Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

YİRMİNCİ BULUŞMA

Biz, GÖKÇEADA (İMROZ) ATATÜRK ÖĞRETMEN OKULU Mezunları 20.ci kez buluştuk, Antalya’da. Çok araştırmadım ama okulu yıkılmış, binaları yerle yeksan edilmiş böyle başka bir topluluk var mıdır bilemiyorum. Öğretmenleriyle, ilk ve son mezunlarıyla, dedeler ve torunlarıyla yapılan bu büyük buluşma bu yıl da Antalya Tekirova’da gerçekleştirildi. Bizim için yer ve uzaklık hiç önemli değildi. Sadece bu büyük topluluğa ev sahipliği yapacak mekanların olması yeterliydi. Zira 400 kişilik gurupları barındıracak fazlaca yer bulunamıyordu. Sağ olsun GÜRAL PREMİER bize bu olanağı sağladı. Nasıl yaptılarsa, tüm yöneticilere baştan bir teşekkür ederim. Harika bir yerde ve fevkalade güzel hizmet veren bu mekanda bizleri buluşturdular. İlk mezunlarını 1968'de vermiş ve 1982'ye kadar ulaşan yıllar içindeki mezunları bir araya getiren bu organizasyonun, derneğimiz tarafından gayet güzel şekilde yapılmış olması ve mezunların mesafe, uzaklık zaman ve zemin tanımadan bu toplantılara katılması kolay olmamasına rağmen başarıyla gerçekleştirildi. Mutluyum, sevinçliyim. Son dakikaya kadar çeşitli nedenlerle katılma durumum olmamasına rağmen şartları zorlayarak katıldım. İyi ki katılmışım. Mezuniyetimizin üstünden 46 yıl geçti. Bu kadar yıldır görüşemediğim arkadaşlarım, dostlarım öğretmenlerimle görüşme olanağı buldum. Ne kadar güzel. Bunca yıl geçmiş olmasına rağmen hala aynı duygu ve düşüncelerle buluşabilmenin hazzını yaşıyorum. Bu toplantılara yani 20.cisi yapılan organizasyonlara genelde katıldım. Katılamadığım bir kaçı oldu. Hissettiğim, 70'den 85'e kadar ki dönem de mezun olan arkadaşların birbirleriyle hiç yabancılık çekmeden kaynaşmış olmaları ve samimiyetleri çok güzel ve olağandan öte bir oluşum. Bunun en büyük nedeni ise” GÖKÇEADALILIK AYRICALIKTIR”.. “68'de yanan bu EĞİTİM MEŞALESİNİN asla SÖNMEYECEK” olmasıdır… Okulları olmayan bu mezunların anıları yaşatacak olmalarıdır. Ve buluşmalarda söz edildiği gibi ilk defa katılanların, geçmiş yıllarda niçin katılmadıklarını sorgulamaları ve pişmanlık duymalarıdır. Mesafe tanımadan yurdun her bölgesinden, yurt dışından toplantılara iştirak etmeleridir. Güzel, eğlenceli ve duyguların bolca dile geldiği, kasetlerin geriye sarılarak, canlandırıldığı, o günlerde yaşanan ve açığa çıkmayan küçük detayların anımsandığı bir-iki gün yaşadık. Ve her zaman olduğu gibi 40. yılını dolduran mezunlara hatıra belgelerinin verildiği günleri yaşadık. Bu kez de mezunlara, takdir belgeleri öğretmenlerimizin elinden ulaştı. Belgeleri teslim eden öğretmenlerimiz kısa konuşmalarla duygularını dile getirdiler. Zaman zaman ağlamaklı sesleri kulaklarımızda yer etti.. Mezunlara da konuşma olanağı tanıdı sunu. “Aman kısa olsun” dedi. Uzun yıllar bir araya gelememiş, ağabey, kardeş, öğretmeni karşısında bulmuş mezunlar da heyecanla duygularını dile getirdiler. Kimi başka yerlerde bu kadar heyecan duymadığından söz ederken, başka bir mezun da “Sevgili öğretmenlerim, değerli arkadaşlarım, ben yurt dışında yaşıyorum. Ofisimde dedemin, babamın ve benim resimlerim yan yana asılı, bu belgeyi de onların yanına asacağım” dedi.. Ama bir başka mezun da, “Arkadaşa eleştiri olsun diye söylemiyorum. Ben olsam ofisin en üst köşesine bir de ATATÜRK resmi asardım” deyince salonda bir alkış tufanı oluştu.. Duygulandım.. Bir mezun da mikrofonu eline alınca” Cahit Sıtkı’nın, “Yaş altmışbeş, yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün, delikanlı çağımızdaki cevher, yalvarmak yakarmak nafile bu güngözünün yaşına bakmadan gider” şiirini okuyunca gençler de heyecanla alkış tuttular.. Bizim okulumuz gerçekten güzel insanlar yetiştirmiş ender eğitim kurumlarından biridir. Köy enstitülerinin yokluğunda iyi “EĞİTİMCİ” yetiştirmiş kurumlardan biridir. Zira bazı öğretmenlerimizden dinlediğim kadarıyla adandın özel durumu nedeniyle buraya atanan öğretmen biraz olsun seçme, biraz olsun kalbur üstü öğretmenler idi. Kura ile yada “hadi, seni de buraya veriverelim” babından değillermiş. Ve farkındayım bizi yetiştiren değerli öğretmenlerimizin kaliteli oldukları mezunlarından belli. Bir çok mezunumuzdan, okulu bitirdikten sonra, adımlarını yüksek okullara atmış ve üst düzey noktalara gelmişlerimiz var. Yani bu ülke için hizmette en üstte olma konusundan okulumuzun adının ve yetişmemizin fazlaca önemi vardır. Diyeceğim o ki; 20.ci kez bir araya geldiğimiz bu harika buluşmalardan fazlasıyla zevk almaktayım. Ruhum biraz daha gençleşmekte, umutlarım biraz daha yeşermektedir. İyi ki bu dernek kurulmuş, öncelerde de söz ettim. Böyle buluşmalar bir çok okul tarafından yapılmakta ve geleneksel hale dönüşmüş durumdadır. Ama bizimki için tek söz” GÖKÇEADALILIK BİR AYRICALIKTIR.” İnanın bu buluşma daha bitmeden herkesin dilinde seneye nerede buluşuyoruz sözleri var.. Ve hemen ilk istek GÖKÇEADA’YA gidelim oluyor. Birisi de sesleniyor “arkadaş okulumuz yıkıldı hangi yüzle oraya gideceğiz” diyor. Öteki “Okulumuzu yıktılar ama içimizdeki ateşi söndüremeyecekler” diye bağırıyor. Ve 1968'de yanan bu ateş ASLA SÖNMEYECEK diyoruz hep bir ağızdan. Burada onlarca isimden söz edebilirdim. Ama birini unutursam haksızlık ederim diye isim yazmaktan çekindim. İlk mezundan son mezuna ve onun velisine, ilk öğretmen son öğretmene, ilk dernek kurucusundan şimdiki yönetime velhasıl tüm GÖKÇEADALILARA yürekten teşekkürler. Yaşayanların, buluşamadıklarımızın ellerinden öpüyor ebediyete intikal etmişleri rahmetle anıyorum. GÖKÇEADA RUHU SÖNMEYECEK.. Seneye yeni buluşmalarda.. hep birlikte...
Ekleme Tarihi: 04 Mayıs 2016 - Çarşamba

YİRMİNCİ BULUŞMA

Biz, GÖKÇEADA (İMROZ) ATATÜRK ÖĞRETMEN OKULU Mezunları 20.ci kez buluştuk, Antalya’da. Çok araştırmadım ama okulu yıkılmış, binaları yerle yeksan edilmiş böyle başka bir topluluk var mıdır bilemiyorum. Öğretmenleriyle, ilk ve son mezunlarıyla, dedeler ve torunlarıyla yapılan bu büyük buluşma bu yıl da Antalya Tekirova’da gerçekleştirildi. Bizim için yer ve uzaklık hiç önemli değildi. Sadece bu büyük topluluğa ev sahipliği yapacak mekanların olması yeterliydi. Zira 400 kişilik gurupları barındıracak fazlaca yer bulunamıyordu. Sağ olsun GÜRAL PREMİER bize bu olanağı sağladı.
Nasıl yaptılarsa, tüm yöneticilere baştan bir teşekkür ederim. Harika bir yerde ve fevkalade güzel hizmet veren bu mekanda bizleri buluşturdular. İlk mezunlarını 1968'de vermiş ve 1982'ye kadar ulaşan yıllar içindeki mezunları bir araya getiren bu organizasyonun, derneğimiz tarafından gayet güzel şekilde yapılmış olması ve mezunların mesafe, uzaklık zaman ve zemin tanımadan bu toplantılara katılması kolay olmamasına rağmen başarıyla gerçekleştirildi. Mutluyum, sevinçliyim. Son dakikaya kadar çeşitli nedenlerle katılma durumum olmamasına rağmen şartları zorlayarak katıldım. İyi ki katılmışım. Mezuniyetimizin üstünden 46 yıl geçti. Bu kadar yıldır görüşemediğim arkadaşlarım, dostlarım öğretmenlerimle görüşme olanağı buldum.

Ne kadar güzel. Bunca yıl geçmiş olmasına rağmen hala aynı duygu ve düşüncelerle buluşabilmenin hazzını yaşıyorum.
Bu toplantılara yani 20.cisi yapılan organizasyonlara genelde katıldım. Katılamadığım bir kaçı oldu. Hissettiğim, 70'den 85'e kadar ki dönem de mezun olan arkadaşların birbirleriyle hiç yabancılık çekmeden kaynaşmış olmaları ve samimiyetleri çok güzel ve olağandan öte bir oluşum. Bunun en büyük nedeni ise” GÖKÇEADALILIK AYRICALIKTIR”.. “68'de yanan bu EĞİTİM MEŞALESİNİN asla SÖNMEYECEK” olmasıdır… Okulları olmayan bu mezunların anıları yaşatacak olmalarıdır. Ve buluşmalarda söz edildiği gibi ilk defa katılanların, geçmiş yıllarda niçin katılmadıklarını sorgulamaları ve pişmanlık duymalarıdır. Mesafe tanımadan yurdun her bölgesinden, yurt dışından toplantılara iştirak etmeleridir.
Güzel, eğlenceli ve duyguların bolca dile geldiği, kasetlerin geriye sarılarak, canlandırıldığı, o günlerde yaşanan ve açığa çıkmayan küçük detayların anımsandığı bir-iki gün yaşadık. Ve her zaman olduğu gibi 40. yılını dolduran mezunlara hatıra belgelerinin verildiği günleri yaşadık. Bu kez de mezunlara, takdir belgeleri öğretmenlerimizin elinden ulaştı. Belgeleri teslim eden öğretmenlerimiz kısa konuşmalarla duygularını dile getirdiler. Zaman zaman ağlamaklı sesleri kulaklarımızda yer etti.. Mezunlara da konuşma olanağı tanıdı sunu. “Aman kısa olsun” dedi. Uzun yıllar bir araya gelememiş, ağabey, kardeş, öğretmeni karşısında bulmuş mezunlar da heyecanla duygularını dile getirdiler. Kimi başka yerlerde bu kadar heyecan duymadığından söz ederken, başka bir mezun da “Sevgili öğretmenlerim, değerli arkadaşlarım, ben yurt dışında yaşıyorum. Ofisimde dedemin, babamın ve benim resimlerim yan yana asılı, bu belgeyi de onların yanına asacağım” dedi.. Ama bir başka mezun da, “Arkadaşa eleştiri olsun diye söylemiyorum. Ben olsam ofisin en üst köşesine bir de ATATÜRK resmi asardım” deyince salonda bir alkış tufanı oluştu.. Duygulandım.. Bir mezun da mikrofonu eline alınca” Cahit Sıtkı’nın, “Yaş altmışbeş, yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün, delikanlı çağımızdaki cevher, yalvarmak yakarmak nafile bu güngözünün yaşına bakmadan gider” şiirini okuyunca gençler de heyecanla alkış tuttular..
Bizim okulumuz gerçekten güzel insanlar yetiştirmiş ender eğitim kurumlarından biridir. Köy enstitülerinin yokluğunda iyi “EĞİTİMCİ” yetiştirmiş kurumlardan biridir. Zira bazı öğretmenlerimizden dinlediğim kadarıyla adandın özel durumu nedeniyle buraya atanan öğretmen biraz olsun seçme, biraz olsun kalbur üstü öğretmenler idi. Kura ile yada “hadi, seni de buraya veriverelim” babından değillermiş. Ve farkındayım bizi yetiştiren değerli öğretmenlerimizin kaliteli oldukları mezunlarından belli. Bir çok mezunumuzdan, okulu bitirdikten sonra, adımlarını yüksek okullara atmış ve üst düzey noktalara gelmişlerimiz var. Yani bu ülke için hizmette en üstte olma konusundan okulumuzun adının ve yetişmemizin fazlaca önemi vardır.
Diyeceğim o ki; 20.ci kez bir araya geldiğimiz bu harika buluşmalardan fazlasıyla zevk almaktayım. Ruhum biraz daha gençleşmekte, umutlarım biraz daha yeşermektedir. İyi ki bu dernek kurulmuş, öncelerde de söz ettim. Böyle buluşmalar bir çok okul tarafından yapılmakta ve geleneksel hale dönüşmüş durumdadır. Ama bizimki için tek söz” GÖKÇEADALILIK BİR AYRICALIKTIR.”
İnanın bu buluşma daha bitmeden herkesin dilinde seneye nerede buluşuyoruz sözleri var.. Ve hemen ilk istek GÖKÇEADA’YA gidelim oluyor. Birisi de sesleniyor “arkadaş okulumuz yıkıldı hangi yüzle oraya gideceğiz” diyor. Öteki “Okulumuzu yıktılar ama içimizdeki ateşi söndüremeyecekler” diye bağırıyor.
Ve 1968'de yanan bu ateş ASLA SÖNMEYECEK diyoruz hep bir ağızdan.
Burada onlarca isimden söz edebilirdim. Ama birini unutursam haksızlık ederim diye isim yazmaktan çekindim. İlk mezundan son mezuna ve onun velisine, ilk öğretmen son öğretmene, ilk dernek kurucusundan şimdiki yönetime velhasıl tüm GÖKÇEADALILARA yürekten teşekkürler. Yaşayanların, buluşamadıklarımızın ellerinden öpüyor ebediyete intikal etmişleri rahmetle anıyorum.
GÖKÇEADA RUHU SÖNMEYECEK.. Seneye yeni buluşmalarda.. hep birlikte...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.