İstanbul bu pazar seçime gidiyor. 31 Aralık’ta yapılan ancak sebebi tam olarak NET BİR ŞEKİLDE açıklanamayan iptal sebebiyle 23 Haziran’da da seçim yapılacak.  Dün bir programa çıkan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, göz attığım kadarıyla yakın geçmişimizde yapılan seçimlerin sayısını hesaplayamadım dediği gibi işi gücü bırakıp, paraya acımayıp habire seçim yapıyoruz. Eller aya gidiyor, dijital ortamda seçim yapıyor, masrafsız, telaşsız ama biz ortalığı toz duman ederek büyük şaşalarla gösterişli seçimler yapıyoruz. İşte bizdeki güvensizliğin eseri bu! Çünkü sandık başında dönen dolapların masa başında daha fazlasının yapılacağından bildiğimiz için buna cesaret edemiyoruz. Hasılı olacak ama yakın yüzyılda sanırım bizde gelişmiş ülkeler gibi bilgisayardan bir tık ile seçim yapacağız. Bu seçimde tarihi bir ilk yaşandı. İstanbul’da seçime girecek ittifak adayları neredeyse 20 yıldır yapılamayan televizyon buluşmasını gerçekleştirdiler. Her iki çevreden kendilerinin çok puan aldığına yönelik açıklamalar yapılıyor. Bir haber kanalı bu programın bitiminden sonra analiz yapıyor. Sanırım bu kanalı izleyenlerin nasıl yanıltıldığını anladım gibi... Adamlar yargı olmasına rağmen acımasızca infaza girişmişler. Kanalın analiz programının en başında duruşuyla, cevaplarıyla, kendine güveni ve mimikleriyle süper olumlu puan topladığını, ancak Moderatör İsmail Küçükkaya’nın son derece taraflı davrandığını, kendi adaylarına büyük haksızlık yaptığını dillendirdiler. Oysa programın ardından bunların tamamen tersi olduğu, o adayın birçok konuda cevap vermekten kaçtığını, yalan bilgiler verdiğini ve çok önemli konularda seçmeni yanılttığı belirtildi. Aynı kanal programda Ordu olayını da sürekli gündeme getirdi. Ancak aklıselim bir insan Ordu Havalananındaki olayla ilgili videoda montaj yapıldığını çok net ve kesin bir anlayabilir. Ama yukarıda da yazdığım gibi algısı yok edilmiş, değerlendirme ve muhasebe yeteneği yitirilmiş insanlar nasıl inanmasın yalanlara... Yine aynı kanalda geçen alt yazılarda arka arkaya bir adayın konuşmalarından 20-25 başlık geçerken, diğer adaydan bir tek kelime konu yok. Daha doğrusu isminin bile telaffuz edilmesi yasaklanmış sanırım. Bir basın organı bu kadar taraflı, bu kadar kindar nasıl olabilir? Nasıl bir vicdanı sorumluluk yüklenmiştir anlaşılır gibi değil... Neyse, bence sonuç olarak seçimi kimin kazanacağı üç aşağı beş yukarı netleşti. Bu mesele değil zaten. Ancak bunları Türk Milleti’nin görmesi, iyi değerlendirmesi ve artık bağnaz düşüncelerle oy kullanmaması gerekir. Memleketin gelişmesi, ilerlemesi ve artık demokratik değerlerde yükselmesi gerekir. Zira bu memleket bizim, hepimizin....