Ne kadar kötü bir siyasetin içindeyiz. Aslında bu cümleyi "cıvık" olarak kullanacaktım ama uygun olmadığını düşündüğüm için vazgeçtim. Yani daha beteri olan bir cümleyi de henüz bulamadım.
Her şey menfaat, her şey çıkar, her şey paraaa!... Sonu nereye vara!...
Ülkemizdeki siyaset dünyasına bir düzenleme getirilmelidir. Bunu sağlayamazsak ne siyasetçinin saygınlığı kalır ne de vatandaşın tepkisi biter.
Birincisi siyaset dünyasında "parti değiştirme" olayı belli başlı kurallara bağlanmalıdır. Yani “a” partisinden “b” şahsına oy veren vatandaş ona “a” partili olduğu için oy vermiyor mu? O şahıs da ilerde ister bir vukuatı sebebiyle, ister maddi sebeplerden dolayı olsun o aldığı oyların gücüyle partisini değiştirebiliyor.
Bunu da geçtim, geçmişten canı sıkıldıkça çekirge gibi atlayarak partiden partiye dolaşan vekil kılığındaki yelizleri de gördük. Buna hemen tepki gösterecek partiye de şunu söylemek lazım. Yarın aynı durumlar sizin başınız da gelirse bakışınız, düşünceniz aynı mı olacak?...
İkincisi; bir partiden seçilen bir milletvekili illaki parti değiştirecekse onun bulunduğu ilde yeni bir seçim yapılsın. Masraflarını da zatıalileri çeksin yeterli oyu alırsa istediği yere gitsin. (Bu tabii ki öylesine olmayacak uçuk bir fikir).
Üçüncüsü milletvekillerinin emeklilik hakları!...
Milletvekillerine iki yıllık görev yaptıkları durumda neden emeklilik hakkı veriliyor? Adamların durumu zaten iyi, yani seçimde üçyüz-beşyüz milyon harcayıp en kısadan bunu geri toplamanın derdine düşmüyorlar mı? Bir de bunun üstüne 2 yıl görev yapıp uçuk, afaki rakamlardan emekli maaşı bağlanması nedir arkadaş! Sen 25-30 yıl boyunca devlet memuru ol, asgari ücretli ol ya da esnaf ol, emekli olunca sana üç kuruş çok görülsün. Ama onlara neredeyse bir emekli maaşının neredeyse 10 katı maaş bağlansın. Bu hak mı, adalet mi, mübah mı?
Bu sistem yanlış, bu sistem haksız, bu sistem adaletsizdir. Buyrun, referandum yapın halkın yüzde 99'u hayır demezse ondan sonra!...
Hükümet her sıkıntıda işçiye, emekliye, esnafa yükleneceğine birazda buralardan tasarruf yapmalıdır. Daha önceleri de defalarca yazdım, dile getirdim. Bir ülkede huzur ve refah sağlanmak isteniyorsa en üst kademedeki bir bürokratın ya da siyasetçinin maaşı ile en ez ücret alan bir emeklinin ya da yetimin aldığı maaş arasında uçurum olmamalıdır. Aksi halde bu adaletsizliğin yanında eşitsizliği de getirir ayrıca kul hakkına da girer. Ben kendi adıma 13-25 yaşlarımda başladığım çalışma hayatıma emekli maaşım yetmediği için neredeyse 49-50 yıldır hala çalışıyorsam buna sebep olanlara hakkımı helal etmem beklenmemelidir.
Elbette bunları defalarca yazdığımı, dillendirdiğimi yukarıda da belirttim. Fakat bunun değişmeyeceğini, bu devranın böyle gelmese de böyle sürüp gideceğine adım gibi eminim. Çünkü bunu düzeltecek olan Meclis'tir, milletvekilleridir. Onlar da kendi işlerine gelmeyecek böyle bir düzenlemeyi asla ve asla yapmazlar. Bunu yapabilecek bir babayiğit gelse inanın ilkesine çok büyük bir hizmet, iyilik yapmış olur. Başta da dedim ya bu cıvık demekten çekindiğim bu sistem düzelmiş olsa hem toplumun tamamı refaha erer hem de ülkemiz kalkınır, çağdaşlaşır HATTA YÜKSELİR...