Evlilik birliğinin kurulması sırasında nişanda veya düğünde anne babalar ve yakın akrabalar yanında davetliler tarafından gelin ve damada para, bilezik, çeyrek altın, Cumhuriyet altını gibi çeşitli ziynet eşyaları takılmaktadır. Bu yazımda ziynet eşyalarının herhangi bir aksi durumda nişanın bozulması veya boşanma sırasında iadesi ile ilgili hukuki süreç ve örf ve adetlerden bahsedeceğim.
Hukuki süreçten önce örf adet ile ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum. Esasen baştan belirtmek istiyorum ki; İl Kültür Müdürlüğü tarafından bu konuda etraflı bir araştırma yapılarak tespitler yapılmalıdır.
Mevcut durumda düğün başlar, gelin-damat salona girer, dans, pasta, vs. sonrasında takı töreni başlar, anne, baba kardeşler genelde bilezik takar, yakın akrabalar ve yakın dostlar ekonomik durumuna göre çeyrek altın veya para takar. Diğer davetliler de sıraya girerek para takısını takmaktadır.
Ege Bölgesinde ve ilimizdeki örf adete göre damada takılan ziynet eşyası ve para olarak takılan takılar damada, geline takılan ziynet eşyası ve para geline ait olur. Takı takılırken genelde damadın yakınları damada, gelinin yakınları geline takısını takar. Zira yine örf adete göre daha önce şu anki gelin ve damadın ailesi veya kendileri takı takanların düğününde takı takmıştır. Bir anlamda borç ödeme gibi değerlendirilen bu sistemin temelinde yatan düşünce gelin ile damada evlilik sırasında yardımda bulunmaktır. Ancak her zaman söylemişimdir, ekonomik koşullar değişmekle aynen iade şeklinde olmamalı, o zamanki ekonomik duruma göre takı takabilme gücüne göre durumu hoş karşılanmalıdır. Meslek hayatımda yaşadığım çok ilginç olaylardan birinde müvekkilim bayan eşinin Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde kızının düğünü olduğunu, eşinin Belediye Başkanı olması sebebiyle çok sayıda çeyrek altın veya bilezik takıldığını, daha sonra eşi ile boşanıp eşinin başka bir şehre taşındığını, kendisinin ilçede kaldığını, ekonomik olarak zor dönem yaşadığını, gelirinin olmadığını, kendilerine bilezik veya altın takanların düğünlerine gidemediğini veya gittiğinde 20 veya 50 TL. takabildiğini, ertesi günü düğün sahiplerinin “biz size çeyrek altın veya bilezik taktık, borcunuzu ödeyin” diye geldiklerini ve çok zor durumda kaldığını, eşinin kendisini terk edip gidince borçların kendine kaldığını söylemiştir. Örf ve adet olduğunu ileri sürerek bu tür yaklaşım ve anlayışsızlıkları ve takının borç-alacak olarak yorumlanmasını doğru bulmadığımı ifade ediyorum. Esasen bazılarının düğüne katılması dahi para ile ölçülemez değerdedir, her zaman takı beklememek lazım olduğuna inanıyorum.
Nişanda takılan altınlar düğüne kadar genellikle kadında olmakta, esasen düğünden sonra da kadında olması gerekirken borç veya güvenlik gerekçesiyle ziynet eşyaları kocası veya kayınvalide-kayınpeder tarafından kasaya konulma bahanesi ile alıkonulmakta, düğünden düğüne takılmasına izin verilmekte olduğu sık görülen bir durumdur. Kadına takılan altın, para, bilezik, kolye, yüzük, zincir gibi ziynet eşyaları kadına ait olup boşanma halinde kadın bunlar kendisinden alan eşi veya ailesinden dava yoluyla aynen veya değerini alabilmektedir. Sadakatsizlik halinde kadın hakkında bağıştan rücu davası açılıp kadındaki altınlar geri alınabilmektedir. Ziynet alacağı davaları ile ilgili ayrıntılı hukuki süreç ayrıca yazı konusu yapılacaktır.
Saygılarımla… Cuma, 04.08.2017
Av.H.Vadi Dalkılıç
Anasayfa
Yazarlar
Vadi Dalkılıç
Yazı Detayı
Bu yazı 585+ kez okundu.
ZİYNET EŞYALARI VE ÖRF-ADET
Evlilik birliğinin kurulması sırasında nişanda veya düğünde anne babalar ve yakın akrabalar yanında davetliler tarafından gelin ve damada para, bilezik, çeyrek altın, Cumhuriyet altını gibi çeşitli ziynet eşyaları takılmaktadır. Bu yazımda ziynet eşyalarının herhangi bir aksi durumda nişanın bozulması veya boşanma sırasında iadesi ile ilgili hukuki süreç ve örf ve adetlerden bahsedeceğim.
Hukuki süreçten önce örf adet ile ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum. Esasen baştan belirtmek istiyorum ki; İl Kültür Müdürlüğü tarafından bu konuda etraflı bir araştırma yapılarak tespitler yapılmalıdır.
Mevcut durumda düğün başlar, gelin-damat salona girer, dans, pasta, vs. sonrasında takı töreni başlar, anne, baba kardeşler genelde bilezik takar, yakın akrabalar ve yakın dostlar ekonomik durumuna göre çeyrek altın veya para takar. Diğer davetliler de sıraya girerek para takısını takmaktadır.
Ege Bölgesinde ve ilimizdeki örf adete göre damada takılan ziynet eşyası ve para olarak takılan takılar damada, geline takılan ziynet eşyası ve para geline ait olur. Takı takılırken genelde damadın yakınları damada, gelinin yakınları geline takısını takar. Zira yine örf adete göre daha önce şu anki gelin ve damadın ailesi veya kendileri takı takanların düğününde takı takmıştır. Bir anlamda borç ödeme gibi değerlendirilen bu sistemin temelinde yatan düşünce gelin ile damada evlilik sırasında yardımda bulunmaktır. Ancak her zaman söylemişimdir, ekonomik koşullar değişmekle aynen iade şeklinde olmamalı, o zamanki ekonomik duruma göre takı takabilme gücüne göre durumu hoş karşılanmalıdır. Meslek hayatımda yaşadığım çok ilginç olaylardan birinde müvekkilim bayan eşinin Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde kızının düğünü olduğunu, eşinin Belediye Başkanı olması sebebiyle çok sayıda çeyrek altın veya bilezik takıldığını, daha sonra eşi ile boşanıp eşinin başka bir şehre taşındığını, kendisinin ilçede kaldığını, ekonomik olarak zor dönem yaşadığını, gelirinin olmadığını, kendilerine bilezik veya altın takanların düğünlerine gidemediğini veya gittiğinde 20 veya 50 TL. takabildiğini, ertesi günü düğün sahiplerinin “biz size çeyrek altın veya bilezik taktık, borcunuzu ödeyin” diye geldiklerini ve çok zor durumda kaldığını, eşinin kendisini terk edip gidince borçların kendine kaldığını söylemiştir. Örf ve adet olduğunu ileri sürerek bu tür yaklaşım ve anlayışsızlıkları ve takının borç-alacak olarak yorumlanmasını doğru bulmadığımı ifade ediyorum. Esasen bazılarının düğüne katılması dahi para ile ölçülemez değerdedir, her zaman takı beklememek lazım olduğuna inanıyorum.
Nişanda takılan altınlar düğüne kadar genellikle kadında olmakta, esasen düğünden sonra da kadında olması gerekirken borç veya güvenlik gerekçesiyle ziynet eşyaları kocası veya kayınvalide-kayınpeder tarafından kasaya konulma bahanesi ile alıkonulmakta, düğünden düğüne takılmasına izin verilmekte olduğu sık görülen bir durumdur. Kadına takılan altın, para, bilezik, kolye, yüzük, zincir gibi ziynet eşyaları kadına ait olup boşanma halinde kadın bunlar kendisinden alan eşi veya ailesinden dava yoluyla aynen veya değerini alabilmektedir. Sadakatsizlik halinde kadın hakkında bağıştan rücu davası açılıp kadındaki altınlar geri alınabilmektedir. Ziynet alacağı davaları ile ilgili ayrıntılı hukuki süreç ayrıca yazı konusu yapılacaktır.
Saygılarımla… Cuma, 04.08.2017
Av.H.Vadi Dalkılıç
Ekleme
Tarihi: 05 Ağustos 2017 - Cumartesi
ZİYNET EŞYALARI VE ÖRF-ADET
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.