çıkacak sonuca göre yasalaşacaktı. Meclis aritmetiği belli. AKP ve MHP’nin oyları ile teklifi yasalaştırsa da referanduma gitme zorunluluğu doğuyordu. Bazı CHP’li vekiller destek vermiş ve sayı 357'ye kadar çıkmıştı. Cuma günü yapılan oylamada eğer 367 bulunamaz ise referanduma gidilecek ve halka bu soru haricinde başka bir soru daha sorulacaktı. Partili CUMHURBAŞKANI olsun mu? Bu soru bazı CHP’lilerin kafasını karıştırmış olacak ki son oylamada aralarından bazıları gereken rakama ulaşmak için destek vererek yasanın referanduma gerek duyulmadan geçmesine olanak tanıdılar. Ve yasa 376 oy ile kabul edildi. Şimdi CUMHURBAŞKANI’nın imzalamasından sonra yasalaşacak. Hukuki süreç tamamlandıktan sonra mecliste bekleyen 787 dosyanın akibeti belli olacak. Bu dosyalar içinde 139 vekilin dosyaları ilk etapta işlem görecek. Yine bu dosyalar içinde adı geçen parti liderlerinden CHP Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU’nun 41, MHP lideri BAHÇELİ’nin 9 ve HDP Eş Başkanı DEMİRTAŞ’ın 75 dosyası bulunmaktadır. Kanun teklifinin yasalaşmasının ardından ilgili makamlar bu dosyalara bakmaya başlayacaklar. Sonuç ne olur şimdiden bilemeyiz. Mahkemelerin vereceği kararlar sonunda yeni bir parlamento aritmetiği ortaya çıkabilir. Çok sayıda vekilin vekilliği sona erebilir. Ve hatta bazı partiler gurup kurma sayısını kaybedebilirler. Yargılamalar sonunda ARA SEÇİM kararı çıkabilir. Daha bir çok olasılıklar da ortaya çıkabilir. DOKUNULMAZLIK zırhının kaldırılmasını en çok CHP istiyordu. Seçim beyannamelerinde de vardı. Onlar vekillerin dokunulmaz olmasına karşıydılar. DOKUNULMAZLIK sadece kürsüde olmalıydı. TBMM’de konuştukları için onlara dokunulmamalıydı. Bunun dışında vekillerin diğer suçları için böyle bir ZIRH gerekmiyordu. Ama onların dediği olmadı. İktidar TERÖR’e bulaşmış bazı vekiller için düğmeye bastı ve yasayı bir şekilde meclisten geçirdi. Hedefte HDP’li vekiller vardı ve bu nedenle parti tümüyle yasanın çıkmasını istemiyordu. CHP’yi suçlayarak, yasanın çıkmasına omuz verdiler diye onları suçladılar. Evet, 139 vekilin dokunulmazlığı kalktı. Bundan sonra ne olacak göreceğiz. Ülke için neler getirecek, neler götürecek yaşayacağız. Endişeler var. Bazı ülkeler bu konuda beyanlarda bulundular. “Endişe duyuyoruz” dediler. Bir ülkenin iç yönetimi ve parlamentosunun aldığı kararlardan onlar niye endişe duyar anlayamadım. Var mı böyle bir şey..? Mecliste fezlekesi bulunan vekiller için artık dokunulmazlık zırhı yok sayılır. Bizler adaletli olarak yargılanmaları ve gerçekten suçlu iseler gereken cezayı almalarını aksi halde yeniden dokunulmaz olmaları gerektiğini inanıyoruz. Ya da bundan sonra tüm vekiller için dokunulmazlık sadece TBMM içinde olmalı. İşlenen suçlar varsa cezasız kalmamalı, dileğimiz budur. Adaletin tam olarak tecelli etmesi, hiç kimseye iltimas tanınmaması, iktidar, muhalefet ayrımı gözetmeden yargılanmasını umut etmekteyiz. Bütün bunlar yaşanırken, bir yandan da sayın BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’nun istifası gündeme düştü. Aramızda MİLİM ayrılık yok derken, birden ne olduysa sayın DAVUTOĞLU “görevi bırakıyorum” dedi. AKP’de genel başkanlık yarışı, hükümette BAŞBAKANLIK çalışması başladı. Kamu oyu “KİM?” diye totolar oynamaya başladı. MEDYA olası adayların tanıtımına hız verdi. Kim olur sorusu için açık oturumlar düzenlediler. Oysa totoya gerek olmadan Sayın DAVUTOĞLU’nun emaneti sunduğu gün kimin geleceği belli olmuş olmalıdır sanırım. Yapılan anketler, kamuoyu yoklamaları ve teamül yoklamaları sadece prosedür gereğidir. Sayın YILDIRIM’ın partiye genel başkan, hükümete BAŞBAKAN olacağı gün gibi aşikardı ilk günden. Sürpriz olmadı ve Sayın Binali YILDIRIM olağanüstü genel kurula tek aday olarak girdi ve görevi aldı. Hemen sonrasında da Sayın CUMHURBAŞKANI, yeni hükümeti kurma görevini verdi. Zaman önemliydi ve meclis tatile girmeden yeni hükümet, programını açıklayıp güven oyu almalıydı. Sanırım bu sorun da kısa sürede aşılacak. Şimdi toto oynama işi bakanlıklarda. Herkesin merak konu, kimler bakan olacak, kimler gelecek, kimler gidecek. Bu haftayı da bunların merakıyla geçireceğiz. Bundan sonrası önemli. BAŞKANLIK mı, Partili CUMHUR-BAŞKANLIĞI mı? Cevabı beklenen soru bu. Elbette muhalefette bu günlerin sorumluları arasında, Esas beklenen onların ne yapacağı. Gelinen bu noktada HALKA neler söyleyecekleri. İç meselelerini nasıl çözecekleri. Bu kadar olumsuzluk yaşanırken HALKA neden umut olamadıklarına cevap bulmaları. Günler çok yoğun geçiyor. FERAH günler yaşamak dileğiyle..