Bu memlekette her şeyin dört dörtlük olmasını, rayında gitmesini kimse istemiyor sanırım. “Bu da nereden çıktı?” diyeceksiniz belki ama görünen köyün kılavuz istemediğini herkes de biliyor. Bizler yaşadığımız bu şirin ilçe ile gurur duyuyoruz. Havasına suyuna, taşına toprağına kurbanız. Bunun için de gördüklerimizi, duyduklarımızı, yalansız, riyasız, eksikleri, noksanları objektif olarak dürüstçe aktarmaya, idarecilere duyurmaya çalışıyoruz. Ama ne yazık ki aynı hassasiyeti kendilerinden göremiyoruz. Banazlılar da göremedikleri gibi her şeyin çorba gibi plansız, düzensiz olduğundan her aşamada şikayet ediyorlar. Haklılar da... Neyi görüyoruz, neyi anlatıyoruz... Banaz’da, bu şirin ilçede bir trafik düzeni yok. Bir park kültürü, otopark olanağı yok. Yıllar sonra bu konuda çok sıkıntılar çekileceği çok aşikâr ama bizler bu sıkıntıları bugünlerden çekmeye başladık bile!... Şimdi hemen; “elbette bu sorunlar her yerde, burda da olması gayet normal değil mi?” diyecekler. Neden efendim, bizde olmasa ne zararı olacak. Olmaması bizim daha güzel, daha yaşanılır bir şehirde yaşadığımızı göstermeyecek mi? Konuyu biraz daha derinden ele alacak olursak anlatmak istediklerimizi daha iyi anlayacaksınız.  İlçemizde Başaran Caddesi en şanslı yer. Zira ancak iki aracın geçiş yapabileceği caddede bir aracı park edilebilecek bir yer bulmak her zaman için imkansız bir durum. Zira Allah versin caddeye işyeri sahipleri, “müşterimiz gelince aracını koyar, bize alış verişe girer” diyeceğine; “ben kendi aracımız dükkanımın önüne koyayım da başkası ne yaparsa yapsın” diyor. Böyle olunca park yeri bulamayan vatandaş çekip gidiyor başka işyerlerine. Bu konuyu devalarca yazdık ama düzelmesi için hiç kimse öncülük yapmıyor, yazdıklarımız hiç fayda etmiyor. İnönü Caddesi tam bir keşmekeş, adeta rezalet. Özellikle Tepedelen sokağa girip karşıya geçecek olan araçlar, sağlı-sollu parklardan geçebilmek için kırk takla atmak zorunda kalıyorlar. Caddenin Dörtyol girişinden 300 metre mesafeye kadar olan bölümünde tek sıra, iki, sıra, üç sıra ve hatta dört sıra araç parkı bulmak gayet mümkün... Bazı durumlarda görevli ekipler gelip geçip ara sıra uyarıda bulunsa da onlar gittiğinde durum anında eski haline dönüveriyor. Fevzi Çakmak Caddesi’nde belediye binasından demiryoluna kadar tam bir curcuna... Ara sokaklarda da farklı bir şey yok. Özellikle Kültürpark’ın ön yüzü hem araçların, hem de kaldırımların düello alanı olmuş. Dörtyol belediye trafik lambalarında, yani ATM’lerin olduğu yerde kenara uzun süreli park eden araçların engellemesi sebebiyle neredeyse belediyenin arka tarafına girecek ve çıkacak araçların bile engellenmesine yol açıyor. Bu çevrede bir tek Başaran Caddesi ile Favzi Çakmak Caddesi’nin birbirine bağlayan Şakir Cenalp Sokak’ta park yasağı olmasından ve ortada duba olmasından dolayı bir düzen ve rahatlık var. Onu da aracıyla kaldırımda oturan esnafla eşkem köşkem sohbet eden sürücülerin işgali katlediyor. Atatürk Caddesi PTT çevresinde olan park düzensizliği bu caddenin de vukuat almasına sebep oluyor. Adnan Menderes Caddesi’nde yaşanan trafik kargaşası yolun geniş olması sebebiyle çok fazla sorun yaşatmıyor. Ancak cumartesi günleri kapalı pazaryeri önüne pazarcıların araçlarını tenha yerler yerine buralara park etmesi sonucu adeta kabuslar yaşanıyor.  Gelelim asıl derdimize!... İlçemiz ana yol güzergahı ne yazık ki aşırı transit geçişlere ev sahipliği yapıyor. Ancak güvenlik şeritleri haricinde park edilebilecek bir yer olmamasından dolayı Banaz, geçen araçların alışverişinden maalesef hiçbir şekilde yararlanamıyor. Akşam üzerleri karnını doyuracak nakliye araçları hariç vasıtalar gelip geçiyor, Banazlılar seyrediyor. Zamanında bu yol güzergahına cep koydurtmayan yöneticilerin de kulakları çınlasın. Durum sadece bunlar değil ki!... Gece-gündüz demeden bangır bangır müzik açan lüzumsuzlarla, egsozunu söküp bağırtan motorsikletlilerle, trafik ışıklarında hiç kural dinlemeden geçen özellikle PLAKASIZ motorlarla ilgililer neden ilgilenmez, anlamak mümkün değil. Hadi her şeyi boşverin de ekiplerin gözünün önünde barım barım bağırtarak, artistik hareketler yaparak, plakasız ve ehliyetsiz cirit atan çoluk çocuğa neden müdahale edilmez, neden dur denilmez, anlayabilen birisi var mı?.. Şimdi bunları yazdık diye önüne gelene ceza yazarak, “maden öyle, işte böyle” dercesine ortalığı yakmak yerine sadece son ses müzik açana, egsozunu söküp motoru bağırtana, tehlikeli ve hızlı araç sürene, plakasız ve ehliyetsiz dolaşana müdahale etmek size çok mu zor gelecek... Lütfen yani... Bizler ve çoğu vatandaşımız bu ilçenin düzenli, tertipli, temiz ve yaşanabilir bir yer olmasını istiyor ve bu doğrultuda hareket ediyoruz. Buna karşılık düzensizliğe yol açan, çöplerini rastgele yerlere atan, sokaklara tüküren, gelişigüzel araç park eden, evinin önündeki kaldırımları ve hatta milletin yolunu bile dubalarla trafiğe ve geçişe kapatan lüzumsuz vatandaşlarla ilgili kurumların mücadele etmesini de istiyoruz. Zaten bu istenilenler onların başlıca görevlerindendir. Ama görevini yapmayanları ancak uyarmakla yetinebiliyoruz.  Bizler bu sebeple diyoruz ki, HERKES GÖREVİNİ YAPSIN!...