Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

DOLANDIRICILIK NEDEN ARTTI

İnsanlar geçim sıkıntısı çektikçe farklı para kazanma yollarına başvurmaktalar. Bu yollar bir ürünü daha iyi yetiştirmek, insanların çok beğeneceği mahsuller yetiştirmek gibi değil de birilerini kolayca dolandırmak, üç kağıtçılık, çarpıcılık, beleşçilik tarzında olmaktadır. İşin gerçeği, vatandaş yukarıdakilerin cukkaları nasıl götürdüğünü gördükçe onlara kızıp hırslanarak kendisi de bir kenardan dolandırıcılığın içine dalıveriyorlar. Zaten ufak tefek bedava para verilmeye alışan insanlar için bu yolu daha kolay görüyorlar. Yani dolandırıcılık birilerinin kolay ve bol para götürmelerinin kötü örnekleri olarak ortaya çıkıyor. Bu ülkede nice askeri personel, profesör, hakim savcı gibi bu işin uzmanları bile dolandırıcıların ağına düşmekten kurtulamamışlardır. Bir zamanlar fırtına gibi esen “terör örgütüyle bağlantı” tehdidiyle nice insanlar kolayca dolandırılmışlardır. Benim merak ettiğim ayrıntı ise yetkililer bunların üzerine kararlı bir şekilde niye gitmezler?... Üç-beş yıl önce aynı bahaneyle bizleri de aradılar. Adamlar aklı sıra öyle bir tezgah kurmuşlar ki, bir tarafta tok sesli, ADETA AZARLAYAN BİR TAVIRLA, arkadan gelen telsiz sesleri eşliğinde çok etkileyici konuşuyorlar. Benimle uzun uzun konuşmasını istediğim için biraz saf ayaklarına yattım. Amacım, “bunlar insanları nasıl etkileyip kandırabiliyorlar” sorusuna cevap aramaktı. Normal şartlarda bir insanın; hele hele köyde yaşayan bir vatandaşın veya yaşlı bir ablamızın tongaya basmama ihtimali sanki yok gibi. Sonrasında baktık karşımdaki iyiden iyiye beni kandırabileceğine inandı. Ben de “Kardeşim bu şekilde insanları kandırmayın, ben gazeteciyim. Bakın şimdi güvenlik güçleri yerinizi tespit etmek üzere” deyince telefonu kapattı gitti. Sonrasında birisi de aynı ses tonlarında ve tavırda biraz konuştuktan sonra; “Arkadaşlar, gidin alın bu arkadaşı, adresi şurası” diye bizim gerçek adresimizi de çekinmeden telaffuz etti, kapattı. Telefonu kapattı ama benim tam adresimi nasıl söyledi diye de şaşırdım kaldım. Bir ay kadar önce yapay zekayla videosu çekilen şu meşhur yerli petrol şirketimizin borsadaki hesabına “10 bin lira yatır, her ah 15 bin lira para kazan” muhabbeti geçti. Sonrasında arayan üç-beş kişiden birisi “ben Cumhurbaş-kanlığı yatırım ofisinden arıyorum, bu işe onay vermişsiniz, girmezseniz yasal işlem başlatılacaktır” gibi tehditlerle karşılaştım.  Sonrasında ise emniyet teşkilatı adına mail göndererek tehdit ve şantajlar savurarak aklı sıra para koparma seansları yapanlar çıktı. Henüz geçen hafta ise farklı bir dolandırıcılık örneğine şahit oldum. Sosyal medyada bir motor firması, Milli Piyango izniyle bir çekiliş başlattıklarını, sayfayı beğenip “katıldım” yazılması gerektiğini yayınlamış. Belki de bilinç altında “ya çıkarsa” ihtimali olsa da mümkün olmayan işler sınıfından katıldım. Bana ulaşan bir vatandaş, “abi bunlar dolandırıcı sakın kanma” diye mesaj yazmış. Ancak zaten durum apaçık ortadaydı. İki gün sonra kazandığım bildirilerek benden isim, telefon, adres istendi. Ben bu konuya zaten temkinli olduğum için hiçbir cevap vermeden konuyu kendimce kapattım. Yine iki gün sonra bir mesaj daha!... Kazandığınız telefon için 99 lira ilgili yerlere yatırılmıştır. Bu parayı ödemediğiniz taktirde avukatlar aracılığıyla yasal işlem başlatılarak icra yoluna gidilecektir. Hadiiii!... Ne garip bir iş değil mi? İnanın insanı psikolojik olarak rahatsız ediyor. En sonunda ise “C.. K.. Motor, Böyle bir durumdan icraya verildiğini ilk defa duyuyorum. Ben gazeteciyim, buyrun işlemlerinizi başlatmanızı bekliyorum” dedim. Bekliyorum!...
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2025 -Salı

DOLANDIRICILIK NEDEN ARTTI

İnsanlar geçim sıkıntısı çektikçe farklı para kazanma yollarına başvurmaktalar. Bu yollar bir ürünü daha iyi yetiştirmek, insanların çok beğeneceği mahsuller yetiştirmek gibi değil de birilerini kolayca dolandırmak, üç kağıtçılık, çarpıcılık, beleşçilik tarzında olmaktadır.
İşin gerçeği, vatandaş yukarıdakilerin cukkaları nasıl götürdüğünü gördükçe onlara kızıp hırslanarak kendisi de bir kenardan dolandırıcılığın içine dalıveriyorlar. Zaten ufak tefek bedava para verilmeye alışan insanlar için bu yolu daha kolay görüyorlar.
Yani dolandırıcılık birilerinin kolay ve bol para götürmelerinin kötü örnekleri olarak ortaya çıkıyor.
Bu ülkede nice askeri personel, profesör, hakim savcı gibi bu işin uzmanları bile dolandırıcıların ağına düşmekten kurtulamamışlardır. Bir zamanlar fırtına gibi esen “terör örgütüyle bağlantı” tehdidiyle nice insanlar kolayca dolandırılmışlardır.
Benim merak ettiğim ayrıntı ise yetkililer bunların üzerine kararlı bir şekilde niye gitmezler?...
Üç-beş yıl önce aynı bahaneyle bizleri de aradılar. Adamlar aklı sıra öyle bir tezgah kurmuşlar ki, bir tarafta tok sesli, ADETA AZARLAYAN BİR TAVIRLA, arkadan gelen telsiz sesleri eşliğinde çok etkileyici konuşuyorlar.
Benimle uzun uzun konuşmasını istediğim için biraz saf ayaklarına yattım. Amacım, “bunlar insanları nasıl etkileyip kandırabiliyorlar” sorusuna cevap aramaktı. Normal şartlarda bir insanın; hele hele köyde yaşayan bir vatandaşın veya yaşlı bir ablamızın tongaya basmama ihtimali sanki yok gibi.
Sonrasında baktık karşımdaki iyiden iyiye beni kandırabileceğine inandı. Ben de “Kardeşim bu şekilde insanları kandırmayın, ben gazeteciyim. Bakın şimdi güvenlik güçleri yerinizi tespit etmek üzere” deyince telefonu kapattı gitti.
Sonrasında birisi de aynı ses tonlarında ve tavırda biraz konuştuktan sonra; “Arkadaşlar, gidin alın bu arkadaşı, adresi şurası” diye bizim gerçek adresimizi de çekinmeden telaffuz etti, kapattı. Telefonu kapattı ama benim tam adresimi nasıl söyledi diye de şaşırdım kaldım.
Bir ay kadar önce yapay zekayla videosu çekilen şu meşhur yerli petrol şirketimizin borsadaki hesabına “10 bin lira yatır, her ah 15 bin lira para kazan” muhabbeti geçti. Sonrasında arayan üç-beş kişiden birisi “ben Cumhurbaş-kanlığı yatırım ofisinden arıyorum, bu işe onay vermişsiniz, girmezseniz yasal işlem başlatılacaktır” gibi tehditlerle karşılaştım. 
Sonrasında ise emniyet teşkilatı adına mail göndererek tehdit ve şantajlar savurarak aklı sıra para koparma seansları yapanlar çıktı.
Henüz geçen hafta ise farklı bir dolandırıcılık örneğine şahit oldum. Sosyal medyada bir motor firması, Milli Piyango izniyle bir çekiliş başlattıklarını, sayfayı beğenip “katıldım” yazılması gerektiğini yayınlamış. Belki de bilinç altında “ya çıkarsa” ihtimali olsa da mümkün olmayan işler sınıfından katıldım.
Bana ulaşan bir vatandaş, “abi bunlar dolandırıcı sakın kanma” diye mesaj yazmış. Ancak zaten durum apaçık ortadaydı. İki gün sonra kazandığım bildirilerek benden isim, telefon, adres istendi. Ben bu konuya zaten temkinli olduğum için hiçbir cevap vermeden konuyu kendimce kapattım.
Yine iki gün sonra bir mesaj daha!... Kazandığınız telefon için 99 lira ilgili yerlere yatırılmıştır. Bu parayı ödemediğiniz taktirde avukatlar aracılığıyla yasal işlem başlatılarak icra yoluna gidilecektir.
Hadiiii!...
Ne garip bir iş değil mi? İnanın insanı psikolojik olarak rahatsız ediyor. En sonunda ise “C.. K.. Motor, Böyle bir durumdan icraya verildiğini ilk defa duyuyorum. Ben gazeteciyim, buyrun işlemlerinizi başlatmanızı bekliyorum” dedim.
Bekliyorum!...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.