Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

YOLLAR

Yollar canı cana kavuşturan yegane yapılardır. Her şeyde olması gerekir ve en kötü şey YOLSUZLUKTUR. Banazımız da içinden geçen bu yola 1962-63 yıllarında kavuştu. İlkokul çağlarımıza rastlayan bu yılları dün gibi hatırlıyorum. ABD Dışişleri Bakanı George MARSHALL, 1948'de hazırladığı bir plan ile AVRUPA ülkelerini kalkındırma amaçlı bir planı konseye sundu. Buna göre bizde bu yardım planından yararlandırıldık ve taşlı tozlu yollardan kurtularak asfalt yola kavuştuk. O günlerin siyasilerinden duyduklarım kadarıyla başta o dönem vekillerimiz A. Rıza AKBIYIKOĞLU, İbrahim BULANALP ve Ahmet TAHTAKILIÇ olmak üzere belediye başkanını İbrahim YILDIZ, parti başkanları Halil ÖZTÜRK ve Hakkı ÇETİNKAYA’nın gayretleriyle ilçemiz içinden geçmesi adına başarılan girişimler sonucu yapıldı. Emeği geçen, katkısı olanlar (hepsini rahmetle minnetle anıyorum) sağolsunlar. Zira bu yol BANAZ’dan geçmeseydi gelişmişlik adına bir hayli gerilerde kalabilirdik. Yol, (MARSHALL YOLU) şehrimizin içinden geçti geçmesine de o yıldan bu yana sorunlar da tükenmedi. Önce plan açısından yol, şehir içinde bir hayli yükseltildi. Nedenini hala bulabilmiş değilim... O yıllarda okulumuz, 31 Ağustos ile evimiz arasına sanki “Çin Seddi” gibi bir set çekilmişti. Çıkarken zorlanıyor inerken yuvarlanıyorduk. Yola ilk kurbanı beslediğimiz bir köpeğimizin kamyon altında kalması sonucu verdik. Ve de yıllar yılı hiç eksik olmadı kurbanlar. Küçüklü büyüklü sayısız kurban verildi bu Maraşal yoluna. Ölümler olmasın diye yolu kapattık saatlerce. Her türlü önlemleri denedik. Olmadı.. olmuyordu. Ve nihayet ÜST GEÇİT yapılması kararı alındı belediyemizce. Sevindik. Sevindik ama o da kursağımızda kaldı. Plansız ve kaba bir biçimde yapılan ÜST GEÇİT ne yazık ki yayalara geçit olamadı. Ben inanın zaman zaman çok gözlemledim. Acaba bir geçen olur da resmini çeker miyim diye ama başaramadım. Büyük hayaller ile yapılan ÜST GEÇİT büyük bir üzüntü ile hurda yığınına dönüverdi bir sabah kalktığımızda. Trafik ışıkları yapıldı. “Tamam!” dedik “artık sürücüler, yayalar kurallara uyarlar ve de boş yere canları heba etmekten kurtuluruz”. Ne çare ki o da canların gitmesine ÇARE olamadı. Araştırdım. Bu sorun sadece bizde de değil. Ülke genelinde hep aynı sorunlar var. Hatta ilimizde Bireylül İlkokulunun bulunduğu yere de üst geçit yapmışlardı. Allaha şükür insanların geçmesine fırsat vermeden onu da yerle yeksan ettik. Trafik rahatlasın diye ilimizin dört yoluna bir geçit yaptık KAMBUR gibi o da derde deva olamadı. Dikilitaş’ta bir üst geçit gördüm. Üzerinden geçen olmuyor. İstanbul’a gidişlerimde görmüştüm, üst geçitlere bazı yiyecek markaları restoranlar yapmış, hiç olmaya faydası olur belki diye. Biz ne Banaz’da ne de Uşak’ta bunları denemedik bile.. Yapalım dedik yaptık. Yıkalım dedik yıktık. Ve hiç kimse de hesap sormadı.. Neden yaptınız. Niçin YIKTINIZ. Yapan yaptığıyla, yıkan yıktığıyla kaldı bizim illerimizde. Lafı şuraya getireceğim. İlçemizde şehiriçi trafiğinin ne denli hızlı olduğu bilinir her zaman. Ve de ilimizde 3 kişiye neredeyse bir araç düşer. Yani 80-90 bin araç yollarda cirit atar. Bunlar sadece kayıtlı olanlarıdır. Kayıtsızları bilemem artık. İşte BANAZ BELEDİYESİ BU ÇÖZÜMLENEMEYEN SORUNA kalıcı çözüm bulmak için araştırmalar yapmış ve çareyi elektronik denetim yapmakta bulmuş. Koymuşlar şehrin giriş ve çıkışlarına kameraları, sürat yapanları, kırmızı ışıkta geçenleriş tespit edip cezalandırmışlar. Paralar kısa sürede önemli rakamlar ulaşmış. Herkes tedirgin olmuş. Yerel sürüler zamanla fark etmişler ve sürat yapmaktan geri durmuşlar ama şehirlerarası yolculuk yapanlar cezalardan kurtulamamışlar. Elbette olayın farkına varan bazı AKİLLER, “tam zamanıdır” diyerek gerek Banaz KAYMAKAMLIĞINI ya da BELEDİYE Başkanlığını hemen kıskaca almayı planlamışlar. İşin enteresan tarafı o günlere rastlayan, (bilemem planlı mı değil mi) bir araç alımı da söz konusu olmuş. Ve aranan kan bulundu. Banaz Belediyesi vay şöyle yaptı vay böyle yaptı. Kesilen ceza paraları ile lüks arabalara biniyorlar, diye haberler dolaştı, sosyal medyada ya da internet sitelerinde. Arada bize de lafa atanlar oldu. “Banaz çalkalanıyor siz niye yazmıyorsunuz, korkuyor musunuz gibi” cümlelerle. Asla ne korktuk ne de yıldık. 50 yıldır yazdık, yazıyoruz. Biz bu durumda BANAZ BELEDİYESİ’nin yaptıklarını doğru buluyoruz. Altına imzamızı da rahatlıkla atıyoruz. Zira burada verdiğimiz canlar adına bunu yapıyoruz. Yeniden kurban vermeyelim diye altına imza atıyoruz. Hiçbir şey candan öte değildir. O nedenle yapılan işlem doğrudur. Teferruatlarda hata yapılmış olabilir. Gereği kadar uyarıcı levha konmamış, cihaz sayısı abartılmış olabilir. Bunlar ileride üzerinde yeniden mütaala yapılarak düzeltilebilir durumlardır. Burada katılmadığımız tek nokta ARAÇ konusudur. Bu konuya katılamıyoruz. Tesadüf bile olsa alımı yapılan araç bu olayla bağlantılandırılmamalıydı. Her ne kadar olayın kahramanları gerekli açıklamayı yapmış olsalar da, yapılan doğru işin arkası böyle olmamalıydı. ARAÇ işinde her hangi bir olumsuzluk var ise konu yasalar önünde çözümlenebilir. Uşak’ta bazı basın mensupları UŞAK’ta yaşanan trafik olumsuzluklarını, taşların sökülüp asfalt yapılmasını, bir gün sağdan bir gün soldan giden trafiğin getirdiği keşmekeşi, bisiklet-motosiklet giremez denilen yollarda hepsinin cirit attığını ve bütün bu çalışmalara rağmen TRAFİĞİN rahatlamadığını yazmışlar mı bakalım?.. Vallahi şaşıyorum... Yollar nereye çıkıyor. Kim kime yol yapıyor?. Yolumuz açık olsun..
Ekleme Tarihi: 26 Ocak 2016 - Salı

YOLLAR

Yollar canı cana kavuşturan yegane yapılardır. Her şeyde olması gerekir ve en kötü şey YOLSUZLUKTUR. Banazımız da içinden geçen bu yola 1962-63 yıllarında kavuştu. İlkokul çağlarımıza rastlayan bu yılları dün gibi hatırlıyorum. ABD Dışişleri Bakanı George MARSHALL, 1948'de hazırladığı bir plan ile AVRUPA ülkelerini kalkındırma amaçlı bir planı konseye sundu. Buna göre bizde bu yardım planından yararlandırıldık ve taşlı tozlu yollardan kurtularak asfalt yola kavuştuk. O günlerin siyasilerinden duyduklarım kadarıyla başta o dönem vekillerimiz A. Rıza AKBIYIKOĞLU, İbrahim BULANALP ve Ahmet TAHTAKILIÇ olmak üzere belediye başkanını İbrahim YILDIZ, parti başkanları Halil ÖZTÜRK ve Hakkı ÇETİNKAYA’nın gayretleriyle ilçemiz içinden geçmesi adına başarılan girişimler sonucu yapıldı. Emeği geçen, katkısı olanlar (hepsini rahmetle minnetle anıyorum) sağolsunlar. Zira bu yol BANAZ’dan geçmeseydi gelişmişlik adına bir hayli gerilerde kalabilirdik.
Yol, (MARSHALL YOLU) şehrimizin içinden geçti geçmesine de o yıldan bu yana sorunlar da tükenmedi. Önce plan açısından yol, şehir içinde bir hayli yükseltildi. Nedenini hala bulabilmiş değilim...

O yıllarda okulumuz, 31 Ağustos ile evimiz arasına sanki “Çin Seddi” gibi bir set çekilmişti. Çıkarken zorlanıyor inerken yuvarlanıyorduk. Yola ilk kurbanı beslediğimiz bir köpeğimizin kamyon altında kalması sonucu verdik. Ve de yıllar yılı hiç eksik olmadı kurbanlar. Küçüklü büyüklü sayısız kurban verildi bu Maraşal yoluna.
Ölümler olmasın diye yolu kapattık saatlerce. Her türlü önlemleri denedik. Olmadı.. olmuyordu. Ve nihayet ÜST GEÇİT yapılması kararı alındı belediyemizce. Sevindik. Sevindik ama o da kursağımızda kaldı. Plansız ve kaba bir biçimde yapılan ÜST GEÇİT ne yazık ki yayalara geçit olamadı. Ben inanın zaman zaman çok gözlemledim. Acaba bir geçen olur da resmini çeker miyim diye ama başaramadım. Büyük hayaller ile yapılan ÜST GEÇİT büyük bir üzüntü ile hurda yığınına dönüverdi bir sabah kalktığımızda. Trafik ışıkları yapıldı. “Tamam!” dedik “artık sürücüler, yayalar kurallara uyarlar ve de boş yere canları heba etmekten kurtuluruz”. Ne çare ki o da canların gitmesine ÇARE olamadı. Araştırdım. Bu sorun sadece bizde de değil. Ülke genelinde hep aynı sorunlar var. Hatta ilimizde Bireylül İlkokulunun bulunduğu yere de üst geçit yapmışlardı. Allaha şükür insanların geçmesine fırsat vermeden onu da yerle yeksan ettik. Trafik rahatlasın diye ilimizin dört yoluna bir geçit yaptık KAMBUR gibi o da derde deva olamadı.

Dikilitaş’ta bir üst geçit gördüm. Üzerinden geçen olmuyor. İstanbul’a gidişlerimde görmüştüm, üst geçitlere bazı yiyecek markaları restoranlar yapmış, hiç olmaya faydası olur belki diye. Biz ne Banaz’da ne de Uşak’ta bunları denemedik bile.. Yapalım dedik yaptık. Yıkalım dedik yıktık. Ve hiç kimse de hesap sormadı.. Neden yaptınız. Niçin YIKTINIZ. Yapan yaptığıyla, yıkan yıktığıyla kaldı bizim illerimizde.
Lafı şuraya getireceğim. İlçemizde şehiriçi trafiğinin ne denli hızlı olduğu bilinir her zaman. Ve de ilimizde 3 kişiye neredeyse bir araç düşer. Yani 80-90 bin araç yollarda cirit atar. Bunlar sadece kayıtlı olanlarıdır. Kayıtsızları bilemem artık. İşte BANAZ BELEDİYESİ BU ÇÖZÜMLENEMEYEN SORUNA kalıcı çözüm bulmak için araştırmalar yapmış ve çareyi elektronik denetim yapmakta bulmuş. Koymuşlar şehrin giriş ve çıkışlarına kameraları, sürat yapanları, kırmızı ışıkta geçenleriş tespit edip cezalandırmışlar. Paralar kısa sürede önemli rakamlar ulaşmış. Herkes tedirgin olmuş. Yerel sürüler zamanla fark etmişler ve sürat yapmaktan geri durmuşlar ama şehirlerarası yolculuk yapanlar cezalardan kurtulamamışlar. Elbette olayın farkına varan bazı AKİLLER, “tam zamanıdır” diyerek gerek Banaz KAYMAKAMLIĞINI ya da BELEDİYE Başkanlığını hemen kıskaca almayı planlamışlar. İşin enteresan tarafı o günlere rastlayan, (bilemem planlı mı değil mi) bir araç alımı da söz konusu olmuş. Ve aranan kan bulundu. Banaz Belediyesi vay şöyle yaptı vay böyle yaptı. Kesilen ceza paraları ile lüks arabalara biniyorlar, diye haberler dolaştı, sosyal medyada ya da internet sitelerinde. Arada bize de lafa atanlar oldu. “Banaz çalkalanıyor siz niye yazmıyorsunuz, korkuyor musunuz gibi” cümlelerle. Asla ne korktuk ne de yıldık. 50 yıldır yazdık, yazıyoruz. Biz bu durumda BANAZ BELEDİYESİ’nin yaptıklarını doğru buluyoruz. Altına imzamızı da rahatlıkla atıyoruz. Zira burada verdiğimiz canlar adına bunu yapıyoruz. Yeniden kurban vermeyelim diye altına imza atıyoruz. Hiçbir şey candan öte değildir. O nedenle yapılan işlem doğrudur. Teferruatlarda hata yapılmış olabilir. Gereği kadar uyarıcı levha konmamış, cihaz sayısı abartılmış olabilir. Bunlar ileride üzerinde yeniden mütaala yapılarak düzeltilebilir durumlardır. Burada katılmadığımız tek nokta ARAÇ konusudur. Bu konuya katılamıyoruz. Tesadüf bile olsa alımı yapılan araç bu olayla bağlantılandırılmamalıydı. Her ne kadar olayın kahramanları gerekli açıklamayı yapmış olsalar da, yapılan doğru işin arkası böyle olmamalıydı. ARAÇ işinde her hangi bir olumsuzluk var ise konu yasalar önünde çözümlenebilir. Uşak’ta bazı basın mensupları UŞAK’ta yaşanan trafik olumsuzluklarını, taşların sökülüp asfalt yapılmasını, bir gün sağdan bir gün soldan giden trafiğin getirdiği keşmekeşi, bisiklet-motosiklet giremez denilen yollarda hepsinin cirit attığını ve bütün bu çalışmalara rağmen TRAFİĞİN rahatlamadığını yazmışlar mı bakalım?..
Vallahi şaşıyorum... Yollar nereye çıkıyor. Kim kime yol yapıyor?. Yolumuz açık olsun..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.