Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

KAR VE AŞI

Herkesin dört gözle beklediği kar nihayet yağdı. Bu işe 7’den 70’e herkes sevindi. Kimisi kar sevincine ulaştığı için, bilinçli olanlarsa kuraklık tehlikesinin en iyi ilacı olduğu için. Cuma sabahı ortalık beyaza büründü. Geçen sene de çok az olduğu için toprakla buluşamayan kar taneleri kuraklığı yüzlerimize vurdu. Yöremizdeki göletlerde yüzde 10’un altına düşen su seviyeleri konu ile ilgisi olan herkeste endişe uyandırdı. Hemen yanıbaşımızdaki Kuşdemir Göleti’nin tükenmek üzere olan, bir avuç kalan suyuna bizzat şahit olduk. Tam anlamıyla yeterli olmasa bile şimdilik faciadan dönüldü diyebiliriz. Ancak gerçek şu ki; topyekün bir su tasarrufu ve tüketimin bilincinin topluma yerleştirilmesi muhakkak şarttır. Bir muhtarımız daha önceki gün anlattı. “Köyü-müzde bir vatandaşımız su parasını ödemedi. Kendisinin su borcu birikmiş. Evinin önünden geçerken baktım ki araba yıkıyor. Bu arada araca su tuttuktan sonra sabun sürerken hortumu yola bıraktı. Sular yerlere, boşa akıyor. İçme suyuyla araç yıkayan vatandaşın aracı sabunlarken hortumu yolun ortasına atıp, suyun dakikalarca boşa akmasına tepki gösterdim. Aracı sabunlarken suyu neden kapatmadığını sordum. Kendisi de sana ne kardeşim, parasını sen mi ödüyorsun deyince olay çok garibime gitti. İşin ilginç tarafı da bu diyaloğa şahit olan diğer köylülerimizin suyu hoyratça boşa akıtmasına tepki göstermemeleri toplumsal bir sorundur diye düşündüm. Garip yani, vatandaş hem su parasını ödemiyor, hem suyu hoyratça, bilinçsiz şekilde harcıyor. Taktir sizin artık” dedi. Şimdi kendinizi muhtarın yerine koyun, siz olsaydınız ne yapardınız? Evet, çevremizde bu ve bu gibi olaylar çokça yaşansa da şimdilik çok yeterli olmamasına rağmen kar yağışı en azından bir umut doğurdu. İnşallah devamı da gelir, inşallah Afrika’da, diğer kurak ülkelerde bir avuç suya muhtaç insanların halinden anlayacak kadar da olsa tasarruf bilincine erişiriz.   AŞI GELDİ DE!...   Aşı geldi de medya önünde aşılamalar bir ucundan başladı. Aşı konusunda da yetkililerin çok şeffaf olmadığı, konunun ayrıntılarını vatandaşa açıklamadıkları iddiaları var. Gelmeden önce oldukça fazla rötar yapan aşının hikayesini merak eden insan çok fazla. Aşı konusunda geç kalındığı, uyanık davranılmadığı, tedarik konusunda hem yetersiz, hem bilinçsiz hareket edildiği belirtiliyor. Bu iddialar doğru mu, yanlış mı onu tartışmanın bir yararı olmayacaktır. Ancak hakkında oldukça çelişkili iddialar olan Çin aşısına mahkûm mu olduk, bu aşının faydaları, zararları araştırılmış mıdır, diğer ülkelerin aşılarından neden faydalanılmadı bunları cevaplandırmamız lazım. Ayrıca ilk aşıyı olduklarını iddia edenlere karşılık bazı sanatçıların bir süre önce aşı olduğunu açıklaması, bir Avrupa ülkesinden 25 bin doz aşı geldiği iddiası, bunların akibetinin ne olduğu, kimlere kullanıldığı da merak konusudur. Bir de aşı olup olmama konusu var. Bazılarımız kayıtsız şartsız aşı olacağım derken, kimisi de bu pandeminin çeşitli şekillerde sürekli yaşamımızda olacağını iddia ederek aşı olmayacağını söylemektedirler. En azından aşının faydalarını gördükten sonra olabileceklerini belirtmektedirler. Aşı; aceleye gelmediği şekliyle mutlaka faydalı olacaktır. Şayet fazları yani deneme süre ve sayıları tam olduğu sürece görevini yapacaktır. Bunların durumu, konusu çelişkilere yol açacak mutlaka. Ancak kimsenin insan hayatını hiçe sayacak kadar canileşeceğini de hiç düşünmüyoruz.
Ekleme Tarihi: 19 Ocak 2021 - Salı

KAR VE AŞI

Herkesin dört gözle beklediği kar nihayet yağdı. Bu işe 7’den 70’e herkes sevindi. Kimisi kar sevincine ulaştığı için, bilinçli olanlarsa kuraklık tehlikesinin en iyi ilacı olduğu için.
Cuma sabahı ortalık beyaza büründü. Geçen sene de çok az olduğu için toprakla buluşamayan kar taneleri kuraklığı yüzlerimize vurdu. Yöremizdeki göletlerde yüzde 10’un altına düşen su seviyeleri konu ile ilgisi olan herkeste endişe uyandırdı. Hemen yanıbaşımızdaki Kuşdemir Göleti’nin tükenmek üzere olan, bir avuç kalan suyuna bizzat şahit olduk. Tam anlamıyla yeterli olmasa bile şimdilik faciadan dönüldü diyebiliriz.
Ancak gerçek şu ki; topyekün bir su tasarrufu ve tüketimin bilincinin topluma yerleştirilmesi muhakkak şarttır.
Bir muhtarımız daha önceki gün anlattı. “Köyü-müzde bir vatandaşımız su parasını ödemedi. Kendisinin su borcu birikmiş. Evinin önünden geçerken baktım ki araba yıkıyor. Bu arada araca su tuttuktan sonra sabun sürerken hortumu yola bıraktı. Sular yerlere, boşa akıyor. İçme suyuyla araç yıkayan vatandaşın aracı sabunlarken hortumu yolun ortasına atıp, suyun dakikalarca boşa akmasına tepki gösterdim.
Aracı sabunlarken suyu neden kapatmadığını sordum. Kendisi de sana ne kardeşim, parasını sen mi ödüyorsun deyince olay çok garibime gitti. İşin ilginç tarafı da bu diyaloğa şahit olan diğer köylülerimizin suyu hoyratça boşa akıtmasına tepki göstermemeleri toplumsal bir sorundur diye düşündüm. Garip yani, vatandaş hem su parasını ödemiyor, hem suyu hoyratça, bilinçsiz şekilde harcıyor. Taktir sizin artık” dedi.
Şimdi kendinizi muhtarın yerine koyun, siz olsaydınız ne yapardınız?
Evet, çevremizde bu ve bu gibi olaylar çokça yaşansa da şimdilik çok yeterli olmamasına rağmen kar yağışı en azından bir umut doğurdu. İnşallah devamı da gelir, inşallah Afrika’da, diğer kurak ülkelerde bir avuç suya muhtaç insanların halinden anlayacak kadar da olsa tasarruf bilincine erişiriz.
 
AŞI GELDİ DE!...
 
Aşı geldi de medya önünde aşılamalar bir ucundan başladı. Aşı konusunda da yetkililerin çok şeffaf olmadığı, konunun ayrıntılarını vatandaşa açıklamadıkları iddiaları var. Gelmeden önce oldukça fazla rötar yapan aşının hikayesini merak eden insan çok fazla. Aşı konusunda geç kalındığı, uyanık davranılmadığı, tedarik konusunda hem yetersiz, hem bilinçsiz hareket edildiği belirtiliyor.
Bu iddialar doğru mu, yanlış mı onu tartışmanın bir yararı olmayacaktır. Ancak hakkında oldukça çelişkili iddialar olan Çin aşısına mahkûm mu olduk, bu aşının faydaları, zararları araştırılmış mıdır, diğer ülkelerin aşılarından neden faydalanılmadı bunları cevaplandırmamız lazım.
Ayrıca ilk aşıyı olduklarını iddia edenlere karşılık bazı sanatçıların bir süre önce aşı olduğunu açıklaması, bir Avrupa ülkesinden 25 bin doz aşı geldiği iddiası, bunların akibetinin ne olduğu, kimlere kullanıldığı da merak konusudur.
Bir de aşı olup olmama konusu var. Bazılarımız kayıtsız şartsız aşı olacağım derken, kimisi de bu pandeminin çeşitli şekillerde sürekli yaşamımızda olacağını iddia ederek aşı olmayacağını söylemektedirler. En azından aşının faydalarını gördükten sonra olabileceklerini belirtmektedirler.
Aşı; aceleye gelmediği şekliyle mutlaka faydalı olacaktır. Şayet fazları yani deneme süre ve sayıları tam olduğu sürece görevini yapacaktır. Bunların durumu, konusu çelişkilere yol açacak mutlaka. Ancak kimsenin insan hayatını hiçe sayacak kadar canileşeceğini de hiç düşünmüyoruz.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.