Sağlık, insanların iyi zamanlarında hiç aklına gelmeyen ancak birazcık rahatsızlandığında da hayatını karartan bir meseledir. Aslında sağlık ve hastalığın arasını incecik bir pamuk ipliği tutar. Bizler iyi olduğumuz zamanlarda hayatı hatırlarız. Bunun yanında sağlığı, daha dün sağlıklı olduğumuzu hatırlarız, hastaneleri ve hastaları hatırlarız. Hastanelerde yatanları hatırlarken bir de yanındaki yakınlarını hatırlarız. Ardından da “çekene de zor, bakana da” deriz. Ve hiç kimse hastanelerde yatmak istemediğini dile getirir ve de Allah hastanelere hiç kimseyi düşürmesin de derken “eksik etmesin” de deriz. Gerçekten de çok zor. Allah hastalara şifalar, yakınlarına da, bakanlarına da sabırlar versin. Kim hasta olmak ister ki? Elbette kimse istemez. Hatta olabildiğince korunmaya çalışırız. En fazla hasta olmaya açık olduğumuz zamanlarda daha hasta olmadan önlemler alırız, aşılar oluruz yani hasta olmaktan korkarız. Hastalık deyince sayısız çeşidi var bunların. Ama asıl olan “ÇÖZÜM” dür. Yani insanoğlunun başına gelen hastalığın bir ilacı, şifası olmasıdır. Bu durum çoğunlukla bizleri rahatlatır. “Tedavimi olurum, ilacımı kullanırım, ameliyatımı olurum” deyip geçeriz. Ancak bir de tedavisi olmayan hastalıklar çıkar karşımıza. İşte o zaman elimiz kolumuz bağlanır, hayatımız zindana döner. Doktor arasan var ama çare arasan çare yok!. Bir de hasta olsan da parayla çözülebilecek hastalıklar karşılar insanları. Bunlar sadece “parası olan” için sorun olmaz. Ancak parası olmayan gene çaresizdir. İki gün önce bir dostumuz anlattı. Sırtından, omurgasından ağır bir ameliyat geçirmiş. Yürüyemez hale geldiğinde gittiği hastanede doktorlar ameliyat olması gerektiğini söylemişler. Kendisi de; “Araştırdım gittim, 400 bin lira verip ameliyat oldum, iyileştim” dedi. Bu ameliyatın sosyal güvence kapsamında çok kolay olmadığını, uzunca süreler sonrasında sıra alabilirsen de bazı durumlarda iş işten geçmiş olabiliyor diye bilgi veriliyor. Dedim ki; - “Ya paran olmasaydı?”... - “O zaman işin çok zor. Belki de artık ömür boyu yürüyemeyeceksin” cevabı geliyor. Sağlık çok önemli. Hele hele bu 10 yaşlarında küçücük çocuklar için olursa daha da önemli. İlçemizde yaklaşık 6 aydır DMD yani kas hastası Ayaz ve Kamil için yardım kampanyası sürdürülüyor. Bu iki çocuğumuz için gereken para çok fazla. Ancak başta çocuklarımızın ailesi olmak üzere bir çok insan bu imkansız gibi görünen parayı toplamak için canla başla çalışıyor.  Elbette bu işteki en büyük şanssızlık bu hastalığın akraba olan iki ailede hem de aynı anda çıkmış olmasıdır. Yani bu yardım kampanyası en azından bir kişi için olsa biraz daha kolay olacaktı. Yurt dışında yapılacak tedavi için gerekli paranın toplanması gerçekten bir mucize. Ancak bu mucizenin gerçekleşmesi de imkansız değil.  Ülkemizde varlıklı insanların bu sesi duyması, yani onlara ulaşılması da çok önemlidir. Zira aylarca çabalarla zor toplanacak olan parayı bir tuşa basmakla bağışlayacak onca insan var ki!... Biz bunları bir kenara bırakarak ve kendi yağımızda kavrulacağımızı kabul ederek işimize bakalım. Banazlılar, Uşaklılar, diğer illerimizdeki hemşehrilerimiz, hatta yurt dışındaki gurbetçilerimiz ve sesimizi duyan tüm insanlar HADİ BİR YARDIM ELİ DE BİZLER UZATALIM. Yapacağımız yardımlarla küçücük çocuklar hayata tutunacak. Onları sağlığına kavuşturmak bizim elimizde...