Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

YİNE AYNI ÖZLEM

Duygusal, çok özel ve güzel bir kelime ÖZLEM. Bu gün ben de ANNE’mi özledim. Kaybedeli yıllar oldu da içimden bir an olsun acısı gitmedi. Anam diploma olarak cahildi ama bir çok okumuştan daha bilinçli, bilgili, görgülü idi. Katlandığı çilelerin bir kısmına şahit olabildim. Onu, belki geç oldu ama şimdi daha iyi anlıyorum. Ona özlemim bir kat daha artıyor, saygıyla minnetle anıyor, onun nezdinde tüm annelerin anneler gününü kutluyor, yaşamını yitirmişlere rahmet, yaşayanlara sağlıklı ömürler diliyo-rum. İşin gerçeği bu hayat öylesine güzel ve öylesine acımasız ki siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın o kendi bildiğine akıp gidiyor. Daha iki gün önce babamın ölüm yıldönümünde onu anarken bu günde rahmetli anamın anneler gününü kutlamak varmış kaderde. Çoğumuz gibi ikinci anneye de evlenince sahip oldum. O da “hoş dünya boş dünya” deyip bu dünyadan göçüp gitti. Onu da hasretle anıyorum. Sizlere belki klasik bir cümle ama onları bir gün anıp 364 gün göz ardı etmek olmaz elbette. Bizi doğuran, besleyip büyüten, göz yaşlarımıza dayanmayan, bizimle ağlayıp, bizimle gülen o kıymetlilerimizi bir günle savuşturmamalıyız. Onları ebediyete uğurladık ama şimdide çocuklarımızın anası var. Göç edenleri unutmamak elbette çok önemli ama çocuklarımızın anasını da hasretle kucaklayıp onların varlıklarına şükrederek sevgimizi onlarda pekiştirelim. Velhasıl tüm annelerimiz bizler için kıymetlidir. Şu kadın cinayetleri de olmayıverse ne kadar mutlu olacağım bilemezsiniz. Ne yapılması gerekiyorsa birlikte olaylara bir el atıp onları şiddetten uzak tutup, sağlıklı, mutlu yaşamalarının önünü açalım. Kulaklarımız televizyonlardan duyulacak "şiddet" haberlerinden uzak kalsın. Anam... Zamanın ağır koşullarında yokluk çekti. Odun ateşinde yemek pişirmek için söndürdüğü kömürleri maltızda kullanarak değerlendirdiği, soğuk sularla çamaşır yıkadığı, çay kenarlarında tokaçla dövdüğü, salçasını, kışlığını zor koşullarda yaparak evin ekonomisine katkı yaptığı o günler geride kaldı. Şimdilerde her şey otomatik, her yiyecek reyonlarda hazır. İnanın düğmeye basmak bile yoruyor bazılarını ama.. İşte o analarımız bu durumları kabullenip ve bir gün olsun bıkmadan bizlere hizmetlerinde kusur etmediler. Benim sıcak su ile bile yüzümü yıkamaya çekindiğim kış aylarında o buz gibi soğuk sularla çamaşır yıkardı. Bir gün imkan bulursam annemi bu eziyetten kurtaracağım derdim. Nitekim Öğretmen olduğum ilk yılda ona kurutmalı bir çamaşır makinası aldım. Satıcı uzun uzun cümlelerle nasıl kullanılacağını anneme anlattı. Gözleri parlamış ama yine de içinde bir burukluk vardı. Sömestre tatilinde eve geldiğimde çamaşır makinasının üzerindeki dantel örtü sanki hiç açılmamıştı. Annemin gözlerine baktım. “Bunu hiç kullanmadın mı” dedim. Mahzun mahzun baktı.. “Oğlum bozulur falan diye açamadım daha doğrusu kıyamadım, belki sen evlenince götürüsün diye düşündüm”... Belli etmesem de biraz kızdım. Anam bu senin için. Aç bakalım ve hemen çalıştır. İşte beni böyle bir anne doğurmuş. Ve ben onu ömrünün sonuna kadar başıma taç ettim. Herkes kadar lüks içinde yaşatamamış olsam da içimdeki sevgi ve onun bana olan sevgisi onu toprağa verinceye kadar yüreğimde yaşattım. Eşimin annesine gelince.. Onu geç tanımış olsam da annem kadar sevdim. Onun bana olan güvenini ve sevgisini içimde her an hissettim. Genç yaşta dul kalarak dört çocuğunu okutmuş bir anneydi o. Çocuklarına hem anne hem de baba olabilme lütfuna erişmiş biriydi. Dahası gözleri görmeyen kulakları az işiten bir annesi de varken. Ona da tamı tamına on beş yıl, erinmeden, üşenmeden bakmayı ihmal etmemiş biriydi. Zaman içinde hacca gitmeye niyetlenmişti. Ben de ona “Anne sen hacca gitmiş birisin. Annene yıllar yılı baktın. Bundan daha güzel ne olabilir” dedim. “Olsun oğlum” dedi. “Ben o topraklara gidip yüz sürmek istiyorum. Allahım hangisini kabul ederse” dedi.. Ve nasip oldu. Hacca da gitti. Ben şimdi onun bana verdiği çocuklarımın anasıyla hayatı yaşamaya devam ediyorum. Başta tüm şehit anneleri olmak üzere, eşimin ve tüm annelerin ellerinden öpüyor onlara daha mutlu bir yaşam diliyor ve bunun mücadelesi içinde olmaktan gurur duyuyorum. Analardır adam eden adamı.. Mayıs ayı baştan sona kimi hüzün kimi gurur ve kimi neşe veren günlere sahne oluyor. Bu güzel anneler günü kutlamasının ardından Kurban Bayramını kutlayacağız. Tutulan oruçların ardından kutladığımız Ramazan bayramı, sonrasında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve ÇOCUK BAYRAMI... Yani işin özü ülke olarak milli değerlere, maneviyata ve aile bağlarına kökten bağlı bir milletiz. Her ne kadar PANDEMİ sürecinde, bazı olumsuz durumlarda bu gibi güzellikleri kutlayamasak da özünde içimizden gelen içimizde olandır. Yani bizleri de ayakta tutan sağlam aile bağlarımızdır. Dileğim ebediyete kadar da sürsün bu bağlılığımız. İçimizdeki yaşama sevinci, BAYRAM neşesi hiç yok olmasın. Bayramları ve bu gibi güzellikleri kutlayamadığımız zamanların acısını ileride çıkarmak ve birbirimizle kucaklaşmak umuduyla herkese selamlar gönderiyorum.
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2024 - Cuma

YİNE AYNI ÖZLEM

Duygusal, çok özel ve güzel bir kelime ÖZLEM. Bu gün ben de ANNE’mi özledim. Kaybedeli yıllar oldu da içimden bir an olsun acısı gitmedi. Anam diploma olarak cahildi ama bir çok okumuştan daha bilinçli, bilgili, görgülü idi. Katlandığı çilelerin bir kısmına şahit olabildim. Onu, belki geç oldu ama şimdi daha iyi anlıyorum. Ona özlemim bir kat daha artıyor, saygıyla minnetle anıyor, onun nezdinde tüm annelerin anneler gününü kutluyor, yaşamını yitirmişlere rahmet, yaşayanlara sağlıklı ömürler diliyo-rum.
İşin gerçeği bu hayat öylesine güzel ve öylesine acımasız ki siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın o kendi bildiğine akıp gidiyor. Daha iki gün önce babamın ölüm yıldönümünde onu anarken bu günde rahmetli anamın anneler gününü kutlamak varmış kaderde. Çoğumuz gibi ikinci anneye de evlenince sahip oldum. O da “hoş dünya boş dünya” deyip bu dünyadan göçüp gitti. Onu da hasretle anıyorum.
Sizlere belki klasik bir cümle ama onları bir gün anıp 364 gün göz ardı etmek olmaz elbette. Bizi doğuran, besleyip büyüten, göz yaşlarımıza dayanmayan, bizimle ağlayıp, bizimle gülen o kıymetlilerimizi bir günle savuşturmamalıyız. Onları ebediyete uğurladık ama şimdide çocuklarımızın anası var. Göç edenleri unutmamak elbette çok önemli ama çocuklarımızın anasını da hasretle kucaklayıp onların varlıklarına şükrederek sevgimizi onlarda pekiştirelim. Velhasıl tüm annelerimiz bizler için kıymetlidir.
Şu kadın cinayetleri de olmayıverse ne kadar mutlu olacağım bilemezsiniz. Ne yapılması gerekiyorsa birlikte olaylara bir el atıp onları şiddetten uzak tutup, sağlıklı, mutlu yaşamalarının önünü açalım. Kulaklarımız televizyonlardan duyulacak "şiddet" haberlerinden uzak kalsın.
Anam... Zamanın ağır koşullarında yokluk çekti. Odun ateşinde yemek pişirmek için söndürdüğü kömürleri maltızda kullanarak değerlendirdiği, soğuk sularla çamaşır yıkadığı, çay kenarlarında tokaçla dövdüğü, salçasını, kışlığını zor koşullarda yaparak evin ekonomisine katkı yaptığı o günler geride kaldı. Şimdilerde her şey otomatik, her yiyecek reyonlarda hazır. İnanın düğmeye basmak bile yoruyor bazılarını ama.. İşte o analarımız bu durumları kabullenip ve bir gün olsun bıkmadan bizlere hizmetlerinde kusur etmediler.
Benim sıcak su ile bile yüzümü yıkamaya çekindiğim kış aylarında o buz gibi soğuk sularla çamaşır yıkardı. Bir gün imkan bulursam annemi bu eziyetten kurtaracağım derdim. Nitekim Öğretmen olduğum ilk yılda ona kurutmalı bir çamaşır makinası aldım. Satıcı uzun uzun cümlelerle nasıl kullanılacağını anneme anlattı. Gözleri parlamış ama yine de içinde bir burukluk vardı. Sömestre tatilinde eve geldiğimde çamaşır makinasının üzerindeki dantel örtü sanki hiç açılmamıştı. Annemin gözlerine baktım. “Bunu hiç kullanmadın mı” dedim. Mahzun mahzun baktı.. “Oğlum bozulur falan diye açamadım daha doğrusu kıyamadım, belki sen evlenince götürüsün diye düşündüm”...
Belli etmesem de biraz kızdım. Anam bu senin için. Aç bakalım ve hemen çalıştır.
İşte beni böyle bir anne doğurmuş. Ve ben onu ömrünün sonuna kadar başıma taç ettim. Herkes kadar lüks içinde yaşatamamış olsam da içimdeki sevgi ve onun bana olan sevgisi onu toprağa verinceye kadar yüreğimde yaşattım.
Eşimin annesine gelince.. Onu geç tanımış olsam da annem kadar sevdim. Onun bana olan güvenini ve sevgisini içimde her an hissettim. Genç yaşta dul kalarak dört çocuğunu okutmuş bir anneydi o. Çocuklarına hem anne hem de baba olabilme lütfuna erişmiş biriydi. Dahası gözleri görmeyen kulakları az işiten bir annesi de varken. Ona da tamı tamına on beş yıl, erinmeden, üşenmeden bakmayı ihmal etmemiş biriydi.
Zaman içinde hacca gitmeye niyetlenmişti. Ben de ona “Anne sen hacca gitmiş birisin. Annene yıllar yılı baktın. Bundan daha güzel ne olabilir” dedim. “Olsun oğlum” dedi. “Ben o topraklara gidip yüz sürmek istiyorum. Allahım hangisini kabul ederse” dedi.. Ve nasip oldu. Hacca da gitti. Ben şimdi onun bana verdiği çocuklarımın anasıyla hayatı yaşamaya devam ediyorum.
Başta tüm şehit anneleri olmak üzere, eşimin ve tüm annelerin ellerinden öpüyor onlara daha mutlu bir yaşam diliyor ve bunun mücadelesi içinde olmaktan gurur duyuyorum. Analardır adam eden adamı..
Mayıs ayı baştan sona kimi hüzün kimi gurur ve kimi neşe veren günlere sahne oluyor. Bu güzel anneler günü kutlamasının ardından Kurban Bayramını kutlayacağız. Tutulan oruçların ardından kutladığımız Ramazan bayramı, sonrasında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve ÇOCUK BAYRAMI... Yani işin özü ülke olarak milli değerlere, maneviyata ve aile bağlarına kökten bağlı bir milletiz. Her ne kadar PANDEMİ sürecinde, bazı olumsuz durumlarda bu gibi güzellikleri kutlayamasak da özünde içimizden gelen içimizde olandır.
Yani bizleri de ayakta tutan sağlam aile bağlarımızdır. Dileğim ebediyete kadar da sürsün bu bağlılığımız.
İçimizdeki yaşama sevinci, BAYRAM neşesi hiç yok olmasın. Bayramları ve bu gibi güzellikleri kutlayamadığımız zamanların acısını ileride çıkarmak ve birbirimizle kucaklaşmak umuduyla herkese selamlar gönderiyorum.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.