Eski tarihlerde Banazımızın ürettiği güzelim sebze ve meyveyle övünürdük. Hatta bir ara yine ilçemizde üretilen seramik-fayansla, nişastayla da övündüğümüz oldu. Ama bir çoğunun yanısıra özellikle sebze ve meyve üretimimizdeki kayıplar kahrediyor bizleri. Bu yıl verimsiz geçen bir sezonun ilkbahardaki olumsuz hava şartları, dolu ve don olayından kaynaklandığını da ayrı bir yere not edelim. Zira bir kilo kirazın 600 liralara dayandığı bir dönemde eminim ki benimle birlikte çok sayıda insan bir tek kirazı tadamamıştır. Öyle ya!.... Çocukluğumuzda yaşadığımız ve dalından kopararak yediğimiz elmaların yerinde yeller esiyor artık. Hamamboğazı havzasında yetişen çok tatlı, bol sulu elmalardan her yıl kasa kasa alır yerdik. Çoğu zaman da Kıyak Mehmet, (Rahmeti Mehmet Öztürk’ün) elmalığında hem piknik yapar, hem de bolluğundan yerlere serilmiş olan çeşit çeşit, renk renk elmalardan doyasıya kadar yerdik. Elmacılığı her nasılsa Çivril’e kaptırdık. Hepimiz oraların elmasına mahkûm kaldık. Kiraz desen aynı şey!. Kulakları çınlasın zamanın belediye başkanı Avni Öztürk ilçemizde “Kiraz Festivali” yapmıştı da eleştirmiştik. İlçemizde yeterince kiraz üretilmiyor demiştik. O da; “Bizim amacımız da zaten özendiricilik yapmak. İnsanların dikkatini çekerek üretimiz artırmak istiyoruz” demişti. Ne yazık ki o da fos çıktı. Yani üretimin artırılması sağlanamadı. Yıllar boyunca Banaz’dan Denizli Serinhisar’a nohut satardık. İlçemizde üretilen nohutun büyük çoğunluğu kaliteli leblebilik nohuttu. Oralardan geçerken kokusundan canımızın çektiği leblebiden alıp sıcak sıcak yemek bir ayrıcalıktı. Durduğumuzda “bir kilo leblebi çekiver” sözünün ardından başlayan sohbette Banazlı olduğumuzu söylediğimizde “Ooo Banaz bizim nohut menbamız, en kaliteli nohudu oralardan alıp leblebi yapıyoruz” derlerdi.  Oranın halkı Banaz’ın köylerini birer birer sayar ve her bir köşesindeki nohut üreticilerini tanırlardı. Nerelere kaçtı o nohutlar, YOK ARTIK!... Şimdi Banaz’da neler üretiliyor. En yoğun olarak buğday, arpa, haşhaş, pancar. Bunlardan da pancar ve haşhaş üretiminde kotayla boğuşmaktan, hesabı tutturmaktan kara kara yaslar bağlıyoruz. Adeta içerde dışa bağımlı bir ilçe olduk gittik. İyi de şimdi biz NEKCEZ!. Yani tercümesi NE EKECEĞİZ?... Belki birçok yörede aynı şey geçerlidir ama bizim ters köşeye yattığımız konu şu! Bu sene çevremizde buğday para ettiyse gelecek sene herkes buğdaya yönelip ağırlık veriyor. O durumda da buğday çok fazla olduğu için para etmiyor. Bir plan yapmayan ilçenin tarım birimleri ya da yapılan planlara uymayan çiftçiler ofsayta düşüp ters köşeye yatıyorlar. Ülke genelinde de aynı yanılgı yaşanırsa ürünler çöpe de gidiyor, çokluğundan para da kazanamıyor. Oysa Tarım Bakanlığı önderliğinde bir plan yapılsa ve buna uyulsa vatandaşlar çok daha mantıklı bir üreticilik yapılabilecektir. Bir de yörenin en güzel, kaliteli ve taze ürünlerinin satıldığı Banaz Pazarı’nın bozguncularına bir iki kelime etmek zaruri olmuştur. İlçemizde kurulan meşhur BANAZ PAZARI yörede parmakla gösterilecek kadar büyük bir öneme sahip iken, kısır düşünceleri uğruna vatandaşa hem pahalı hem kötü ürün yedirenler, pazarı üç-beş kişiye peşkeş çektirenler elbet bir gün hesabını verecektir. Onca uyarılara, bizzat şahitlere rağmen elleriyle bu güzelim pazarı hiç eden hırs kurbanı kesim, 45 bin ilçe insanının obalını vebalini de üstlerine almışlardır. Bunu hiç unutmasınlar. Güzel olan gelişmeler de kör olmak yanlış olur. Geçtiğimiz haftalarda Valimiz Naci Aktaş; “Banaz’daki termal seralardaki çalışmalarda sona geliniyor” müjdesi vermişti. Başından beri söylediğimiz “Banaz’ı Kurtaracak Proje” sloganımızdaki inancımız sürüyor. İlçeye yapılacak TERMAL SERA ile yeni bir doğuşumuz olacak. Yeni bir üretim dalımız, alanımız, yeni bir istihdam sahamız olacak. Beklentimiz kaybettiklerimize yanmakla değil, yapacaklarımızı planlamakla geçmelidir. Dört gözle bekliyoruz.