On yıldır ülkemizi kasıp kavuran “inşaat” furyasını ilçemiz girişimcileri yenice keşfettiler. Özellikle 6 aydır Banaz’ın her tarafında bir inşaat yatırımcılığı başladı. İlçemizde yıllar öncesinden beri süre gelen rutin bir inşaat piyasası vardı. Malum gurbetçilerin oldukça fazla olmasının bir sonucuydu bu. Çalışmak amacıyla yurt dışına gitmiş olan vatandaşımız, hemen kendisine sermaye yapacak üç-beş kuruş para kazanıp geri dönmek maksadıyla gitmişti. Bu hedefe ulaşınca ikinci olarak yaptığı şey, “başımı sokacak bir ev yapayım da ne olur ne olmaz açıkta kalmayayım” düşüncesiyle eşinin dostunun yardımıyla inşaata girişti. Evini de yaptı ama bir türlü dönebilme cesaretini kendine bulamadı. Memleketine yaptığı evlerin bir çoğu çürüdü, bazıları bir nebze kira için kullanıldı. Ama ne istenen olabildi, ne beklenen. Ondan dolayıdır ki ilçede hala yüzlerce ev hasretle sahibinin dönüp içini şenlendirmesini beklemektedir. İlçemizde gurbetçiler için yapılan inşaatlardan kimler köşeyi döndü, kimler vebal altında yıkıldı onları kendileri biliyor. Ama belirttiğimiz gibi özellikle İstanbul’da adeta bir çılgınlık boyutuna ulaşan konut yapma yarışının nasıl sonuçlanacağını merak etmemek imkansız gibidir. Dileriz büyük bir patlama olmadan rayına otursun. İnsan elbette kendisine ait bir evim olsun, kiradan kurtulayım diye düşünür ve çalışır. Ev sahibinden çekmiştir, diğer kiracılardan çekmiştir, kiralarda sürünmekten bıkmıştır. Ay sonu gelince ev sahibinin bakışından, yürüyüşünden işkillenmiştir. Bu sebeple bir evi olduğunda lazım olmasa da duvarın tam ortasına 20'lik bir çivi çakmayı ahdetmiştir. Elbette herkesin evinin olması güzel bir şey. Allah herkese nasip etsin. Ancak adam ticaret yapacak, besicilik yapacak, ya da traktör alıp çiftçilik yapacak. Onlara yapacağı yatırımı ilk fırsatta eve gömüp bütün ticareti duvarların arasına esir ediyor. Ne yazık ki ülkemizde övündüğümüz yüzde 11,1 büyüme ve yatırımlar (!) sadece inşaat üzerine sanırım. Oysa ülkemizin büyümesi, gelişmesi, işsizliğin son bulması, terörün bitmesi, huzur ve güvenimiz için yeni yatırımların yapılması, fabrikaların kurulması, dışarıdan alınan bütün ürünlerin içerde üretilmesi ya da en aza indirilmesi gerekmektedir. Dikilen gökdelenler güzel ama geleceğimizi kurtaracak unsurlar değildir...