Kaynayan Ortadoğu kazanının hemen kenarında ülke olarak resmen cambazlık yapıyoruz. Irak ve Suriye’deki kargaşa bataklığının vatanımız açısından ne denli önemli olduğunu biliyoruz. Türkiye, komşu ülkelerde beslenen terör unsurlarının tehdit oluşturduğunu defalarca duyurdu. Buna karşılık ittifak olarak görünen ülkelerin bile terör örgütlerini besleyip destekledikleri aleni olarak belgelendi. Buna rağmen kendilerince güçlenip saldırma planları yapan nifak yuvalarına karşı gerekenlerin yapılması kaçınılmaz oldu. Bu doğrultuda Afrin’e yapılan askeri operasyonlarda Türkiye’yi eleştiren kesimler de çıkmaktadır. Burada şunu unutmamalıyız. Biz güvenliğimizi sağlamak için gereken her şeyi yapmak zorundayız. Yanı başımızda oluşan terör yuvalarının da arkamızdan vurmasına izin veremeyiz. Şayet bu terör yapılanmalarını sahiplenen varsa onların yanına gitsin. Bu durumlarda biz sağduyulu olarak doğru adımlar atmalıyız. Bu kesime karşı gayet sakin davranıp, bu çıkışlarının arkasını beklememiz gerekir. Ülke olarak, idare olarak birleştirici olmalıyız. Nasıl zor ve dar günümüzde tek vücut oluyorsak, nasıl karşımızda içerden ve dışardan arkamızdan vurmaya kalkanlara haddini bildiriyorsak bunda da başarmalıyız.