Bazen sıradışı konulara değinip farklı olaylardan bahsetmek güzel oluyor. Hep alışılmış, karamsarlık içeren yazılar bizleri sıkıyor. Bu sebeple karışık konuları şöyle bir süzgeçleyelim dedim.
Geçenlerde ekranlara yansıyan bir olay dikkatimi çekti. Bir vatandaş Sakarya Milletvekili Ali İnci’nin işyerine gelip bağırıp çağırıyordu. İşin içinde bir milletvekili olunca hem de iktidar partisinin bir vekili olunca televizyonun sesini açtım. Anlayabildiğim kadarıyla Milletvekili Ali İnci şahsi aracıyla yolda giderken önündeki vatandaşın yol vermesi için önce çakarlarını yakmış, sonuç alamayınca sirenlerini sonuna kadar açarak yol istemiş.
Yani sonuç olarak o vatandaşla milletvekili yol verme olayından gerginlik yaşamışlar. Sonuç olarak milletvekili; “Ben namaza yetişmek için biraz hızlanmıştım, sol şeritte seyreden vatandaştan yol istedim, vermedi. Ben de şikayetçi oldum” yönünde açıklama yapmış.
Öğrendiğime göre de milletvekilin şikayetçi olduğu vatandaş göz altına alınarak TUTUKLANMIŞ!..
Burada garip olan ne diye sorduğumda çok cevaplı bir sonucun ortaya çıktığını gördüm.
Birincisi o vatandaş niye yol vermemiş, boşver geçsin arkadaş, namaz önemli (!). Devlet millet işleri değil de namaza geç kalırsa ne yapsın adam.
İkincisi, o vekilin aracına çakarlı ışıklar namaza geç kalmasın diye mi takılmış acaba? Acaba sayın vekil devletin, milletin işine giderken çakarları kullanıyor mu dersiniz?
Üçüncüsü vatandaş olarak sen neden yol vermi-yorsun ki? Memlekette çakarlı saltanatının sürdüğünü ve kimsenin bu işi çözemediğini dahası herkesin bir salatan hevesinde olduğunu bilmiyor musun?..
Dördüncüsü de böyle bir durumdan arkası-dayısı olmayan (!) bir vatandaşın tutuklanması sizce neyi ifade ediyor. Yoksa siz de fillerin fink attığı yerde ÇİMENLER tabii ki EZİLECEK mi diyorsunuz!...
ASLAN GALATASARAY
Pazartesi günü dünyanın en önemli derbilerinden birisi olarak ifade edilen Fenerbahçe-Galatasaray karşılaş-masını izledik. Maçta heyecan yoktu, güzel futbol yoktu, kalite yoktu. Ama bütün ülkedeki taraftarlar, hele hele statdaki seyirciler adeta adrenalinde zirve yaptı.
Karşılaşma başlamadan önceki statdaki kareografi, görüntüler olağanüstüydü. Şahsen ben Galatasaray oyuncusu olsam bu muhteşem görüntüler karşısında tedirgin olurdum.
Maç başladı. Ev sahibi takım ile rakibi arasında sadece 1 puan fark vardı. Yani Fenerbahçe maçı kazanacak olsa şampiyonluk yolunda çok rahat ilerleyebilecek konuma gelecekti. Ama bu bilinçte olan sanırım sadece taraftarlardı.
Fenerbahçe adına güzel futbolun olmadığı karşı-laşmanın 27. dakikasında konuk ekibin golü bir anda soğuk rüzgarlar estirdi. İlk yarının son dakikasında Fener’in iptal edilen golü vardı. Evet, pozisyon elle müdahale olarak doğru değerlendirildi. Maçın 90+5. dakikasında Fenerbahçe zoraki golüyle son saniyelerde beraberliği zorla yakalamış oldu.
Gerçekten de son yıllarda iyi mücadele eden bir Galatasaray’a karşı şampiyonluğa bir türlü ulaşamayan Fener için yine beceriksiz, başarısız bir karşılaşma idi. Bence asıl mesele ise oyunculara kararlı mücadele ruhu veremeyen teknik heyet ve yönetim kendini sorgulamalı diyorum.
