Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

TAHRİBAT

Doğanın bir dengesi var, bu dengenin bozulması demek; doğanın büyük tahribata uğraması hatta sonunun gelmesi demektir. Her şey kendi düzeninde, yerli yerinde işlemektedir. Ancak insanoğlu ferdi menfaatleri ve daha çok kazanma egosuyla doğayı hiç düşünmeden tahrip ederek, hoyratça yok etmekten çekinmemektedir. Şöyle kendinize bir bakın. Günlük gürültülü telaşınız bittiğinde sessiz bir ortamda kafanızı yastığa koyduğunuz zaman birisi sanki balyozla beyninizin içinde bir inşaat başlatır. Bong bong patlayan sesler uzun süre kafanızda yankılanır durur. İşte bu insan vücudunun isyanıdır. “Tamam artık bu kadar yeter, yoksa benden pes!...”demesidir. Gün boyunca gürültü, patırtı, stres ve ağır yük karşısında kendi kontrolümüzdeki bedenimiz bile artık isyan eder. Her şeyi bir kenara bırakacak olursak, bu topraklar; insanların hoyratça davranışlarına rağmen cömertçe vermeye devam eder. İnsanoğluna bolca yaşamsal nimetler sunar. Ve kendi çapında varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmeye çalışır. Bizler dünyanın yaşanabilir bir yer olması için havayı, suyu, toprağı kendi haline bırakmalıyız. Bırakmaktan ziyade onları en iyi şekilde korumalıyız. Doğaya kendimize davrandığımız gibi davranmalı, insan vücudunun mucizevi mekanizmasına saygı duyduğumuz gibi saygı duymalıyız ki, denge bozulmasın. Dünyadaki tabiat olaylarının tamamı belli bir sırayla, belli bir silsilede, belli bir etki ile gerçekleşmektedir. İnsanlar bunu kendi kontrolü altına almaya çalıştığı anda rutin düzeni bozarlar. Bu müdahale sisteme büyük zararlar verir. Oysa yaratıcı, bunları kendi halinde sıraya sokmuş, iyi de olsa kötü de olsa düzenli bir şekilde gerçekleşen bazı tabiat olaylarıyla dengeyi sağlamış, otokontrolu sağlamıştır. Bu dünyanın düzenini bozmamalıyız, bu dünyada güzellikleri; ferdi emellerimiz için çirkine, kötüye çevirmemeliyiz Gelecek nesile güzel bir dünya bırakmak için doğaya saygı duyarak, onu en iyi şekilde koruyarak iyi bir gelecek sağlamak zorundayız. Aksi halde, dünyadaki süper güçlerinin kötü emelleriyle ve bazı kendini bilmeyen toplumların yanlışlarıyla Nuh’un gemisine binmeyenler gibi bir anda felakete sürüklenir gideriz.
Ekleme Tarihi: 14 Ağustos 2017 - Pazartesi

TAHRİBAT

Doğanın bir dengesi var, bu dengenin bozulması demek; doğanın büyük tahribata uğraması hatta sonunun gelmesi demektir.
Her şey kendi düzeninde, yerli yerinde işlemektedir. Ancak insanoğlu ferdi menfaatleri ve daha çok kazanma egosuyla doğayı hiç düşünmeden tahrip ederek, hoyratça yok etmekten çekinmemektedir.
Şöyle kendinize bir bakın. Günlük gürültülü telaşınız bittiğinde sessiz bir ortamda kafanızı yastığa koyduğunuz zaman birisi sanki balyozla beyninizin içinde bir inşaat başlatır. Bong bong patlayan sesler uzun süre kafanızda yankılanır durur. İşte bu insan vücudunun isyanıdır. “Tamam artık bu kadar yeter, yoksa benden pes!...”demesidir. Gün boyunca gürültü, patırtı, stres ve ağır yük karşısında kendi kontrolümüzdeki bedenimiz bile artık isyan eder.
Her şeyi bir kenara bırakacak olursak, bu topraklar; insanların hoyratça davranışlarına rağmen cömertçe vermeye devam eder. İnsanoğluna bolca yaşamsal nimetler sunar. Ve kendi çapında varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmeye çalışır. Bizler dünyanın yaşanabilir bir yer olması için havayı, suyu, toprağı kendi haline bırakmalıyız.

Bırakmaktan ziyade onları en iyi şekilde korumalıyız. Doğaya kendimize davrandığımız gibi davranmalı, insan vücudunun mucizevi mekanizmasına saygı duyduğumuz gibi saygı duymalıyız ki, denge bozulmasın.
Dünyadaki tabiat olaylarının tamamı belli bir sırayla, belli bir silsilede, belli bir etki ile gerçekleşmektedir. İnsanlar bunu kendi kontrolü altına almaya çalıştığı anda rutin düzeni bozarlar. Bu müdahale sisteme büyük zararlar verir. Oysa yaratıcı, bunları kendi halinde sıraya sokmuş, iyi de olsa kötü de olsa düzenli bir şekilde gerçekleşen bazı tabiat olaylarıyla dengeyi sağlamış, otokontrolu sağlamıştır. Bu dünyanın düzenini bozmamalıyız, bu dünyada güzellikleri; ferdi emellerimiz için çirkine, kötüye çevirmemeliyiz
Gelecek nesile güzel bir dünya bırakmak için doğaya saygı duyarak, onu en iyi şekilde koruyarak iyi bir gelecek sağlamak zorundayız. Aksi halde, dünyadaki süper güçlerinin kötü emelleriyle ve bazı kendini bilmeyen toplumların yanlışlarıyla Nuh’un gemisine binmeyenler gibi bir anda felakete sürüklenir gideriz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.