Yıllar yılı mesleğimi yaptığım süre içinde “YERLİ MALI HAFTASI” kutlamış biri olarak şimdi yaşadığımız şehirde farklı lezzetlerle tanışmıştım. Yediğimiz içtiğimiz bir çok ürünün tadı BANAZ’ımıza uymuyordu. Yiyip içsek de gönlümüz hoş olmuyor, karnımızı öyle böyle doyurmuş olmakla idare ediyorduk. Sonbahardan kışa sarktığımız günlerde yolumuzu BANAZ’a döndürüp gönlümüze göre fasulye, nohut, bulgur, mercimek almayı hedefledik. Tabi tanıdıklardan bu konularda ufak tefek tüyolar da aldık. Hangi yörelerden hangi ürünler alınır diye.
En başta söylemeliyim ki, uzun süre görev yaptığım Hatıplar köyünü herkes yakından bilir. Mevsiminde yetiştirdiği biber Banaz’ın ihtiyacını karşılar ve “Hatıplar Biberi” diye namı vardır. Ben bu köyde görev yapmıştım.
O yıllarda insanları daha çok ve çeşitli ürünler üretmeye teşvik etmiştim. Öğrencilerime uzun uzadıya SERACILIK konusunda bilgiler aktarmıştım. Benim günlerimde sera pek revaçta olmamasına rağmen sonraki yıllarda bu köyde SERA KÜLTÜRÜ her köylü tarafından kabullenilmiş, sonrasında adım attığınız her bahçe sera olmuş ve beni sevince boğan ihracata kadar ulaşmıştır. Seralarda üretilen domatesler her mevsim insanların önemli bir ihtiyacına cevap vermiştir.
Pazara uğrayıp dolaşmaya başladık.. Ancak pazara Banazlı olmayan esnafların pek itibar etmediği daha doğrusu alınmadığı konusunda şikayetler olmasına rağmen yine oldukça gelişmiş ve çeşitlenmiş olduğunu gördüm. Bu konu fiyatlara ne derece yansıyor bunları ayrıca incelemek ve irdelemek gerekir. Tabi pazarda öncelikle fasulye nohut baktık. Birçok esnafta bu ürünler olmasına rağmen geneli eski yılın ürünü sergideydi. Kimi pazarcı bunu ifade etmiyor, malını satmak için yeni ürün olduğu söylenmekteydi. Bizler konuyla ilgili bir bilgiye sahip olmadığımızdan inanmak zorundaydık. Ama geneli bayanlar olmak üzere doğru bilgi verenleri de unutmamak gerek.
Tabi her yerde rastladığım bir olay burada da yaşanıyordu. O yörede hangi bölgenin ürünü en kaliteli ise herkes oranın ismini veriyordu. Mesela Simav fasulyesi ünlüdür. Herkes sattığı ürünü oranın ismiyle pazarlamaktadır. Burada da Dereboyu’nun yani Gürlek, Comburt (Ayrancı), Çamsu (Çece) köylerinin nohutu fasulyesi mercimeği lezzetlidir. Har satıcı ürünün oralardan geldiğini söyleyegelmektedirler.
Biz de bunlara inanıp ihtiyacımız kadar ürünleri satın aldık. Bunlar dışında Hatıplar’ın domatesini de almayı ihmal etmedik. Geçen yıllarda aldığımız cevizlerden yeterli lezzeti alamadığımız için buradan da birkaç miktar ceviz de aldım. Unutmadan söylemeliyim ki Banaz’ın HAŞHAŞ’ı her zaman birinci tercihimdir. Onu da aldım.  Pidesinin Banaz dışına taşması konusunu yine tekrarlamak isterim ki ondan da yeteri kadar alıp yaşam alanımıza götürdük.
Şunu da bu satırlarla bir kez daha aktarmalıyım ki Sayın belediye başkanımız en kısa sürede ana yolun sağına soluna Banaz ürünlerinin pazarlanabileceği küçükte olsa satış reyonları açıp üreticilerin emrine vermeli ve seyahat edenlere satılmasını sağlamalıdır. Bu durum hem ilçemizin tanınmasına hem de esnafımızın kazanç sağlamasına yardımcı olacaktır. Geçmiş yıllarda EDS ile ünlenen ilçemizin ürünleriyle gündeme gelmesi sağlanabilecektir.
Banazımızın yıllar yılı en güzel, en değerli piknik alanlarından EVRENDEDE’de hizmet veren restoranın kapanması pek de iyi olmamış. Ancak belediyenin bu alanı uhdesine alıp değerlendirecek olmasının güzel bir haber olduğunu da buradan ifade etmeliyim.
Bir süre önce AMBARALTI’nın “KENT MÜZESİ” olacağını nasıl sevinçle karşıladığımı yazmıştım. Belediyemizin bu teşebbüsü takdire şayandır. Ancak buraya daha ciddi bakacak bir çalışma olmalı. Halk Eğitim ve Kültür Müdürlüğü buraya el atmalı, daha doğrusu onlardan destek alınmalıdır. 1952 yılında kararı çıkan ve 1953 yılında ilçe olan bu şirin BANAZ’ımızın en eski en değerli güzellikleri burada sergilenmeli. Gelecek kuşaklara aktarılmasına vesile olunmalıdır. Gazozcu Kamil amcanın atıl makinaları, Yağcı Hasan amcanın yağ makinaları, değirmencilerin değirmen taşları, Yamyam Şükrü’nün antika sayılacak bisikletleri, terzilerimizden bazılarının antika makinaları. köylerimizde kullanılan tarım araç-gereçleri ve akla gelebilecek diğer kültür varlıkları gerek hibe gerekse satın alınarak bu alana monte edilip gelecek kuşaklara aktarılmalı diye düşünmekteyim.
Geçmiş yıllarda ilçenin tek caddesi olan BAŞARAN Caddesi’nin artık eski canlılığını yitirmiş olması ile diğer caddenin canlanması güzel bir gelişme olmasına rağmen İlçe TRAFİK Komisyonu buranın daha uygun ulaşım sağlanması konusunda kapsamlı bir çalışma yapılarak daha akıcı hale getirilmesi sağlanmalıdır.
Caddelerin sağı solu araç parkıyla dolmuş olmasına rağmen, ikinci sıralardaki kısa süreli bile olsa parklar ulaşımı oldukça sorunlu hale getirmiş durumdadır. Genelde tüm caddelerde aynı sorun yaşanmaktadır. En azından Başaran Caddesi’nin araç trafiğine kapatılarak yayaların kullanacağı bir alan olması düşünülebilir.
BANAZ güzel bir ilçe. Değerini bilmek; sevmek, geliştirmek, güzelleştirmek gerek. Yapanlar, emek verenler asla unutulmaz...



