Ülkemiz seçime giderken insanlardaki heyecan ve gerilim doruk noktasına ulaştı. Gerçekten de bir değişim mi olacak yoksa aynı şekilde mi devam edecek herkesi ilgilendirecek şekilde önem arz ediyor. Seçim yapılacak, bitecek ama dostluk, ahbaplık devam edecek. Yalnız seçimin kanun ve kuralları konusundaki farklılık ve karışıklıklar benim çok dikkatimi çekti. Örneğin ilçemizdeki caddelerde karşıdan karşıya asılan parti ve aday bayrakları kurala uygun olmadığı gerekçesi ile indirildi. Uşak merkezinde de bu konuda çok fazla yoğunluk yok. Ancak salı günü Isparta’da gördüğüm manzara beni çelişkiye düşürdü. Şehrin tüm cadde ve sokakları aşırı şekilde süslenmiş, bayrak ve flamalarla donatılmış. Yani normalin çok üstünde, aşırı boyutta renklenmiş ortalık. Şahsen bana sorarsanız ben karşıyım. Bu şekilde süslenmesi birinci olarak aşırı ve gereksiz bir masraf. İkincisi seçimin sonrası için bir çevre kirliliği. Üçüncüsü ise bayrak takma yarışının birçok yerde gerginliklere yol açması. Bu sebeple takılmasa daha iyi olur diye düşünüyorum. Zira ilçemizde de bir binaya bayrak takma yarışında kayda değer bir gerginlik yaşanması da malumunuz olduğu üzere Allah’tan çok büyümedi. Diğer taraftan eskisi gibi bangır bangır bağıran müzikli araçların birbirleriyle yarışmasına, kovalamaca oynamalarına da rastlamadık. İlçemizde küçük çaplı araç turları olsa da siyasilerin makul ölçüyü geçmemeleri memnuniyet yarattı. Yani, yukarıda belirttiğim gibi Yüksek Seçim Kurulu acaba Uşak’a, Banaz’a ayrı, Isparta’ya İzmir’e bir yasa mı uyguluyor diye merak etmedim değil!...   MUHARREM İNCE’DEN ÖNEMLİ KARAR   Geçen seçimin en güçlü ikinci adayı ve bazı iddialara göre seçimi kazandı ama dik durmadığı için elinde kaptırdığı belirtilen Muharrem İnce adaylıktan çekildi. Bundan tam 21 gün önce çevremdekilere demiştim, “Muharrem İnce seçime 3-4 gün kala adaylıktan çekilecek” diye, “çekilmek zorundadır” diye. Dediğim çıktı, ancak doğrusu da bu idi. Zira kendisinin aday olması, geçen seçimdeki en büyük rakibinin ekmeğine yağ sürmek olduğunu, kendi elleriyle yeniden seçilmesine sebep olduğu gerçeğini anladı. Haftalardır yapılan anketlere bakılırsa Millet İttifakı’nın 10 şirketin 9'unda önce olduğu belirtilmekteydi. Ancak seçimin en azından 2. tura kalması olasılığı da mevcuttu. Ancak şimdi durum sanki biraz daha garantiye girmiş gibi yorumlandı. Bu arada Muharrem İnce’ye yapılan iftira ve saldırılar da dikkate alınmalıdır. Bir süredir adeta linç edilen İnce’ye lüks cip ile, asılsız dekont ile iğrenç porno videoları ile yapılan  tehditleri son derece yanlış buluyorum. Ayrıca sosyal medyada sadece ona değil, diğer adaylara da bu şekilde saldırılması da çok yanlıştır. Zira Merak Akşener’e de aynı suçlamalar yapıldı. Ancak geri dönmesiyle herşey silinmedi. Kimse kimseyi iftiraya yönelik bilmeden, emin olmadan suçlamamalıdır. Dereyi görmeden paçayı sıvamak son derece yanlıştır. Bunu böyle bilmeliyiz.   SİZ DE ŞİKAYETÇİ MİSİNİZ?   Ben bir türlü çözüm bulamadım, eminim ki sizler de bulamadınız. Şu telefonla aranılması daha doğrusu rahatsız edilmesi olayından bahsediyorum. Ülkemizde uzun süredir bankalardan, dijital tv platformlarından, telefon ve internet şebekelerinden, bankalardan, bazı uygun olmayan lüzumsuz kesimlerden arka arkaya aranması insanları çok rahatsız ediyor. İşin ilginç tarafı ısrarla, bıkmadan, usanmadan aramaları vatandaşı çileden çıkarıyor. Bakınız, “abone veya internet taahhüdünüz dolmak üzere, yenilemek için ikiyi tuşlayın” diyor. Kapatıyorsunuz, ikidakika sonra tekrar arıyorlar. Başka bir firma arıyor, konuşuyor, anlatıyor ve “tekrar aranmak istemiyorsanız şu tuşa basın” diyor. Ohh! diyorsunuz, o tuşa basıyor ve kapatıyorsunuz. İnanın beş dakika sonra tekrar arıyorlar. Bu nedir yaa!... Anlayan, çözebilen var mı? Bu işe iletişim yetkilileri, teknoloji bakanlığı, yargı mensupları neden dur demiyor, neden durdurmuyorlar.