Bazıları hiç ölmez! onlar fikirleriyle yaşarlar, eserleriyle yaşarlar, müzikleriyle, edebi eserleriyle yaşarlar. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi, Yaşar Kemal gibi, Aşık Veysel, Mahsuni Şerif gibi...
Benim karşıma ne zaman bir Aşık Veysel'in, Mahsuni Serif'in ve Büyük İnsan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlatan program çıksa hüzünlenirim, dolar tasarım, hatta gözlerim dolar. Elbette daha birçok eşsiz, değerli ve mükemmel insanlar gelmiş geçmiştir dünyamızdan ama bunların isimleri, eserleri bende çok farklı duygular uyandırır.
Bir çok vatan evladı gibi bende de bu ülkenin kurucusu, dünyanın imrendiği, ülkemizin kurucusu ve tek başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e minnet ve şükranla bakarım. O'nun apayrı bir önemi, apayrı bir yeri, apayrı bir özelliği vardır elbette. Onun canı uğruna bu vatanı kurtarıp bizlere armağan etmesi, yaptıkları, en büyük eseri olan Cumhuriyet'e sahip çıkmak her Türk insanının başlıca görevidir. Ona çamur atanlar, aklı sıra koyuleyenler de birgün mutlaka o çamurda boğulacaklardır.
Burada insana dokunan, halkı yaşayan ve anlatan iki insandan Aşık Veysel'den ve Aşık Mahsuni Şerif'ten bahsederken ve bu bahsetmeyin gerekçesinin asıl ayrıntısı bizlerin sesi, sözcüsü olmalarındandır sanırım.
Aşık Veysel'in ne kadar hüzünlü bir yaşamı varsa Mahsuni'nin de o denli hüzünlü eserleri olmuştur. Yani hüzün Veysel'in yaşamı, Mahsuni'nin yaşam felsefesidir adeta!...
Mahsuni'nin şiirlerine, türkülerine hayranım. Bunları nasıl bulmuş, nasıl yazmış ve aynı hayretle nasıl türküye dökmüş hep şaşırmışımdır.
Nasıl şaşırmazsın ki! Yazdığı sözler, yaktığı türküler her insanın yureginden, cigerinden bir şeyleri koparıp getirir sanki...
"Dokunma keyfine yalan dünyanın, kimi soğan bulmaz kimi bal yutar. İşte gidiyorum çeşmi siyahım. Mevlam gül diyerek iki göz vermiş, bilmem ağlasam mı ağlamasam mı. Nerdesin mavi gözlüm, nerde?...”
17 Kasım 1939 yılında Kahramanmaraş Berce-nek'te başlayan hayat yolculuğu, 2022 yılında Köln'de sona ererken arkasında binlerce türküsünü, 453 plağını, 58 kasetini ve yayımlanmış 8 kitabını Türk halkına miras olarak bıraktı Mahsuni!..
Ne gariptir ki hep muhalefet, hep isyan, hep başkaldırışlarında da hüzün vardı. 1970'lerdeki Mahsuni adeta bir suç örgütünün lideri gibi her konserinden sonra gözaltına alınıp aylarca, yıllarca içeride tutularak sürekli mahkum edilmiş bir halk ozanıdır Mahsuni. Ancak kendisini hapse atan köhne düşünceli siyasetçiler türkülerini asla mahkum edememişlerdir. Bu gün de aynı zihniyetin sinir uçlarına dokunan Amerika sevgisi 70'lerdeki "Amerika Katil" türküsüne o zaman da kırmışlar, hala da kızmaktalar. Oysa 55 yıl gibi bir zaman öncesinden emperyalist ülkelerin, başında da Amerika'nın katil olduğunu görebilen ve bunu sazıyla sözüyle dünyaya anlatabilen yegane insanlardan biridir Mahsuni!..
Toplumlar kendilerine gerçekleri gösteren, onları güzel ufuklara yönlendiren insanlara saygı duyar, sevgi duyar. Bizim Atatürk'e, Aşık Veysel'e, Mahsuni Şerif'e saygımız sevgimiz ondandır. Onlar bizim gönüllerimizin baş köşesinde yaşayan, insanı, doğayı, her şeyi seven engin yürekli insanlardır. Ebediyen gönlümüzde de yaşamaya devam edeceklerdir. Yalansız, riyasız gerçek vatanseverler hep saygımızı muhafaza edeceğiz.
Bu ülkeyi karşılıksız seven dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun herkes yüreğimizin bir köşelerinde mutlaka yer bulur. Ama yalancı, art niyetli, menfaatçi olmasın yeter!...
