Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

CUMHURİYETE SAHİP ÇIKALIM

Bu günlerde 100 yaşına ulaşan yani 1 asırı geride bırakan Cumhuriyetimizin doğum gününü kutluyoruz. Gerçekten de havada “Cumhuriyet Kokusu” var... Ülkemizdeki “Cumhuriyet rejimi” görebileceğimiz ve yaşayabileceğimiz en güzel ve en demokratik bir yönetim şeklidir. Dolayısıyla Cumhuriyet eşitlik, Cumhuriyet güzellik, Cumhuriyet adalet, Cumhuriyet fazilet demektir. Bunun kıymetini bilmek ve bu sisteme dört elle sarılarak sahip çıkmak gerekmektedir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını iki gün sonra kutlayacağız. 100. yıl etkinlikleri nedense birilerince iptal edilip, bazılarınca hiç yapılmasın diye yorumlanıyor. Bizler bu günlerimize cumhuriyet sayesinde ulaştık. Yüz yıldan beri olmadık engeller, olmadık zorlamalar, olmadık saldırılar ve planlar yapıldıysa da cumhuriyetimiz sayesinde dimdik ayakta kalmayı başardık. Cumhuriyetimize ve bu sistemle doğan Türkiyemize sahip çıkmalıyız. Türkiye’ye ve cumhuriyetine sahip çıkarken ona saldıranlara, kötüleyenlere, yok etmek isteyenlere de sesimizi yükseltmeli, gerekli cevabı vermeliyiz. Çünkü onu bulmak ve kurmak çok zor, yaşatmak ise cesaretli olmayı, vatansever olmayı gerektiren bir karakterdir. Son zamanlarda yapılan onca saldırya karşılık bugün baktığımızda sanki cumhuriyetin en büyük savunucusu olarak görünmeye çalışanlar bir gün yok olup gideceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti ise Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ilelebet payidar olacak, yani yok olmayıp yaşayacaktır. Bazı zamanlarda insanların aklına ve toplumun gündemine gelen NEDEN CUMHURİYET sorusu aslında açık bir şekilde cevaplandırılmıştır. Ancak bazı kötü niyetli kişiler her sordukça ATATÜRK’ün büyüklüğü daha da güçlenmekte ve perçinlenmektedir. Bu konudaki en çarpıcı gerçek; Mustafa Kemal Atatürk bencil bir lider olsa, ülkesini düşünmeyip kendi çıkarlarını öncelik olarak görse elbette padişahlık sistemine devam eder, yıllarca adı değişse de bir imparatorluğu sürdürür ve kendisi o topluluğun “TEK ADAMI” olarak sefa sürerdi. Ancak her durumda belirttiği gibi bir ülke kurup onun cumhuriyet ve demokrasi faziletleri çerçevesince büyüyüp gelişmesini, o ülkenin muasır medeniyetler seviyesine yükselerek büyümesini istediği için Cumhuriyeti kurarak ülkemizi en en planda, en üst seviyede tutmuştur. Büyük önder bu düşüncelerini Cumhuriyeti övdüğü sözleriyle de bizlere açık bir şekilde ulaştırmıştır. Şöyle ki : * Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslariyle, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur. * Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir. * Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye’nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir. Son olarak, Büyük Önder Atatürk, “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz”... demiştir. Ancak biz bu sözün hakkını verebildik mi, onu kendisinin düşmanlarından koruyabildik mi, Cumhuriyetin bütün faziletlerinden en üst seviyelerde yararlanmalarına rağmen yaptıkları kötülüklere, hakaretlere, saldırılara karşı onu yeteri kadar koruyabildik mi sorgulamamız gerekmektedir. Bu konudaki görevleri yerine getiremedikten sonra ne kadar böbürlensekte boşunadır!...
Ekleme Tarihi: 27 Ekim 2023 - Cuma

CUMHURİYETE SAHİP ÇIKALIM

Bu günlerde 100 yaşına ulaşan yani 1 asırı geride bırakan Cumhuriyetimizin doğum gününü kutluyoruz. Gerçekten de havada “Cumhuriyet Kokusu” var...
Ülkemizdeki “Cumhuriyet rejimi” görebileceğimiz ve yaşayabileceğimiz en güzel ve en demokratik bir yönetim şeklidir. Dolayısıyla Cumhuriyet eşitlik, Cumhuriyet güzellik, Cumhuriyet adalet, Cumhuriyet fazilet demektir. Bunun kıymetini bilmek ve bu sisteme dört elle sarılarak sahip çıkmak gerekmektedir.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramını iki gün sonra kutlayacağız. 100. yıl etkinlikleri nedense birilerince iptal edilip, bazılarınca hiç yapılmasın diye yorumlanıyor. Bizler bu günlerimize cumhuriyet sayesinde ulaştık. Yüz yıldan beri olmadık engeller, olmadık zorlamalar, olmadık saldırılar ve planlar yapıldıysa da cumhuriyetimiz sayesinde dimdik ayakta kalmayı başardık.
Cumhuriyetimize ve bu sistemle doğan Türkiyemize sahip çıkmalıyız. Türkiye’ye ve cumhuriyetine sahip çıkarken ona saldıranlara, kötüleyenlere, yok etmek isteyenlere de sesimizi yükseltmeli, gerekli cevabı vermeliyiz.
Çünkü onu bulmak ve kurmak çok zor, yaşatmak ise cesaretli olmayı, vatansever olmayı gerektiren bir karakterdir.
Son zamanlarda yapılan onca saldırya karşılık bugün baktığımızda sanki cumhuriyetin en büyük savunucusu olarak görünmeye çalışanlar bir gün yok olup gideceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti ise Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ilelebet payidar olacak, yani yok olmayıp yaşayacaktır.
Bazı zamanlarda insanların aklına ve toplumun gündemine gelen NEDEN CUMHURİYET sorusu aslında açık bir şekilde cevaplandırılmıştır. Ancak bazı kötü niyetli kişiler her sordukça ATATÜRK’ün büyüklüğü daha da güçlenmekte ve perçinlenmektedir. Bu konudaki en çarpıcı gerçek; Mustafa Kemal Atatürk bencil bir lider olsa, ülkesini düşünmeyip kendi çıkarlarını öncelik olarak görse elbette padişahlık sistemine devam eder, yıllarca adı değişse de bir imparatorluğu sürdürür ve kendisi o topluluğun “TEK ADAMI” olarak sefa sürerdi. Ancak her durumda belirttiği gibi bir ülke kurup onun cumhuriyet ve demokrasi faziletleri çerçevesince büyüyüp gelişmesini, o ülkenin muasır medeniyetler seviyesine yükselerek büyümesini istediği için Cumhuriyeti kurarak ülkemizi en en planda, en üst seviyede tutmuştur.
Büyük önder bu düşüncelerini Cumhuriyeti övdüğü sözleriyle de bizlere açık bir şekilde ulaştırmıştır.
Şöyle ki :
* Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.
Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslariyle, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.
* Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır. Bu gibi bedbahtların, Cumhuriyetin adalet ve kudret pençesinde lâyık oldukları muameleye maruz kalmaktan başka nasipleri olmaz. Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir.
* Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye’nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.
Son olarak, Büyük Önder Atatürk, “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz”... demiştir. Ancak biz bu sözün hakkını verebildik mi, onu kendisinin düşmanlarından koruyabildik mi, Cumhuriyetin bütün faziletlerinden en üst seviyelerde yararlanmalarına rağmen yaptıkları kötülüklere, hakaretlere, saldırılara karşı onu yeteri kadar koruyabildik mi sorgulamamız gerekmektedir.
Bu konudaki görevleri yerine getiremedikten sonra ne kadar böbürlensekte boşunadır!...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.