Bütün meseleleri hallettik, tam arkasından Kudüs sorunu çıktı karşımıza. Ne kadar da şanslıyız böyle biz. Bakın, Reza Zarrab davası çözüldü, Türkiye bu işin içinden sıyrıldı çıktı. Arkasından Man Adası belgeleri çıktı, onu da sahte, şantaj, montaj deyip çözdük. Şimdi de karşımıza Amerika Birleşik Devletleri’nin canı sıkıldığı için “Kudüs İsrail’in Başkenti” davası ortaya çıktı. Ne hikmet ise 20 yıldır raflarda duran, tozdan okunamayacak hale gelen böyle bir karar birden bire gündeme dahil edildi. Trump denilen tutarsız bir şahsın can sıkıntısından çıkarılan bu mesele kimi ilgilendiriyor? Bu mesele ilk olarak bütün müslüman alemini ilgilendiriyor. Ardından birebir Filistin’i ilgilendiriyor. Sonrasında İsrail ve sınır teşkil eden ülkeleri ilgilendiriyor. Ve tabii ki onlardan sonra da bizi ilgilendiriyor. Ama her nedense bu konuyla bizden başka kimse de ilgilenmiyor. Filistin’i şöyle bir kenara koyalım. Zira Kudüs konusu birebir onların içişleri sorunu. Ancak son zamanlarda gündeme getirilen iki konuyu da tarihi gerçekler ışığında aydınlatmak lazım. Bunlardan doğruluğu konusunda çeşitli çelişkiler olsa da zaten tarihi gerçeklerin basit bir çıkar uğruna saptırıldığı bir devirde yaşıyoruz. 1882 yılında Filistinlilerin Yahudilere parayla toprak satmaları ne denli doğrudur. 1911 yılında Filistinliler kendilerini 400 yıl himayesinde bulunduran Osmanlı’ya ihanet ederek bağımsızlık istemeleri, 1918 yılında Filistinlilerin cephede savaşan 50 bin Türk askerini bırakıp gitmeleri, 1988 yılında Filistinliler, Azerbaycan’ın Ermenilerden aldıkları Karabağ konusunda Ermenistan’a destek çıkmaları, araştırılıp incelenmelidir. Yani bu aslında Filistin’e destek olarak değil, Kudüs’ün İslamiyetin ilk kıblesi olmasıyla ilgili bir mücadele olması gerekmektedir. Peki gerçekten Kudüs kimin sorunu, kimin meselesidir? Bakınız başta Suudi Arabistan olmak üzere neredeyse tüm Arap ülkeleri bu konu karşısında tek kelime laf etmemektedirler. Hele hele bakın Arabistan’a. Kudüs konusunda ülkede yayın yasağı koyabilmektedir. Bunlar acaba Arapların Amerikan seviciliğinden mi, yoksa olası bir değişiklikle Kudüs’in Mekke ve Medine’den daha önemli bir yer olacağı korkusundan mıdır? Mesele her ne olursa olsun Arapların diğer müslüman ülkelere hiçbir zaman destek çıkmamasıdır. Kudüs’ü ve diğer sorunları üstünden atma meselesidir...