Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

AT GÖZLÜĞÜ

Eskiden atlara “ürkmesin, sağa sola bakıp aklı karışmasın” diye gözlerinin kenarında set oluşturacak şekilde meşinden bir gergi takarlardı. Buna “at gözlüğü” denirdi. Şimdi pek at göremediğimiz için çok fazla attaki gözlüğü de göremiyoruz. Ama demek ki zaman değişmiş, bu gözlüğü insanlara takar olmuşlar. Küçük bir ayrıntı; bu gözlüğü atlar kendileri takmaz, sahipleri takarlardı. Aynen bu devirde de insanlar karakterlerini, kişiliklerini, benliklerini satmışlar ki birilerinin kendisine at gözlüğü takmasına izin verir olmuşlar. Normal şartlarda kim kendisine kısıtlama konulsun, hiç bir konuda fikir edinmesin ve bu fikirleri başkalarının yanında kesinlikle konuşulmasın ister ki!... Yani kim kişiliğini her ayrıntısıyla başkasına kiraya verir ki!... Bu günlerde sosyal medyada görüyorsunuzdur.  Adam dünyadan bihaber, bilmediği, anlamadığı konularda habire barım barım bağırıyor.. Yanlış bilgilendirilmiş, yalanlarla donatılmış yırtınıyor, "Senin Atan ne yaptı, senin Atan ne yaptı!..." Sen o at gözlüğünü kendine layık görüp taktırdığın için bilmiyorsun, okumuyorsun, öğrenmiyorsun. Birincisi benim, senin, onun değil; HEPİMİZİN ATA’SI O!... İkincisi Atamızın yaptıklarını yazmaya kalksak ansiklopediler hazırlamamız lazım. Nitekim yazılmış bir yığın eser var. Ama sen okumuyorsun, öğrenmiyorsun. Dahası senin öğrenmemen için at gözlüğü takmışlar sen de izin vermişsin. Dinimizin bile önerisi, Kuran'ın ilk emri "OKU!"... Şu dönemlerde insanlar bazı esaretlerin baskısı altına giriyor. Ortamına göre bu baskı aşırı yoğunlaşarak çok yüksek boyutlara çıkıyor. Mesela geçtiğimiz ay toplum bir deprem esareti altındaydı.. Onbir ilde yaşamı alt üst eden, ülkemiz tarihinin depremlerinde en çok kayıp verdiğimiz çok büyük bir olaydı bu. Oralarla hiç bağı olmayan, yüzlerce kilometre uzaklıktaki insanlar bile uzun süre deprem korkusu yaşadı. Onunla yattık, onunla kalktık. Onların acılarını paylaştık. Dahası onlarla ekmeğimizi bölüştük. Bu acıları yüreğinde hissetmeyen insan olur mu hiç!. Yani büyük bir deprem olmuş, onbir il büyük bir yıkım yaşamış, resmi kayıtlara göre 50 binden fazla insan yaşamını kaybetmiş, sen diyorsun ki, “Deprem bu yaaa! Allah’tan gelen birşey, ne yapabiliriz ki!”... İşte bu at gözlüğü takmış dangalak birinin düşünceleridir. Elbette depremlerin olacağını tespit edemediğimizi biliyoruz. Depremin sağlam olmayan binaları da yıktığını, içinde kalanlar öldürdüğünü de biliyoruz. Ama bunlara karşı dört dörtlük evler yapmayı bilemiyoruz. Ne kadar sığ bir düşünce... İnsanda hiç bir varlıkta olmayan akıl ve düşünce gibi eşsiz bir yetenek var. Sen bunu kullanmayıp depremde çökebilecek çürük binalar yaparsan, her zaman selin geleceği ihtimali bulunan dere yatağına ev yaparsan, heyelana karşı, yangına karşı, hırsızlığa karşı önlem almazsan seni kim kurtarır. Benim görüşüm, bu depremden sonra bir tane dahi yönetmeliklere uymayan, “Ya bu bina olmuş bitmiş artık, görmezden gelip onaylayıverelim” diyen zihniyet yok olmadan, bilimin ve teknolojinin öngörülerini görmezden gelen ahmakların doğru dürüst işler yapmasını sağlamadan bize çıkış yolu yok. Depremin en gerçekçi sözü; “depremden korkma, çürük binalardan kork” sözünü hiç unutmamak, unutturmamak gerekir. Bakınız, Atatürk ile ilgili bir anı şöyle anlatılır. Ankara’ya bir yol yapılacaktı. Atatürk akşam saatlerinde dinlenirken konuyla ilgili adamı gelip, “Atam bu yolun genişliğini 30 metre yapalım mı” der. Büyük dünya görüşüne sahip Atatürk, “100 metre yapın genişliğini” diye cevap verir.  Atatürk’ün alkollü olduğunu düşünerek sabah tekrar sorarlar. Gerçek dünya lideri Atatürk; “Akşam söyledim ya, 100 metre genişlikte yapın diye” demiş. Bugün Ankara’daki o caddenin dar geldiğini görenler, 100 yıl öncesinden bu günleri görebilen deha insan Atatürk’ün büyüklüğünü bir kez daha çok iyi anlıyoruz. Yani “Senin Atan ne yaptı” diye at gözlüğünü takıp çemkiren dangalak, bunları oku da öğren biraz Atamızın neler yaptıklarını!...
Ekleme Tarihi: 28 Nisan 2023 - Cuma

AT GÖZLÜĞÜ

Eskiden atlara “ürkmesin, sağa sola bakıp aklı karışmasın” diye gözlerinin kenarında set oluşturacak şekilde meşinden bir gergi takarlardı. Buna “at gözlüğü” denirdi. Şimdi pek at göremediğimiz için çok fazla attaki gözlüğü de göremiyoruz. Ama demek ki zaman değişmiş, bu gözlüğü insanlara takar olmuşlar. Küçük bir ayrıntı; bu gözlüğü atlar kendileri takmaz, sahipleri takarlardı. Aynen bu devirde de insanlar karakterlerini, kişiliklerini, benliklerini satmışlar ki birilerinin kendisine at gözlüğü takmasına izin verir olmuşlar. Normal şartlarda kim kendisine kısıtlama konulsun, hiç bir konuda fikir edinmesin ve bu fikirleri başkalarının yanında kesinlikle konuşulmasın ister ki!... Yani kim kişiliğini her ayrıntısıyla başkasına kiraya verir ki!...
Bu günlerde sosyal medyada görüyorsunuzdur.  Adam dünyadan bihaber, bilmediği, anlamadığı konularda habire barım barım bağırıyor.. Yanlış bilgilendirilmiş, yalanlarla donatılmış yırtınıyor, "Senin Atan ne yaptı, senin Atan ne yaptı!..." Sen o at gözlüğünü kendine layık görüp taktırdığın için bilmiyorsun, okumuyorsun, öğrenmiyorsun. Birincisi benim, senin, onun değil; HEPİMİZİN ATA’SI O!... İkincisi Atamızın yaptıklarını yazmaya kalksak ansiklopediler hazırlamamız lazım. Nitekim yazılmış bir yığın eser var. Ama sen okumuyorsun, öğrenmiyorsun.
Dahası senin öğrenmemen için at gözlüğü takmışlar sen de izin vermişsin. Dinimizin bile önerisi, Kuran'ın ilk emri "OKU!"...
Şu dönemlerde insanlar bazı esaretlerin baskısı altına giriyor. Ortamına göre bu baskı aşırı yoğunlaşarak çok yüksek boyutlara çıkıyor.
Mesela geçtiğimiz ay toplum bir deprem esareti altındaydı.. Onbir ilde yaşamı alt üst eden, ülkemiz tarihinin depremlerinde en çok kayıp verdiğimiz çok büyük bir olaydı bu. Oralarla hiç bağı olmayan, yüzlerce kilometre uzaklıktaki insanlar bile uzun süre deprem korkusu yaşadı. Onunla yattık, onunla kalktık. Onların acılarını paylaştık. Dahası onlarla ekmeğimizi bölüştük. Bu acıları yüreğinde hissetmeyen insan olur mu hiç!.
Yani büyük bir deprem olmuş, onbir il büyük bir yıkım yaşamış, resmi kayıtlara göre 50 binden fazla insan yaşamını kaybetmiş, sen diyorsun ki, “Deprem bu yaaa! Allah’tan gelen birşey, ne yapabiliriz ki!”... İşte bu at gözlüğü takmış dangalak birinin düşünceleridir.
Elbette depremlerin olacağını tespit edemediğimizi biliyoruz. Depremin sağlam olmayan binaları da yıktığını, içinde kalanlar öldürdüğünü de biliyoruz. Ama bunlara karşı dört dörtlük evler yapmayı bilemiyoruz. Ne kadar sığ bir düşünce...
İnsanda hiç bir varlıkta olmayan akıl ve düşünce gibi eşsiz bir yetenek var. Sen bunu kullanmayıp depremde çökebilecek çürük binalar yaparsan, her zaman selin geleceği ihtimali bulunan dere yatağına ev yaparsan, heyelana karşı, yangına karşı, hırsızlığa karşı önlem almazsan seni kim kurtarır.
Benim görüşüm, bu depremden sonra bir tane dahi yönetmeliklere uymayan, “Ya bu bina olmuş bitmiş artık, görmezden gelip onaylayıverelim” diyen zihniyet yok olmadan, bilimin ve teknolojinin öngörülerini görmezden gelen ahmakların doğru dürüst işler yapmasını sağlamadan bize çıkış yolu yok. Depremin en gerçekçi sözü; “depremden korkma, çürük binalardan kork” sözünü hiç unutmamak, unutturmamak gerekir.
Bakınız, Atatürk ile ilgili bir anı şöyle anlatılır. Ankara’ya bir yol yapılacaktı. Atatürk akşam saatlerinde dinlenirken konuyla ilgili adamı gelip, “Atam bu yolun genişliğini 30 metre yapalım mı” der. Büyük dünya görüşüne sahip Atatürk, “100 metre yapın genişliğini” diye cevap verir. 
Atatürk’ün alkollü olduğunu düşünerek sabah tekrar sorarlar. Gerçek dünya lideri Atatürk; “Akşam söyledim ya, 100 metre genişlikte yapın diye” demiş. Bugün Ankara’daki o caddenin dar geldiğini görenler, 100 yıl öncesinden bu günleri görebilen deha insan Atatürk’ün büyüklüğünü bir kez daha çok iyi anlıyoruz.
Yani “Senin Atan ne yaptı” diye at gözlüğünü takıp çemkiren dangalak, bunları oku da öğren biraz Atamızın neler yaptıklarını!...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.