İsrail veya resmî adıyla İsrail Devleti, Batı Asya'da Akdeniz'in güneydoğu kıyısında ve Kızıldeniz'in kuzey kıyısında yer alan ülkedir. 14 Mayıs 1948'de, David-Ben Gurion öncülüğünde Tel-Aviv'de toplanan Yahudi Millî Konseyi kuruluşunu ilan etmiştir.
İnternette İsrail hakkında yazılan ilk cümleler böyle sıralanmış. Bugün için 20.770 km2 yüzölçüme sahip ülke ilk kurulduğunda çok küçük bir alana sahipti. Ancak sonraları Araplarla yaptıkları savaşlarla büyük bir bölümü Filistin’den olan topraklarını genişletti. Daha sonra da yine çoğunluğu Filistin’den olmak üzere büyük ölçüde toprak satın alarak yüzölçümünü genişletti.
Bilindiği üzere 30-40 yıldır da İsrail illegal büyümesini sürdürmek üzere bir avuç bıraktığı Filistin’i yok etmek ve topraklarına toprak katmak için çevresindeki Arap ülkelerini sürekli rahatsız etmektedir.
Yaklaşık 2 yıl önce başlattığı Filistin’lileri yok etme girişimine bu günlerde canı sıkıldıkça çevresindeki ülkelere füzeler fırlatma, bomba atma gafletini de göstermeye başladı.
Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Katil İsrail’e dur diyecek yok mu?
Maalesef yok!...
Çünkü arkasında Amerika var. Araplar ise birleşip tepki göstereceklerine birleşip ABD’nin güdümüne girmeye devam ediyorlar. Artık bugün geldiğimiz nokta İsrail’in Filistin’deki katliamına, soykırımına Müslüman olmayan ülkelerin tepkisiyle dur denilecek konuma geldik.
Ne acı değil mi?
Her nedense İsrail’e tepki gösterenlerin hemen arkasında İsrail ile çeşitli konularda yapılan işbirlikleri çıkıyor. Bu sebeple Amerika dur demeden İsrail asla durmaz!...
Biz de ülke olarak dünya kamuoyunda zaman zaman tepkilerimizi dile getiriyoruz. Ama ne yazık ki bu tepkiler ne Arap ülkelerinden ne de diğer ülkelerin çoğundan hiç bir destek görmüyor. Hatta yukarıda belirttiğim gibi Müslüman Arap ülkelerinden tık çıkmazken bu katliamdan rahatsız olan, vicdanı kaldırmayan diğer dinlere sahip ülkelerden az da olsa destek görüyor.
Yani Filistin yok oluyor, Gazze düşüyor, resmen insanlık öldürülüyor ve dünya gözlerini kaçırarak bu duruma sessiz kalıyor. Ne acı değil mi?...
Bu gelişmeler ışığında dünkü olaylara bakarsak İsrail yine dünyaya meydan okurcasına gaddarlığına, acımasızlığına devam ettiğini görüyoruz.
Adına yeni aşina olduğumuz SUMUD FİLOSU ile yeni bir gündem oluşturulmaya çalışılıyor.
Küresel Özgürlük Filosu olarak da bilinen 2025 yılının ortalarında faaliyete başlayan filo içinde Türklerin de bulunduğu onlarca ülkenin desteğiyle kuruldu. İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukayı kırmayı amaçlayan uluslararası bir oluşum. Adını Arapça "kararlılık" ya da "dayanıklılık" anlamına gelen şumüd kelimesinden almıştır. Girişim, Temmuz 2025'te, Gazze savaşı sırasında Özgürlük Filosu Koalisyonu, Gazze'ye Küresel Hareket ve Mağrip Sumud Filosu gibi kuruluşlar tarafından organize edilerek ortaya çıktı. Filo, 44'ten fazla ülkeden binlerce katılımcının bulunduğu 50'den fazla gemiden oluşuyor ve bu da onu tarihindeki türünün en büyük sivil liderliğindeki konvoyu haline getiriyor.
Ve bu filo, çoğu bazı kişi ve kuruluşlar tarafından bağışlanan 45 gemi ve tekneyle Gazze’ye yola çıktı. Oradaki çocuk ve hastalar için ilaç ve gıda maddesi götüren filonun en büyük öncü gemisine İrail askerleri müdahale etti.
Envanterinde 60'a yakın savaş gemisi olan İsrail, Sumud Filosu'na 20 gemiyle saldırdı. 10 metrelik yelkenli teknelere 8 veya 10 İsrail askeri el koydu. Dün akşam saatlerine kadar olağandışı bir gelişme yaşanmadı. Ancak durum bizlere 2010 yılında yaşanan “MAVİ MARMARA” vakasını anımsattı.
Bu işin sonucunun ne olacağını bilemiyoruz ancak böyle insanî bir girişime de dünya SEYİRCİ Mİ KALACAK? Ya da vicdan sahipleri birleşerek bu canilere haddini mi bildirecek, merak ediyor ve bekliyoruz...