Her nedense enflasyonda, düşük milli gelirde, yaşam kalitesinde, huzur ve refahta birinciyiz de neden sporda, sanatta, müzikte, eğitimde, ekonomide birinci olamıyoruz. Bizler kötü durumlarda değil de güzel şeylerde birinci olmak istiyoruz.
Geçtiğimiz günlerde heyecanla izlediğimiz Kadın Milli Voleybol Takımımız ikinci oldu. Fırtına gibi esen Filenin Sultanları Japonya’yı bile yenip finalde karşılaştığı İtalya karşısında karşılaşmayı 3-2 kaybederek ikincisi oldular ve ülkemize gümüş madalyayı kazandırdılar. Peki o kadar başarılı mücadele eden takımımız birinci, şampiyon olsa daha iyi olmaz mıydı?
Dünya Boks Şampiyonasında, 75 kiloda mücadele eden Büşra Işıldar, dünya ikincisi oldu.
Avrupa Kick Boks Şampiyonası'nda 10'u altın, 43 madalya elde eden Türk sporcular, takım halinde ikinci oldu.
Diyarbakır'da oğluna böbreğini veren kadın sporcu, Türkiye Açık WAKO Dünya Kupası'nda ikincilik elde etti.
Gelelim pazar akşamına...
Önceki gün kalpleri durduracak heyecanda bir basketbol maçı izledik. EuroBasket 2025, FIBA Avrupa tarafından düzenlenen 42. Avrupa Basketbol Şampiyo-nası’nda ikinci olduk. Öncelikle 12 Dev Adama ve takımın koçu Ergin Ataman ile tüm ekibe bu gururu yaşattıkları için TEŞEKKÜR ediyoruz. Tabii ki bununla birlikte Filenin Sultanlarına, ülkemiz adına mücadele eden ve dereceye giren tüm sporcularımıza gönülden teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ancak bu kadar emeği, mücadeleyi, gayreti neden ikinciliğe kadar getirebiliyoruz.
Önceki akşam milyonlarca insan basketbol maçını heyecanla izledik. Allah aşkına açıkça soruyorum, Alman takımını yenmek gerçekten o kadar zor muydu?
Tereddüt ederek çıktığımız Yunanistan maçında edindiğimiz özgüvenle neler yaptık, nasıl bir sonuç ortaya çıkardık. İşin ilgin tarafı karşılaşmaya çok iyi başladık. Ancak sonra yaptığımız bir kaç hata ile 1. periyodu adeta hediye etti. 2. periyotta 24'e 16 gibi bir fark attık. 3. periyodu başabaş oynayarak 26-21 kaybettik. Ancak 4. periyodta neden daha dikkatli oynayamadık. Yani birazcık dikkat, az daha iyi mücadele bizi Avrupa Şampiyonu yapacaktı. Sen gel 8 maçtır yenilme, namağlup olarak final oyna ve Almanlara son saniyelerde maç ver. İnanılır gibi değil!.
Şimdi şampiyonluğu kaçırdığımıza mı yanalım, Almanların şımarık sevincine mi yoksa verdiğimiz onca emeğe mi?...
Son vuruşları yapık “en büyük biziz” diyeceğimiz yerde her yerde, her seferinde bu sevinçten mahrum kalıyoruz. Gerçekten de biz hep yenilmeye mahkum muyuz diyen Müslüm Baba gibi biz hep ikinciliğe mahkum muyuz?...
* * *
Bugün aslında konu belliydi. CHP’ye uygulanan kayyum davası merakla bekleniyordu. Ancak ben de bir çok vatandaş gibi bu mahkemeden bir şey çıkmayacağını düşündüğüm için konuyu değiştirdi.
Her zaman her yerde söylüyoruz. Bu ülke kayyumlarla yönetilemez. Kayyum sistemi yanlış bir uygulamadır. Hele hele ülkenin birinci partisi olmuş bir partiyi yargıyla, mahkemeyle, kayyumla susturup pusturmaya kalkmak hukuken de yanlıştır, ahlâken de.
Bir parti yükseliyor diye eski dosyaları karıştıra-caksanız öncelikle lütfen hepsine eşit davranın. Bırakın gerisini de bir Uşak’ta, bir Banaz’da seçimlerde neler döndüğünü cümle alem bilmiyor mu?...