Banaz ilçemizde gazetecilik görevimizi sürdürmeye çalışırken hiç kimseyi ayırmadan haber sunmaya çalışırız. Hiçbir kişi, kurum ve kuruluşla özel sürtüşmelere girmeyiz. Yani basın ahlak yasasınına sonuna kadar uymaya karar vermişizdir. Bizim için en önemli olan şey, Banaz’ı tanıtmak, haberlerini her yere aktarmaktır. Biz; ilçemizde yerine ve zamanına göre dört, beş sayıya kadar çıkan gazetede iken, ne yazık ki olanaksızlıklar sebebiyle kalan tek gazeteyiz. İşin aslı zor şartlar altında biz de yaşam savaşı vermekteyiz. Adım adım yok olan yerel basının çığlıklarına rağmen içimizde bulunan kişi ve kuruluşlar bizleri görmezden gelmekte, umursamamakta ve dışarıdan gelen daha büyük, hatta ulusal düzeydeki basın yayın organlarına oluk gibi paralar akıtmaktadır. Yerel gazeteler, o yerin kurumları tarafından desteklenirse ayakta kalır. Durum böyle iken bir de kurumlarının çalışmaları, etkinlikleri hakkında bilgi vermeyen, bazen de tenezzül bile etmeyen bir kesim var. Bunlar; bazı durumlarda sınırları aşan şovlarıyla gündem yaratmaya çalışan ama bu şovlarını kendi çıkarları için yapan garip asalaklardır. Doğru tektir. Her ne olursa olsun bizim doğrumuz da BANAZ’dır... İlkemiz dürüstlük, hedefimiz ilçemizin büyüyüp gelişmesi, yaşanabilir bir şehir olmasıdır. Şimdiye kadar bu konulardan hiç taviz vermedik, vermeyiz de... Zaten ayakta kalabilmemizin yegane sebebi budur. Kim ne derse desin, kim ne kadar küçük görüp önem vermezse de vermesin biz hedefimiz için gücümüzün yettiği kadar çalışacağız. Bir haberde, bir olayda siz ne kadar “ön yargılı” davranırsanız davranın, bu durum Banaz’ın menfaatine ise sizin burnunuzun büyüklüğüne aldırmayacağız. Bu hassasiyetle 50 yılımızı geride bıraktık. Ömrümüzün yettiğince de bunu sürdürmeye çalışacağız. Banaz’da gazeteci olmak zor zenaat. Belki başka yerlerde de aynı durumda olan meslektaşlarımız var. Ancak ilgili (!) kişilere diyoruz ki; gelin Banaz için, yaşadığımız yer için ihtiraslarınızı, kibirinizi bir kenara bırakın. İnsanları küçük görmeyi alışkanlık haline getiren kibirinizi söküp atın. Bizlere bakarken, konuşurken o ön yargılı gösteren gözlüklerinizi çıkartın. Dünyayı hem kendinize, hem çevrenize dar etmeyin. Bu dünya kimseye kalmadığı gibi size de kalmayacak. Bundan emin olun. Bizim 50 yıllık başarımızın sırrı da budur zaten. Bizler bunu zaten sürekli yapıyoruz.