Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Zaten yapmak istesen de, olmasını istesen de olmayacak. Çünkü hiçbir şey eskisi gibi değil.  Mesela hep lafını ettiğimiz çocukluğumuzdaki o güzelim kokulu, doğal, ekşili domatesleri asla tekrar bulup yiyemeyeceğiz. Eski günlerde bir büyük domatesin içine bir parça iri tuz, yanında taze-bayat demeden elimize verilen bir parça ekmek ne de güzel, ne de lezzetli idi. Bugün için hiçbir çocuğun tenezzül etmediği bu güzelliği yeniden tatmak isteyen onca insan var ki!... Günümüzde artık küçük, sivri domatesler ha-ricinde hiçbir domatesten salça yapılamıyor. Çünkü domatesin özü yok, çekirdeği yok, lezzeti yok. Biberler aynı. Meşhur Hatıplar biberi, Sivaslı biberinin tadı ya da acısı eskilerde kaldı. Yemyeşil, güzelim biberi al, at ağzına sanki ot yiyorsun. Karpuz ye, kabak mı kelek mi belli değil. Hatır hatır tatsız tutsuz bir şey.. Et ye, tavuk al onlar da aynı. Hepsinde ilaç, hepsinde hormon, hepsinde hile. Marketten süt al, yoğurt al farklı bir şey. Zaten uzmanları da sakın almayın, sakın yemeyin diyorlar. İyi o zaman köy süt alalım, evde peynir-yoğurt yapalım. Ne farkı var ki, onlar da hormonlu, onlar da ilaçlı antibiyotikli. Yani nereye baksan değişik, iyi bir şey yok. Hangisi iyi, hangisi lezzetli ki! Yok... Yok artık eski lezzet, eski tad. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü insanlar değişti, toprak, hava, su, iklim değişti. Zaman değişti... Sana o harika gıdaları veren doğaya, toprağa çok kötülük yaptık. Havayı kirlettik, toprağı zehirledik, suyu pisledik. Sen birşeylerin kıymetini bilmezken doğa senin kıymetini niye bilsin ki!... Bütün bunlar yetmiyormuş gibi altın madeni çıkarmaya izin verenler siyanürle toprağın, suyun zehirlenmesine neden oluyorlar. Bunlara dur diyen temiz insanları hainlikle suçluyorlar. Sesini çıkaranları susturuyorlar. Bu işin obalını, vebalini nasıl ödeyeceksiniz?... Yazıktır, günahtır. Gelin etmeyin eylemeyin. Zaten evrenin kendi içinde değişimi durmadan devam ediyor. Şu güzelim dünyamızı da yaşanmaz hale getirmek için kötülük yapmayın. Geçmişimizden aldığımız emaneti geleceğe temiz ve sağlıklı olarak bırakamadıktan sonra boşu boşuna edebiyat yapmayın, dünyaya kötülük etmeyin. Sizden tek istediğimiz budur!...