Tamıtamına 24 yıl önceydi. Bir pazar günüydü. Bir cesur yürekli, bir başarılı gazeteci, son deminde iyi bir vatansever Uğur Mumcu hain bir saldırıya kurban gitmişti. Hainler bu saldırıyı yapmış, bir bedeni yok ederek amacına ulaştıklarını sanmışlar ancak ardında binlerce Uğur Mumcu’nun doğacağını hesaba katmamışlardı. Peki ya bu failleri bulup yakalayamamak nasıl açıklanabilirdi? Bugün, 24 Ocak 2017 ve biz 24 yıl önce,24 Ocak 1993 yılında, katledilen Uğur Mumcu’yu saygı ve rahmetle anıyoruz. Uğur Mumcu neden öldürüldü? Bu cesur yürekli gazetecinin öldürülmesinin tek sebebi; kalemiyle, yer altındaki ve yer üstündeki bazı hainleri deşifre ederek kötü emellerine ulaşmamaları için tekerlerine çomak sokmasıdır. Suikastı o günlerde İslami Hareket, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlendi. Suikastın arkasında Mossad'ın ve kontrgerillanın olduğu da iddia edilmiştir. Ergenekon Davası sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde Mumcu'nun, seri numarası silinmiş ve Kürdistan Demokratik Partisi lideri Celal Talabani'ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğünü iddia etti. Ayrıca ağabeyi Ceyhan Mumcu kendi yaptığı araştırmada ölümüne yakın bir süre içerisinde Mossad ve Barzani ilişkisi ortaya çıkınca İsrail büyükelçisinin ısrarla kardeşi Mumcu'yla bire bir olarak görüşmek istediği, ancak Uğur'un tek görüşmeyi kabul etmemesine rağmen görüşmenin yapıldığını belirtmiştir. Mumcu cinayetinde CIA, Mossad, PKK gibi örgüt ve istihbarat birimlerinin eli olduğu konusunda da bir çok iddia ortaya atılmıştır. Bunlar; her seferinde en baştan ele alınarak incelenmesine rağmen bir türlü sonuca ulaşılamıyor, bir şekilde son deminde olay kapatılıyordu. 24 Ocak 1993 yılında Ankara’daki evinin önünde aracına C-4 tipi plastik patlayıcı konularak öldürüldü Mumcu. İşin garip tarafları çok ama en önemlisi suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilmiştir. 1975 yılında gazeteciliğe başlayan Mumcu’nun 1993 yılında hala Reno 12 marka bir aracı vardı. Oysa bazı örneklerde olduğu gibi “yap bir haber, kap bir sefer” deseydi herhalde malının, servetinin hesabı olmazdı. Ama o gerçekten dürüst ve aynı zamanda cesur bir gazeteciydi. Yazdığı 72 kitap, hep yolsuzlukların, hep hırsızlıkların, hep kanunsuzlukların karşıtı olarak yazılmış kitaplardı. Mumcu, neden öldürüldü derken bunu çözmek isteyen, istemeyen siyasilere de göz atmak gerektiği ortaya çıkıyor. Bilindiği üzere Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu 1993 yılındaki ziyaretleri sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, "cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğu"nu belirterek adeta namus sözü verdiler. Ama suikastın failleri nedense yakalanamamıştır. Her 24 Ocak günü hırsızlara, kansızlara, vatan hainlerine karşı dimdik duran bir gazetecinin, Uğru Mumcu’nun haince katledilmesini yüreğim parçalanarak hatırlarım. Uğur Mumcu’nun öldürülmesi ideolojik bir dava değildir. Bir öç alma, bir intikam değildir. Bu olay sadece ve sadece yapılması planlanan kötü olayları önceden sezebilen bir büyük insanın ortadan kaldırılması, engel olarak ayak bağı olmamasını sağlama girişimidir. Her ne olursa olsun vatansever her Türk insanının yüreğini dağlama girişimidir. Hatta ülkeyi karanlık günlere götürmek isteyenlerin bir prova girişimidir. Dedik ya! Uğur Mumcu öldü. Ancak onu örnek alan vatanını, cumhuriyetini seven nice gazetecilerin doğduğu gündür 24 Ocak... 2005 yıllarında ülkemizde bir film çekilmişti: “Karagöz-Hacıvat Neden Öldürüldü?” Bu filmi bir çoğumuz izlemiştir, ben de izledim. Bazı siyasi (!) yapıdaki kişilerin kendi emellerine uymadığı için, ya da insanların zihnini kurcalamak için suçsuz ve anlamsız şekilde birilerinin canını alma cürretine girişmişlerdir. Ben gerçekten Karagöz ile Hacıvat’ın neden öldürüldüğünü çözemedim, anlayamadım. Aynı Uğur Mumcu’nun neden öldürüldüğü gibi...