Ne yalan söyleyeyim çok fazla haber izlemekten ben de resmen kaçıyorum. Bu acı gerçeği açıklamaktan rahatsız oluyorum ama televizyonlarda haber izlemekten/kötü haberleri izlemekten çok fazla rahatsız oluyorum.
Günün ekonomik, sosyal ve iklimsel zorluklarından sıyrılıyorsunuz, evinize gidiyorsunuz. Şöyle eşkem köşkem televizyonun karşısına geçip haberleri açıyorsunuz. O da ne!... Yarım saat süren haber maratonunun 20 dakikasında kavga, dövüş, cinayet, soygun, hırsızlık, gasp, tehdit, şantaj, kaza, sel, heyelan, deprem, mafya, çete, savaş, saldırı, pislik, rezalet, eziyet.. Her türlü olumsuzluk var yani!..
Hadi onu geçtiniz, siyaset!.. Yalan, dolay, küfür, kavga, entrika...
İzleyin bakalım izleyebilirseniz. Hadi dinlenin, morâllenin... Yapabilirseniz.
Her taraf kaynıyor, her yanıyor, her taraf yıkılıyor.
Ya bu ülke gerçekten sahipsiz mi? İdareciler bunları görmüyor mu, izlemiyor mu?
Haberlerde yer alan çok önemli ve ciddi şekilde ele alınması gereken bir olaydan söz edeceğim.
Dört kişilik bir grup ki; aralarında çocuk ve bayan da var. Bir şeyler yiyorlar ve mekândan çıkıyorlar. Biraz ilerledikten sonra etrafını saran bir grup, onların arasında da genç kız çocukları var, para istiyorlar. Karşı taraf vermek istemeyince kendilerine sokakta evire çevire meydan dayağı atıyorlar. Bayanları saçlarından sürüklüyorlar, yumrukluyorlar, dövüyorlar, yerlerde süründürdükten sonra bıçaklıyorlar.
İşin en can alıcı noktası da en sonunda yer alıyor. Olaya tabii ki polis müdahil oluyor. Sıkı bir çalışma sonucu saldırganlar yakalanıyor ve adliyeye sevk ediliyor.
Bu örnek bir haber bültenindeki onlarca dehşet verici haberden sadece bir örnek. Çaycı kavgası var, ilginç. Çayı geç getirdi diye silahını boşaltanlar, park yeri için savaş çıkaranlar, kendisine baktı diye ortalığı tarayanlar...
Sokak kavgasında sonuç ne oldu derseniz yaptıkları kameralarla belirlenen saldırganlar her nedense (!) serbest bırakıldılar.
Neden!...
Neden değerli yargı mensupları!.. Sürekli yaşanan ve çoğunluğunda sonucu hep böyle olan bu durumun sebebi nedir? Saldırıya uğrayanlar, dayak yiyenler, bıçaklananlar ya hastanede, ya adliyede ancak caniler ise elini kolunu sallayarak çıkıp gidiyor. Ülkede ortalığı karıştıran, dehşet saçan, asayişi bozanlar ödüllendiriliyor mu hep!...
Bu olay da böyle, birçok olayda böyle. Neden kanunsuzlara, hukuksuzlara tolerans gösteriliyor. Yani herkes kendi hakkını, güvenliğini kendi yöntemiyle sağlamaya çalışırsa sonuç ne olur? İnsanlar yasalara, polise, adalete güvenemeyecek mi?
Bu uygulamayı yapanlar elbette kendince yasaların gereğini yaptığını söyleyecek. Ancak durum böyle ise bu yasalar neden düzenlenmez. Ülkeyi yönetenler bu durumun düzeltilmesini neden gerçekleştirmezler.
Adalet Bakanlığı, müsteşarlar, milletvekilleri, uzmanlar ne yaparlar. Belki bu durum sizleri rahatsız etmiyor ama inanın vatandaşların büyük çoğunluğu bundan muzdarip.
Ve sizler halâ bir şeyler yapmadığınız sürece sorumlusu sizler olacaksınız. Ayrıca ileride haberlerin tamamı asayişle, cinayet ve saldırı haberleriyle dolacak. Sizler korumalarla rahat edebilirsiniz, güvende olabilirsiniz ama sonu iyiye gitmeyecek, bilmiş olasınız...