Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

AÇMIYIZ?

Millet marketlerarası büyük yarışlara katılırken bomba gibi bir açıklama geldi. Hem de bir bakandan "Türkiye'de aç ve açıkta insan yok" demiş sayın bakanımız. Geçen haftaki yazımızda ülkemizdeki açlık sınırını, yoksulluk sınırını kapsayan rakamları ayrıntılı olarak yazmıştık. Bu rakamlar resmi makamların açıkladığı kayıt altına alınan rakamlardır. Dolayısıyla devletin bir kurumu açlık ve yoksulluk sınırını belgelerle açıklarken, başka bir kurumunun da bunu yalanlar şekilde başka şeyler söylemesi çelişki midir, kandırmaca mı? Çarşı pazar yangın yerine dönmüşken milletin algısına oynamak nasıl bir anlayıştır. Zat-ıalleri tedbili kıyafetle şöyle bir pazara, markete çıksalar da gerçekleri hele bir görseler belki biraz susarlar. Başka yerlere gitmeye gerek yok. Banaz'da ve Uşak'ta pazar yerlerindeki tenhalık herşeyi anlatıyor zaten. Biz böyle görüyor ve biliyoruz ancak gene de tescillemek için pazarcılara sorduk: "Pazardaki bu durgunluk nedir, millet gelmiyor mu?". Pazarcı bir esnafımız dokunsan ağlayacak, "Ne milleti kardeşim, pazarcılar halden mal alacak parayı bulamıyor.  Geçen yıl 15-20 bin lirayla aylık satacağımız ürünleri alabiliyorduk ama şu anda haftalık 50 bin lira bile yetmiyor. Adam nasıl mal alsın da nasıl mal satsın. Üstelikte gördüğünüz gibi vatandaş artık tane ile sebze meyve almaya başladı"... Gerçekten de durum bu hale geldi. Önceleri 80-100 lira ile pazardan ellerimiz dolu dönüyorduk ama şimdi tane tane almışken, ihtiyaçlarımızın dörtte birini zor alabilmişken en az 400 lira süzülüp gidiyor cebimizden. Tabii o da parası olandan... Artık orta gelirli bir aile evinde ayda bir zorla gördüğü eti göremiyor. Tavuk desen 50 liraya koşuyor. Bakliyat desen uçmuş, sebze meyvenin yanına yaklaşılmıyor. Ne olacak halimiz. Üstelik birileri de kalkmış açlık yok, açıkta insan yok diyor. Aç olduğumuzu, yoksulluk çektiğimizi göstermek için illaki sokaklarda donarak, kıvranarak ölmek mi lazım!... Dertli insanlar isyanlarına devam ediyor. Diğer taraftan bizleri uyutmak için kalkıp Avrupa ülkeleriyle kıyaslayanlar, gerçek anlamda bizimle onların asgari ücretlerinin alım gücünü karşılaştırsınlar ki bu kıyaslama yandaş kanallar hariç hepsinde var, ondan sonra konuşsunlar. Milleti kandırmak, algı yapmaktan vazgeçin artık. Maymun gözünü açtı, kaf dağının arkası görünüyor... Geçtiğimiz dönemlerde bir bakanımız vardı, hatırlarsınız... "Bakın burası çokomelli, nisan marttan güzel olacak, mayıs nisandan. Adam doları 5 liradan alacak, dolar 10 liraya çıkacak, köşeyi dönecek. yok öyle şey. Büyük bir sıçrama hareketine hazır olun, enflasyon düşecek, faizler gerileyecek, herkes refaha ulaşacak!"... Gördük değil mi?... Mesele şu ki; şimdi de gözleri ıldır ıldır parlayan şakacı bakanımız da, "Haziran'da herşey yoluna girecek, enflasyon düşecek, fiyatlar gerileyecek" diyordu. Akşam duydum ki haziran yaklaştığı için olsa gerek "Aralık'ta enflasyonu düşüreceğiz, zamları durduracağız, artık rahat bir nefes alacağız" diyormuş. Enflasyon nisanda düşecekmiş de, olmadı haziranda düşecekmiş de, olmadı aralıkta düşecekmiş de, miş miş de miş miş. Leyleğin ömrü laklakla geçermiş ama milletin aklıyla alay etmek laklak yapmayla aynı şey değil. Sayın bakanın gözlerinden ben de umutlanmak istiyorum ama yapmayın artık, yeter. Bu milletin algılarıyla oynamayın, inandırıcı olmuyor, tam tersine çok komik oluyorsunuz. Siz ilk olarak akaryakıtı, dövizi durdurun, düşürün, çarşı pazarı rahatlatın, ekmeği-aşı, yağı-eti-sütü ucuzlatın, gerçekten açlık yoksulluk çeken dar gelirliyi rahatlatın da ondan sonra konuşun...
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2022 - Salı

AÇMIYIZ?

Millet marketlerarası büyük yarışlara katılırken bomba gibi bir açıklama geldi. Hem de bir bakandan "Türkiye'de aç ve açıkta insan yok" demiş sayın bakanımız.
Geçen haftaki yazımızda ülkemizdeki açlık sınırını, yoksulluk sınırını kapsayan rakamları ayrıntılı olarak yazmıştık. Bu rakamlar resmi makamların açıkladığı kayıt altına alınan rakamlardır. Dolayısıyla devletin bir kurumu açlık ve yoksulluk sınırını belgelerle açıklarken, başka bir kurumunun da bunu yalanlar şekilde başka şeyler söylemesi çelişki midir, kandırmaca mı?
Çarşı pazar yangın yerine dönmüşken milletin algısına oynamak nasıl bir anlayıştır. Zat-ıalleri tedbili kıyafetle şöyle bir pazara, markete çıksalar da gerçekleri hele bir görseler belki biraz susarlar.
Başka yerlere gitmeye gerek yok. Banaz'da ve Uşak'ta pazar yerlerindeki tenhalık herşeyi anlatıyor zaten. Biz böyle görüyor ve biliyoruz ancak gene de tescillemek için pazarcılara sorduk: "Pazardaki bu durgunluk nedir, millet gelmiyor mu?". Pazarcı bir esnafımız dokunsan ağlayacak, "Ne milleti kardeşim, pazarcılar halden mal alacak parayı bulamıyor. 
Geçen yıl 15-20 bin lirayla aylık satacağımız ürünleri alabiliyorduk ama şu anda haftalık 50 bin lira bile yetmiyor. Adam nasıl mal alsın da nasıl mal satsın. Üstelikte gördüğünüz gibi vatandaş artık tane ile sebze meyve almaya başladı"...
Gerçekten de durum bu hale geldi. Önceleri 80-100 lira ile pazardan ellerimiz dolu dönüyorduk ama şimdi tane tane almışken, ihtiyaçlarımızın dörtte birini zor alabilmişken en az 400 lira süzülüp gidiyor cebimizden. Tabii o da parası olandan... Artık orta gelirli bir aile evinde ayda bir zorla gördüğü eti göremiyor. Tavuk desen 50 liraya koşuyor. Bakliyat desen uçmuş, sebze meyvenin yanına yaklaşılmıyor. Ne olacak halimiz. Üstelik birileri de kalkmış açlık yok, açıkta insan yok diyor. Aç olduğumuzu, yoksulluk çektiğimizi göstermek için illaki sokaklarda donarak, kıvranarak ölmek mi lazım!...
Dertli insanlar isyanlarına devam ediyor. Diğer taraftan bizleri uyutmak için kalkıp Avrupa ülkeleriyle kıyaslayanlar, gerçek anlamda bizimle onların asgari ücretlerinin alım gücünü karşılaştırsınlar ki bu kıyaslama yandaş kanallar hariç hepsinde var, ondan sonra konuşsunlar. Milleti kandırmak, algı yapmaktan vazgeçin artık. Maymun gözünü açtı, kaf dağının arkası görünüyor...
Geçtiğimiz dönemlerde bir bakanımız vardı, hatırlarsınız... "Bakın burası çokomelli, nisan marttan güzel olacak, mayıs nisandan. Adam doları 5 liradan alacak, dolar 10 liraya çıkacak, köşeyi dönecek. yok öyle şey. Büyük bir sıçrama hareketine hazır olun, enflasyon düşecek, faizler gerileyecek, herkes refaha ulaşacak!"...
Gördük değil mi?...
Mesele şu ki; şimdi de gözleri ıldır ıldır parlayan şakacı bakanımız da, "Haziran'da herşey yoluna girecek, enflasyon düşecek, fiyatlar gerileyecek" diyordu. Akşam duydum ki haziran yaklaştığı için olsa gerek "Aralık'ta enflasyonu düşüreceğiz, zamları durduracağız, artık rahat bir nefes alacağız" diyormuş.
Enflasyon nisanda düşecekmiş de, olmadı haziranda düşecekmiş de, olmadı aralıkta düşecekmiş de, miş miş de miş miş. Leyleğin ömrü laklakla geçermiş ama milletin aklıyla alay etmek laklak yapmayla aynı şey değil.
Sayın bakanın gözlerinden ben de umutlanmak istiyorum ama yapmayın artık, yeter. Bu milletin algılarıyla oynamayın, inandırıcı olmuyor, tam tersine çok komik oluyorsunuz. Siz ilk olarak akaryakıtı, dövizi durdurun, düşürün, çarşı pazarı rahatlatın, ekmeği-aşı, yağı-eti-sütü ucuzlatın, gerçekten açlık yoksulluk çeken dar gelirliyi rahatlatın da ondan sonra konuşun...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.