Ortalıkta bu kadar olumsuz olaylar varken sürekli de olumsuzluk haberleri yapmak insanı sıkıyor. Gün geçmiyor ki birileri içeriye alınmasın, ona buna operasyon yapılmasın, olmayacak işler olur hale gelmesin.
Birilerinin rüşvet almasını, devlet memurlarının başka yerden maaşa bağlanmasını, terörle suçlananlarla görüşmeyi bırakın anlaşma, uzlaşma sağlanmasını, karşı karşıya geldiklerinde terörle işbirliği suçlaması yapanların akıl almaz şekilde onlarla beraber hareket etmesini, zam, zulüm, adaletsizliğin cirit atmasını bir kenara bırakalım. Çünkü gerçekten insan bunalıma girecek vallahi. Biz şu akşam destan yazan Cimbom’u konuşalım biraz. En azından moralimiz biraz olsun rayına girsin.
Genellikle spor haberleri dışında sporla ilgili yorum ve yazılarını pek yazmam. O işlere Ali Erkin hocam bakar. Ama bazen içimden gelince de yazmak gerektiğini düşünüyorum.
Dün akşam da geç olmasına rağmen Şampiyonlar Ligi temsilcimiz Galatasaray’ın Ajax’la yaptığı karşılaşmayı izledim.
Maç oldukça da zevkliydi. Hele hele ikinci yarının başında bulduğumuz gol süperdi... Ondan sonra da 2. gol ve karşılaşmanın 3-0 tamamlanmasıyla ne yalan söyleyeyim keyfimiz oldukça artırdı.
Hollanda efsanesi Ajax sıralamada en sonda olmasına rağmen gayet güzel oyun oynadı ve sanki yukarılardaymış gibi mücadele etti. Ancak Cimbom’da kendine yakışan mücadele ruhu ve güzel oyunuyla üç puanı cebine koyarak 9. sıraya yükseldi.
Ben şahsen kendi adıma söyleyecek olursam sağlam bir Fenerbahçe taraftarıyım. Son yıllarda lige ne kadar iyi başlasa sonralarında o kadar olumsuz oyunuyla taraftarını kızdırıyor sarı kanarya! Buna karşılık peşinen söyleyeyim Galatasaray’ın oyununu oldukça beğeniyor, Avrupa’daki başarılarını gönülden takdir ediyorum. Sonuçta Cimbom Fener’i yense de yenilse de Avrupa veya dünya arenası deyince akan sular durur. Bütün takımları milli takımımız gibi destekleriz. Olması gereken de budur.
Yine son günlerde ülkede şok etkisi yaratan hakemlerin bahis skandalı şaşkınlığımıza bir yenisini ekledi. Konuya bir taraftan baktığımızda bir hakem birey olarak bahis oynayamaz mı diye düşünürüz. Yani normal olarak çok etik değil. Çünkü sonucu etkileyebilecek bilgi ve güce sahipse bu doğru bir şey değil.
Basit tarafından şöyle bir örnek vereyim. Bir hakim düşünün, sizin davalı olduğunuz birisiyle gece gündüz beraberler. Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor ve iki gün sonra sizin davanızla ilgili karar verecek. Sonuç ne olur dersiniz!...
Onun için Türkiye’deki hakemler, Türkiye’deki sportif faaliyetlerle ilgili bahis oynamamalıdırlar. Tarafsızlık ve güven ilkesinin yok olduğu durumlarda her şey olumsuz gider.
Yine ülkemizde Süper Lig ile ilgili şike, şaibe olayları konuşuldu. Her ne olursa olsun yöneticiler, o birimle ilgili görevliler bu olumsuzluğa meydan vermemelidir. Bana göre “güven”in temeli adalet ve tarafsızlıkta sağlanır.
