Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

HARAM-HELAL

Farkında mısınız, son dönemlerde bu kavram kendisini oldukça unutturmuş durumda. Çoğu kimse haram mı, helal mi düşünmüyor, sorgulamıyor. Biz millet olarak başta ahlaki değerlerimizi boşladık gibi sanki. Sosyal yaşamı, yardımlaşmayı, bize emredilen “düzgün yaşam” ortamını basit ve küçük menfaatler uğruna silip geçiyoruz. Eskilerimiz başka milletlerin bu tür davranışlarına “cavur” diye suçlama yaparlardı. Şimdi yabancıları tanıdıkça onların pek de cavur olmadıklarını öğreniyoruz. Biz Müslüman isek, İslamiyetin mensubu isek onlardan daha ahlaklı, daha dürüst, daha insancıl ve daha yardımsever olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ne oldu da bu değerlerimiz tersine döndü... Ülkemizde bildiğiniz gibi fak-fuk-fon olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma sistemi var. Bu kapsamda yeşil kart denilen bir sağlık güvence olanağı var. Bunlar yakın tarihimizde hayata geçirildi. Yasa yapıcılar demiş ki, “Ülkemizdeki garip, fakir ve yardıma muhtaç insanlar sefil olmasın. Aç, açıkta kalmasın. Hem devletimizin güvencesinde müslümanlığın gerektirdiği vecibeleri yerine getirelim, hem de o fakir insanlar toplumda alt kesimde olduklarını hissetmeden yaşasınlar”. Yasa güzel, yasa olumlu ama insanlar olumsuz. Hepimiz biliyoruz. İyi niyetle çıkarılmış bu yasa hep kötüye kullanıldı. İlk olarak siyasi çıkar aracı olarak kullanıldı. Bir kaç oy için lekelendi. Durum böyle olumca fırsatçı insanlar, HARAM-HELAL nedir bilmeyen vatandaşlar buralara üşüştü. “Ben ilçe başkanının yakınıyım, ben belediye başkanının akrabasıyım, ben buyum, ben şuyum” diyen çakallar garibin, yetimin hakkına göz koydu. Adam üstündeki traktörü, evini, arsasını başkası-na devretti. Geçici olarak evinin altındaki 30 ineğini başka yere sevk etti. Yardım aldı, yeşil kart aldı. Sonra da çıktı sokağa “devletin malı deniz” diye nara attı. Sonra çıktı bedavadan kömür aldı, evine götürmeden sattı. Bayram erzağı aldı, sağa sola dağıttı. Haram mı değil mi? Maddi durumu ortanın üzerindeki bir arkadaşın söylediklerini hiç unutamıyorum. Dedi ki, “Ben orta halli bir insanım. Evime ayda bir kilo muzu zor alıyorum hatta alamıyorum. Ama kira ödemeyen, sağlık için hiç para vermeyen, bayram için telaş yaşamayan, her ay fondan yardım alan kiracımın çocukları eve getirilen muzların ucundan ısırıp ısırıp atmaları, sonra tekrar yenisini alıp sürekli böyle davranmaları çok gücüme gitmişti...” Şimdi siz söyleyin; helal mi, haram mı?...
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2017 - Salı

HARAM-HELAL

Farkında mısınız, son dönemlerde bu kavram kendisini oldukça unutturmuş durumda. Çoğu kimse haram mı, helal mi düşünmüyor, sorgulamıyor.
Biz millet olarak başta ahlaki değerlerimizi boşladık gibi sanki. Sosyal yaşamı, yardımlaşmayı, bize emredilen “düzgün yaşam” ortamını basit ve küçük menfaatler uğruna silip geçiyoruz.
Eskilerimiz başka milletlerin bu tür davranışlarına “cavur” diye suçlama yaparlardı. Şimdi yabancıları tanıdıkça onların pek de cavur olmadıklarını öğreniyoruz. Biz Müslüman isek, İslamiyetin mensubu isek onlardan daha ahlaklı, daha dürüst, daha insancıl ve daha yardımsever olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ne oldu da bu değerlerimiz tersine döndü...
Ülkemizde bildiğiniz gibi fak-fuk-fon olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma sistemi var. Bu kapsamda yeşil kart denilen bir sağlık güvence olanağı var. Bunlar yakın tarihimizde hayata geçirildi. Yasa yapıcılar demiş ki, “Ülkemizdeki garip, fakir ve yardıma muhtaç insanlar sefil olmasın. Aç, açıkta kalmasın. Hem devletimizin güvencesinde müslümanlığın gerektirdiği vecibeleri yerine getirelim, hem de o fakir insanlar toplumda alt kesimde olduklarını hissetmeden yaşasınlar”.

Yasa güzel, yasa olumlu ama insanlar olumsuz. Hepimiz biliyoruz. İyi niyetle çıkarılmış bu yasa hep kötüye kullanıldı. İlk olarak siyasi çıkar aracı olarak kullanıldı. Bir kaç oy için lekelendi.
Durum böyle olumca fırsatçı insanlar, HARAM-HELAL nedir bilmeyen vatandaşlar buralara üşüştü. “Ben ilçe başkanının yakınıyım, ben belediye başkanının akrabasıyım, ben buyum, ben şuyum” diyen çakallar garibin, yetimin hakkına göz koydu.
Adam üstündeki traktörü, evini, arsasını başkası-na devretti. Geçici olarak evinin altındaki 30 ineğini başka yere sevk etti. Yardım aldı, yeşil kart aldı. Sonra da çıktı sokağa “devletin malı deniz” diye nara attı.
Sonra çıktı bedavadan kömür aldı, evine götürmeden sattı. Bayram erzağı aldı, sağa sola dağıttı. Haram mı değil mi?
Maddi durumu ortanın üzerindeki bir arkadaşın söylediklerini hiç unutamıyorum. Dedi ki, “Ben orta halli bir insanım. Evime ayda bir kilo muzu zor alıyorum hatta alamıyorum. Ama kira ödemeyen, sağlık için hiç para vermeyen, bayram için telaş yaşamayan, her ay fondan yardım alan kiracımın çocukları eve getirilen muzların ucundan ısırıp ısırıp atmaları, sonra tekrar yenisini alıp sürekli böyle davranmaları çok gücüme gitmişti...”
Şimdi siz söyleyin; helal mi, haram mı?...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.