Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

İFTİRA

Dünyanın en tehlikeli girişimlerinden birisi iftira. Bu kötü olayı yapan insan ne dinen ne de kişilik olarak yanlış yapmaktadır. İşin en kötü tarafı da bu günlerde herkesin beyninde, kafasında, dilinde yalan, dolan, iftira var!... İslam aleminde ve dini kitaplarda Sözlükte “yalan söylemek, uydurmak, asılsız isnatta bulunmak” gibi mânalara gelen iftirâ, terim olarak “bir kimseye asılsız olarak suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış veya nitelik isnat etmek” anlamında kullanılmaktadır. Ancak günlük dilde iftira yaygın olmakla birlikte hukuk ve ahlâkta daha çok ifk ve bühtan terimleri, zina iftirası için de kazf kelimesi kullanılmaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’de iftira ve aynı kökten çeşitli kelimeler elli dokuz yerde geçmektedir. İlk baştan söyleyelim; iftira, gıybet dinimizde en büyük günahlardandır ve telafisi mümkün olmayan KUL HAKKI’na girmektedir. Esasen iftira eden insanlardan korkacaksın, kaçacaksın. Gıybetten çekinmeyen insanlardan olabildiği-nce uzak duracaksın. Çünkü bu kimseler bu işin suçunu günahını bile bile hiç çekinmezler. Allah’tan korkan bir insan zaten iftiradan, gıybetten kaçar. Asla gözüyle görmediği bir olaya kulaktan dolma laflar etmez. Ama maalesef bu tür insanlar ne kadar dindar görünse de Allah’tan da korkmazlar, kuldan da utanmazlar. Son yıllarda yaşadığımız ve özellikle hukuksal çerçeveye sokulmaya çalışılan olaylarda ortalıkta oldukça yoğun olan iftira ve gıybet olayına şahit oluyoruz. Üzücü bir durum bu!... Yine son yıllarda çığırından çıkan sosyal medyada öyle fazla iftira paketleri dolaşıyor ki işin püf noktasına anlamak mümkün değil! Örneğin bazı suçlardan dolayı “gizli tanık” denen belki de hayali bir şahitle mahkemesi olmadan, yargılanmadan, iddianamesi bile hazırlanmadan hapse atılan isimler var. Bunlara sosyal medyanın trol sayfası mah-kemelerden ve vicdanlardan önce hükmünü vermiş ve “HIRSIZZZ!” diyerek ağızlarını doldura doldura bağırmak-tadırlar. Hukuksal olarak bir insan mahkemece suçlu bulununcaya kadar, yargılama tamamlanıncaya kadar MASUMDUR. Yani eğer bir kişi hakkında kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyor ise hangi suç ile suçlanıyor olursa olsun, o kişi henüz masumdur. Ayrıca da; Evrensel hukuk kurallarına göre, bir kişinin masum olduğunun kanıtlanmasına gerek yoktur; kişinin suçluluğunun kanıtlanamamış olması yeterlidir. Bunun için masumiyet karinesinin temelini, hukukta hüküm giydirmenin yalnızca iddia edilen suçların kanıtlanmasıyla mümkün olduğu gerçeği oluşturur. Bu da hüküm giymemiş kimsenin suçlu sayılamayacağı veya suçlu olarak lanse edilemeyeceği ilkesini; yani masumiyet karinesini doğurur. Masumiyet karinesi evrensel bir yargı doktrini olup; İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nde yer almaktadır. Bunları ben söylemiyor, uydurmuyorum. Aslında hukukçular da bunun böyle olduğunu çok iyi bilmektedirler. Ancak insanlar da başta söylediğim gibi “İFTİRA ve GIYBET” konularında o kadar rahatlar ki; siyasi amaçları için bağlı olduğu siyasetçiler kendi ana-babalarına hain dese onu öyle kabul edecek kadar gaflete düşmüşlerdir. Bazı insanlara diyorum ki; “Sevgili kardeşim, senin hırsız dediğin bu insan henüz yargılanmamış, mahkemece suçlu bulunmamış ki iddianamesi bile henüz hazırlanmamış. Sen buna neden hırsız diyorsun ki! iftira, gıybet dinimizdeki en büyük günahlardan değil mi?” diyorum. Kendisi gayet rahat bir şekilde; “Kendi arkadaşları, yandaşları hırsız diyor, ben demiyorum ki” diyor. Şimdi güzel dinimiz bu arkadaş için, “Haa, kendisi demiyor, başkası dediği için hırsız demiş mi diyecek yoksa baştaki bahsettiğimiz yasa ve etik kurallar sebebiyle “SEN İFTİRA VE GIYBET ETTİN, EN BÜYÜK GÜNAHLARI İŞLEDİN” mi diyecek. Gerçekten ne hale geldik biz. Toplumsal kurallar dini temeller, ahlâk ve ar ne ara yok oldu? Siyaset için insanlığı hiçe sayan zihniyet topluma, vatanına ne kadar yararlı olabilir ki?...
Ekleme Tarihi: 24 Ekim 2025 -Cuma

İFTİRA

Dünyanın en tehlikeli girişimlerinden birisi iftira. Bu kötü olayı yapan insan ne dinen ne de kişilik olarak yanlış yapmaktadır.
İşin en kötü tarafı da bu günlerde herkesin beyninde, kafasında, dilinde yalan, dolan, iftira var!...
İslam aleminde ve dini kitaplarda Sözlükte “yalan söylemek, uydurmak, asılsız isnatta bulunmak” gibi mânalara gelen iftirâ, terim olarak “bir kimseye asılsız olarak suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış veya nitelik isnat etmek” anlamında kullanılmaktadır. Ancak günlük dilde iftira yaygın olmakla birlikte hukuk ve ahlâkta daha çok ifk ve bühtan terimleri, zina iftirası için de kazf kelimesi kullanılmaktadır.
Kur’ân-ı Kerîm’de iftira ve aynı kökten çeşitli kelimeler elli dokuz yerde geçmektedir.
İlk baştan söyleyelim; iftira, gıybet dinimizde en büyük günahlardandır ve telafisi mümkün olmayan KUL HAKKI’na girmektedir.
Esasen iftira eden insanlardan korkacaksın, kaçacaksın. Gıybetten çekinmeyen insanlardan olabildiği-nce uzak duracaksın. Çünkü bu kimseler bu işin suçunu günahını bile bile hiç çekinmezler.
Allah’tan korkan bir insan zaten iftiradan, gıybetten kaçar. Asla gözüyle görmediği bir olaya kulaktan dolma laflar etmez. Ama maalesef bu tür insanlar ne kadar dindar görünse de Allah’tan da korkmazlar, kuldan da utanmazlar.
Son yıllarda yaşadığımız ve özellikle hukuksal çerçeveye sokulmaya çalışılan olaylarda ortalıkta oldukça yoğun olan iftira ve gıybet olayına şahit oluyoruz. Üzücü bir durum bu!...
Yine son yıllarda çığırından çıkan sosyal medyada öyle fazla iftira paketleri dolaşıyor ki işin püf noktasına anlamak mümkün değil! Örneğin bazı suçlardan dolayı “gizli tanık” denen belki de hayali bir şahitle mahkemesi olmadan, yargılanmadan, iddianamesi bile hazırlanmadan hapse atılan isimler var. Bunlara sosyal medyanın trol sayfası mah-kemelerden ve vicdanlardan önce hükmünü vermiş ve “HIRSIZZZ!” diyerek ağızlarını doldura doldura bağırmak-tadırlar.
Hukuksal olarak bir insan mahkemece suçlu bulununcaya kadar, yargılama tamamlanıncaya kadar MASUMDUR. Yani eğer bir kişi hakkında kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyor ise hangi suç ile suçlanıyor olursa olsun, o kişi henüz masumdur.
Ayrıca da; Evrensel hukuk kurallarına göre, bir kişinin masum olduğunun kanıtlanmasına gerek yoktur; kişinin suçluluğunun kanıtlanamamış olması yeterlidir. Bunun için masumiyet karinesinin temelini, hukukta hüküm giydirmenin yalnızca iddia edilen suçların kanıtlanmasıyla mümkün olduğu gerçeği oluşturur. Bu da hüküm giymemiş kimsenin suçlu sayılamayacağı veya suçlu olarak lanse edilemeyeceği ilkesini; yani masumiyet karinesini doğurur. Masumiyet karinesi evrensel bir yargı doktrini olup; İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nde yer almaktadır.
Bunları ben söylemiyor, uydurmuyorum. Aslında hukukçular da bunun böyle olduğunu çok iyi bilmektedirler. Ancak insanlar da başta söylediğim gibi “İFTİRA ve GIYBET” konularında o kadar rahatlar ki; siyasi amaçları için bağlı olduğu siyasetçiler kendi ana-babalarına hain dese onu öyle kabul edecek kadar gaflete düşmüşlerdir.
Bazı insanlara diyorum ki; “Sevgili kardeşim, senin hırsız dediğin bu insan henüz yargılanmamış, mahkemece suçlu bulunmamış ki iddianamesi bile henüz hazırlanmamış. Sen buna neden hırsız diyorsun ki! iftira, gıybet dinimizdeki en büyük günahlardan değil mi?” diyorum. Kendisi gayet rahat bir şekilde; “Kendi arkadaşları, yandaşları hırsız diyor, ben demiyorum ki” diyor. Şimdi güzel dinimiz bu arkadaş için, “Haa, kendisi demiyor, başkası dediği için hırsız demiş mi diyecek yoksa baştaki bahsettiğimiz yasa ve etik kurallar sebebiyle “SEN İFTİRA VE GIYBET ETTİN, EN BÜYÜK GÜNAHLARI İŞLEDİN” mi diyecek.
Gerçekten ne hale geldik biz. Toplumsal kurallar dini temeller, ahlâk ve ar ne ara yok oldu?
Siyaset için insanlığı hiçe sayan zihniyet topluma, vatanına ne kadar yararlı olabilir ki?...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.