Pazar akşamı Türkiye’de yeni bir skandal olaya imza atıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “Şehit Cenazesinde” yumruk atıldı. Kimilerine göre basit bir tepki, kimilerine göre organize ve provagatif bir olay. Her ne olursa olsun ülkemiz adına kara bir lekedir bu olay!.. Geçmişte siyasi parti liderlerine bireysel saldırılar hep olmuştur. Bundan sonra da olmayacak diye bir şey yok. Ancak bu olay şu açılardan sorgulanması gereken bir olaydır.  Birincisi bu olayın gerçekleşme yeri bir şehit cenazesidir. Bu, hem canı yanan milletimiz adına, hem de ruhlarının şadolması için her daim dua ettiğimiz şehitlerimiz adına acı ve üzücü bir olaydır. İkincisi gösterilen tepkiler bir iki bağırıştan ibaret bir protesto girişimi değil, resmen bir linç girişimidir. Genel başkanın son anda zorlukla bir eve sokulmasına rağmen öfkeli kalabalığın eve saldırması, “evi yakın” bağırışmaları olayın ne kadar vahim olduğunu göstermektedir. Buradan sonuç alamayan saldırganların araçlara saldırmaları, camlarını kırıp parçalamaları gerçekten düşünülmelidir. Bu olayları izledikçe geçmişte ilçemizde yaşanan buna benzer, gurbetçilerin aracını harap edip ters çeviren kızgın kalabalık geldi gözümün önüne.  Asıl mesele şu ki; Kılıçdaroğlu’nu kimi sever, kimi sevmez ama partisinin başında olan bir genel başkandır. Ancak bunun üzerinde durmaktansa bir taraftan ülkedeki ortamı gerginleştiren, ayrıştırmak için adeta geceli gündüzlü çalışan, diğer taraftan “CHP’lileri şehit cenaze-lerine almayın” diye barım barım bağıran, öbür taraftan hem yüzde dokuz oy aldığı bir yerde ne işi var, hem de Kılıçdaroğlu insanları kızdıracak kadar ne yaptı diyen bir genel başkanın söylediklerinin tahlil edilmesi gerekir. Bir de sayın bakanımız var tabii!. “Değerli arkadaşlar; mesajınızı verdiniz, tepkinizi gösterdiniz” diyen talihsiz bir duyuru yapan bir bakanımız. Bu tür saldırıları yapanlar nasıl bir değere sahiptir. Tepki göstermek nedir, neyin tepkisidir. Ve bunu söyleyen ülkede “güvenlik” sembolü olan bir makamın en yetkili kişisidir. Bunları gerçekten şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir. Sadece bizim değil herkesin düşünmesi gerekir. Bizlere örnek olacak büyüklerimiz sanki bu çirkin olayın haklı bir gerekçesi varmış gibi hava yaratması oldukça olumsuz bir durumdur. Ülkemizde her ne sebeple olursa olsun, her kime olursa olsun bu gibi yüz karası ihtiva eden olayların yaşanmaması gerekir. Çünkü bu, ülkemizi karışıklığa, kargaşaya sürükleyebilecek bir olaydır.  Yenice bir seçimden çıkmış bu memlekette huzura, barışa ve çalışmaya ihtiyaç vardır. Ekonomi allak bullak, pazar ateş pahası, mutfakta söndürülemeyen yangın... Derken, acaba... Neyse, şimdi ilgili kurumların bu saldırganları yakalayarak gerekli cezaları vermesi ve hiç bir şekilde böyle olayların tekrarlanmaması en büyük beklentimizdir.