Biz hep iyilikleri, güzellikleri; hak, hukuk ve adaleti savunup anlatırken etrafımızda ne yazık ki tam tersi gelişmeler oluyor. “Hak” diyoruz; kul hakkı dahil her olumsuzluğu sergiliyorlar, sınav sorularını çalıyorlar, üç-beş yerden maaş alıyorlar. “Hukuk” diyoruz, önce kendileri dinlemiyorlar. “Adalet” diyoruz herkesten önce kendileri yok etmek için her şeyi yapıyorlar. “İyilik, güzellik” diye haykırıyoruz, hiç kimse umursamıyor. Yıkıp, yakıp, yok etmek için el birliği ile çabalıyorlar. Nerelere gideceğiz, şaşırdık vallahi!... İnsanlara iyilik yaramıyor dedikleri ata sözünü pek kullanmıyoruz. Çünkü yakıştıramıyoruz. Ancak bazen gerçekten de birebir kendisiyle tam olarak da karşılaşıyoruz. İlçemizde 10 yıldan fazladır Yörük Şenliği yapılıyor. Şenlik her yıl ilçemizin değişik köylerinde, değişik yaylalarda yapılacaktı. İlk yıllarda başka yerlerde yapılmasına rağmen son olarak Kızılhisar köyümüzün ÜZEYİR YAYLASI’nda yapılageldi. Çünkü buradaki alan çok geniş, ortam, çok müsait, yeşilin tam merkezi yeriydi. Bir kaç yıl burada yapılan şenliğin sürekli burada yapılmasına karar verildi. Esasen on binlerin, otuz binlerin bir araya geldiği düşünülürse isabetli bir karardı. Bu karar beş-altı yıldır uygulanıyordu. İyi, güzel de bu kez de ulaşım toz toprak içerisinde nahoş bir durumdaydı. Onu yollara taş döşeyerek, asfalt dökerek çözdük. Su ve tuvalet ihtiyacı bir şekilde taşıma ve mobil şekilde sürdürülmeye başlandı. Ancak Yörükler Derneği ve Kızılhisar Muhtarlığı kanalıyla yoğun gayretlerle tuvaletler ve çeşmeler yaptırıldı.  Herşey çok güzel giderken geçen yıl pandemi sebebiyle “Yörük Şenliği” yapılamadı. Ne yazık ki bu yıl da aynı sebepler buna engel oldu.  Geçtiğimiz hafta içinde çevreci bir dostumuzun o bölgeden geçerken kayda aldığı görüntülerle tüm “İYİLİK ve GÜZELLİK” vasıflarını taşıyan insanlar kahroldu. Sosyal medyadan yayınladığı ve bize ulaştırdığı görüntüler gerçekten insanın içini parçalayan kötülükler içeriyordu. Gazetemizin içerisinde yer alan haberde de göreceğiniz gibi kendini bilmez insanlar (!) (ki bunları yapanlara insan demek hakikaten zor, olanaksız, imkansız bir durum) her şeyi, her yeri parçalamışlar. Kırmışlar, yıkmışlar, talan etmişler. Hani üç-beş kuruşluk lavaboyu, klozeti, tuvaletleri, kurnaları, camları, hatta plastik kapılara ihtiyacı var, satın alamıyor, söküp gitti desen bir nebze “çaresizlik” falan deyip teselli bulursun. Ancak kişiliksiz, haysiyetsiz, ahlaksız; Allah’tan korkmayan, kuldan utanmayan pislikler nasıl bir ruh halleri varsa şerefsizlik dolu beyinlerini bunlarla tatmin etmişler. Her şeyi bir kenara bırakta alana girişteki “Yörük Ormanı” yazan taktan ne istediniz ki. İki tarafında bulunan kalaslar bir şey için (!) lazımsa para toplayıp alarak sizi tatmin etseydik. Gerçekten insanlığa sığmayan kötü bir durum bu!... Size denecek söz bulamıyorum ama bu güzellikleri yıkıp-parçalayan, onca iyi yürekli insanın hakkına giren bu durumu yapan sizleri Allah’a havale ediyoruz. Pisliğinizle, lağımlaşmış zihniyetinizde boğulun...