Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

ORTADOĞU’DA SAVAŞ ÇIĞLIKLARI

Ortadoğu’da sürekli huzuru bozan, canı sıkıldığında sağa sola saldıran, suikastler yapan, işkence çektiren, katliam ve soykırım yapan bir çıbanbaşı İsrail. Ne yazık ki çağdaş Avrupa’nın ve emperyalist güçlerin de sonuna kadar arkasında durdukları bir ülke burası. Düşünebiliyor musunuz; çepeçevre müslüman ülkelerin etrafını sardığı, normalde nefes alırken bile sakin ve sessiz durması gereken İsrail; tam tersine sürekli sağa sola saldırıyor, canı sıkıldığına sataşıyor, istemediği her şey için fütursuzca açıklamalar yapmaktan, hakaretten ve kışkırt-maktan çekinmiyor. İsrail, 14 Mayıs 1948'de, David-Ben Gurion öncülüğünde Tel-Aviv'de toplanan Yahudi Millî Konseyi kuruluşunu ilan etmiştir. O tarihten önce bölgede mülteci olarak yaşayan yahudiler, zaman içinde özellikle Filistin’den para ile toprak alarak bugünkü konumuna kadar ilerlemiştir. Bugün ise Filistin halkına yapmadığı eziyeti bırakmayan 10 milyona yaklaşan nüfusuyla İsrail Ortadoğu’da büyük ülkelerin desteğiyle çıbana neşter sokma görevine devam ediyor. Zaten Filistin’de katliamlara ve soykırıma ara vermeyen İsrail, geçtiğimiz aylarda Ürdün’e ardından rejimin değişmesiyle Suriye’ye füzeler göndererek Ortadoğu’da ortalığı kışkırtma işini sürdürmekteydi. Şimdi de bir süredir Amerika’nın üzerine planlar yaptığı İran’a 3 gündür füzeler göndererek 3. Dünya Savaşı’nın çıkması için yoğun çaba sarf ediyor. Bu işte en önemli ayrıntı ise İsrail’e destek veren ülkelerin isimleridir. Mesela Hindistan... Ancak daha ilginç bir ülke ise Suudi Arabistan... Evet, İran belki bazı girişim ve radikal çıkışları ile İran müslüman ülkelerden bile tepki görüyor. Ancak uzun zamandır özellikle müslümanlara karşı yaptığı saldırılarla İsrail’in neden İslam ülkelerince desteklendiğini anlamak mümkün değil. Evet, İsrail'in İran'a başlattığı hava saldırıları, Ortadoğu'yu yeniden krize sürükledi. Demek ki, son derece modern silahlara ve güdümlü, güdümsüz füzelere, donanımlı hava araçlarına sahip İsrail, bu gücü kendinde görebiliyormuş. Uzmanlara göre İsrail, İran saldırısıyla hem Tahran ile ABD arasındaki diyaloğu baltalamak hem de Filistin lehine yükselen uluslararası destek dalgasını kesmek istiyor. İsrail’in İran’a düzenlediği ani saldırı, Gazze’de süren insani krizi dünya gündeminden adeta sildi. İsrail ordusu, önceliğini İran tehdidine kaydırırken, Gazze’deki çatışmalar ikinci plana itildi. Ancak bölgedeki insani dram tüm şiddetiyle devam ediyor. İran İslam Devrimi Muhafızları Ordusu, saldırıya Sadık Vaat Harekâtı kod adını verdi. Bu saldırılar 1 Nisan 2024'te İsrail'in İran büyükelçiliğine saldırması sonucu meydana geldi. Bu olay, İran'ın 1979'dan bu yana İsrail'e yönelik ilk doğrudan saldırısıydı. Benim dikkatimi çeken en önemli olay ise, İsrail takıştığı ülkelere karşı hiçbir diplomatik girişimlere başvurmadan doğrudan saldırı yaparak cevap veren bir ülke. Peki siz, sokağınızda, çevrenizde üç-beş kişiye karşı tek bir küçük, çılız çocuğun kafa tuttuğunu gördünüz mü? Bu nasıl mümkün olabilir. İsrail ile ilgili olarak yapılan yorumlar ise, mutlaka KÖŞE BAŞINDA BEKLEYEN ABİLERİ ve destekçileri her zaman vardır. İşte bu şart ve şekillerde akıllanıp birlik olmayan Arap ülkeleri ve müslüman ülkeler tarihler boyunca olduğu gibi bu şartlarda bile birleşmeyince birileri de bunu çok iyi kullanacaktır. Bu iş de yılan onları sokmazsa ya da bir 3. Dünya Savaşı çıkmazsa tarihler boyunca böyle sürer gider.
Ekleme Tarihi: 19 June 2025 - Thursday

ORTADOĞU’DA SAVAŞ ÇIĞLIKLARI

Ortadoğu’da sürekli huzuru bozan, canı sıkıldığında sağa sola saldıran, suikastler yapan, işkence çektiren, katliam ve soykırım yapan bir çıbanbaşı İsrail. Ne yazık ki çağdaş Avrupa’nın ve emperyalist güçlerin de sonuna kadar arkasında durdukları bir ülke burası.
Düşünebiliyor musunuz; çepeçevre müslüman ülkelerin etrafını sardığı, normalde nefes alırken bile sakin ve sessiz durması gereken İsrail; tam tersine sürekli sağa sola saldırıyor, canı sıkıldığına sataşıyor, istemediği her şey için fütursuzca açıklamalar yapmaktan, hakaretten ve kışkırt-maktan çekinmiyor.
İsrail, 14 Mayıs 1948'de, David-Ben Gurion öncülüğünde Tel-Aviv'de toplanan Yahudi Millî Konseyi kuruluşunu ilan etmiştir. O tarihten önce bölgede mülteci olarak yaşayan yahudiler, zaman içinde özellikle Filistin’den para ile toprak alarak bugünkü konumuna kadar ilerlemiştir. Bugün ise Filistin halkına yapmadığı eziyeti bırakmayan 10 milyona yaklaşan nüfusuyla İsrail Ortadoğu’da büyük ülkelerin desteğiyle çıbana neşter sokma görevine devam ediyor.
Zaten Filistin’de katliamlara ve soykırıma ara vermeyen İsrail, geçtiğimiz aylarda Ürdün’e ardından rejimin değişmesiyle Suriye’ye füzeler göndererek Ortadoğu’da ortalığı kışkırtma işini sürdürmekteydi. Şimdi de bir süredir Amerika’nın üzerine planlar yaptığı İran’a 3 gündür füzeler göndererek 3. Dünya Savaşı’nın çıkması için yoğun çaba sarf ediyor.
Bu işte en önemli ayrıntı ise İsrail’e destek veren ülkelerin isimleridir. Mesela Hindistan... Ancak daha ilginç bir ülke ise Suudi Arabistan... Evet, İran belki bazı girişim ve radikal çıkışları ile İran müslüman ülkelerden bile tepki görüyor. Ancak uzun zamandır özellikle müslümanlara karşı yaptığı saldırılarla İsrail’in neden İslam ülkelerince desteklendiğini anlamak mümkün değil.
Evet, İsrail'in İran'a başlattığı hava saldırıları, Ortadoğu'yu yeniden krize sürükledi. Demek ki, son derece modern silahlara ve güdümlü, güdümsüz füzelere, donanımlı hava araçlarına sahip İsrail, bu gücü kendinde görebiliyormuş. Uzmanlara göre İsrail, İran saldırısıyla hem Tahran ile ABD arasındaki diyaloğu baltalamak hem de Filistin lehine yükselen uluslararası destek dalgasını kesmek istiyor.
İsrail’in İran’a düzenlediği ani saldırı, Gazze’de süren insani krizi dünya gündeminden adeta sildi. İsrail ordusu, önceliğini İran tehdidine kaydırırken, Gazze’deki çatışmalar ikinci plana itildi. Ancak bölgedeki insani dram tüm şiddetiyle devam ediyor.
İran İslam Devrimi Muhafızları Ordusu, saldırıya Sadık Vaat Harekâtı kod adını verdi. Bu saldırılar 1 Nisan 2024'te İsrail'in İran büyükelçiliğine saldırması sonucu meydana geldi. Bu olay, İran'ın 1979'dan bu yana İsrail'e yönelik ilk doğrudan saldırısıydı.
Benim dikkatimi çeken en önemli olay ise, İsrail takıştığı ülkelere karşı hiçbir diplomatik girişimlere başvurmadan doğrudan saldırı yaparak cevap veren bir ülke. Peki siz, sokağınızda, çevrenizde üç-beş kişiye karşı tek bir küçük, çılız çocuğun kafa tuttuğunu gördünüz mü? Bu nasıl mümkün olabilir. İsrail ile ilgili olarak yapılan yorumlar ise, mutlaka KÖŞE BAŞINDA BEKLEYEN ABİLERİ ve destekçileri her zaman vardır.
İşte bu şart ve şekillerde akıllanıp birlik olmayan Arap ülkeleri ve müslüman ülkeler tarihler boyunca olduğu gibi bu şartlarda bile birleşmeyince birileri de bunu çok iyi kullanacaktır. Bu iş de yılan onları sokmazsa ya da bir 3. Dünya Savaşı çıkmazsa tarihler boyunca böyle sürer gider.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.