Memleket her beş senede bir seçim konularında bir adım ilerliyor. Her seçim geçtikçe daha çağdaş, daha demokratik bir toplum oluşuyor. Elbette 31 Mart’a kadar son derece rahatsız eden gürültülü seçim propagandalarının yapılmayacak olmasından bahsediyoruz. Herkes tarafından sonuna kadar desteklenen bu uygulamanın ne kadar güzel ve olumlu olduğunu söylememize bile gerek yok. Çünkü olması gereken bu!... Geçtiğimiz seçimlerde gün boyunca rahatsız eden araçlarda gürültülü seçim müzikleri vardı. Hiç durmadan saatlerce dolaşan, biri gidip diğeri gelen parti araçları herkese gına getirmişti. Seçim araçları birbiriyle yarışıyor, birbirini takip ediyor hatta birbirlerini kovalıyorlardı. Ne kadar yanlış bir propaganda şekliydi. Allah’tan bu uygulama şimdilik (inşallah) tarihe gömüldü. Bizler zaten herşeyin aşırısına kaçtığımız gibi seçimlerde de işin tadını kaçıran bir milletiz. Bu aşırılık ilk olarak heba olan “Milli Servet” olduğu gibi, adaylara maddi külfet, çevre temizliğine hiçte hoş olmayan kötü bir katkı vermektedir. Yıllar önce bir yurtdışı gezisinde araçla bir cumartesi günü sokakları gezerken bir köprünün ayağında üç-beş afiş gördüm. Afişlerde sadece resimler ve altında isim vardı. İşi bilmediğim ve merak ettiğim için gurbetçi arkadaşıma bunların ne olduğunu sordum. O da bana, “Yarım seçim var, milletvekilleri seçilecek” dedi. Şaşırmıştım. Ve bizlerde böyle birşey olmadığı için, “Allah Allah, böyle sessiz seçim mi olurmuş?” diye sordum. Arkadaşım da “Burada seçimler böyle olur, en ufak bir gürültü ve sokaklara broşür atmak falan yasaktır” dedi. Gerçekten şaşırmıştım... Seçimler zarar verici değil de fayda getirici olmalıdır. Bizim ülkemizde seçimler küslük getirir, adam kayırmaya yol açar, kinlerin artmasına sebep olur ve daha nice olumsuzluklara yol açar. Oysa seçimler birleştirmeli, bütünleştirmelidir. Yüksek Seçim Kurulu’nun harcadığı paralar gerçekten bütçeye dokunmaktadır.  Yapılan seçimlerde siyasi partilere verilen paralar da ayrı bir soru işaretidir. Bizim duyumlarımıza göre bütçeden dünya kadar para alan partiler, bu paraları ne yazık ki tabana vermemektedir. Parti başkanlarının söylediklerine göre Genel Mekez’den kendilerine kaydadeğer bir para gelmediği söylenmektedir. Peki o zaman alınan bu paralar nerelere harcanmaktadır? Bu paralar kimden çıkıyor? Elbette vatandaştan, bizlerden çıkıyor. İşin aslı dürüstlük ve güven olsa, vatandaş oturacak bilgisayarın başına oyunu kullanıp geçecek. Onca oy pusulasıymış, görevli harcırahıymış, kağıtmış, kürekmiş hepsi devlete, yani cebimize kalacaktır. Ancak henüz o seviyelere ulaşamadık. İnşallah gelecek seçimlerde bunları da yaşarız.