Memleketimiz bu yıl ve önümüzdeki yıl seçime doyacak. İki hafta önce yapılan seçimin cumhurbaşkanlığı tercihlerinde adaylardan birisi yüzde 50+1 sayısını yakalayamadı. Milletvekilliği seçimleri onaylandı ancak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en fazla oyu alan iki aday 2. turdaki seçime katılacak. Bizde siyaset çok fazla boyut değiştirdi. Yani ne genelde ne yerelde artık samimi, doğru, dürüst, hilesiz siyaseti görmek mümkün değil. O sebeple seçimin sonuçlarını kestirmek, bu konuda yorum yapmak anlamsızdır. Bakınız 14 Mayıs’ta yapılan seçimlerde sonuçlarla ilgili araştırma ve anket yapan şirketlerin tamamına yakını yanıldı. Kimi seçimin sonuçlarının masa başında değiştirildiğini iddia etti. Örneğin seçime katılan muhalefet kesimi cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 53 ile kazandıklarını iddia etti. Bunu da ıslak imzalı tutanaklara göre tespit ettiklerini söylediler. Ancak YSK tarafından açıklanan sonuçlara göre bu oranın yüzde 45 olduğu belirtildi.İnsanlar şaştı kaldı, bu durum hakkında bir yorum yapamadı. Anket şirketleri ise sus pus oldular. İki haftadır yaşadığımız seçimlerle ilgili yoğun hareketler yaşandı. Yok şuydu, yok buydu derken zor verilen kararın sonrasında adaylardan birisi, Sinan Oğan cumhur ittifakına destek vereceğini açıkladı. İşin farklı tarafı aylardır Hüdapar ile ittifak yaptıkları için çok tepki gösteren Oğan, özellikle seçim gecesi, “Buradan tüm taraflara çağrıda bulunmak istiyorum. Hiç bir taraf seçimleri bir oldu bittiye getirip “korsan” balkon konuşması yapmaya kalkışmasın. Tüm sandıklar açılıp netice net bir şekilde ortaya konmalıdır. Toplumu germeye kimsenin. Hakkı yoktur” diyerek diğer adaylarla restleşti. Ardından ise Erdoğan bu konuşmayı İstanbul’dan Ankara’ya gelerek yaptı. Yine Sinan Oğan: "İkinci tura kalamadığımız takdirde cenneti vaat etmesek de, cehennemin kapılarını kapatacağız" ATA İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, Van'da esnafı ziyaret ederek, "İkinci tura kalamadığımız takdirde cenneti vaat etmesek de, cehennemin kapılarını kapatacağız” dedi. Elbette cennet ve cehennem kavramları ve kapı açmayla başlayan konunun cehenneme odun atmaya kadar ilerlediği ifade edildi. Oğan’ın bu girişimi sonrasında beraber ittifak ettiği Zafer Partisi ve Genel Başkanı Ümit Özdağ da tam tersine Millet ittifakına destek vereceğini belirtti. Özdağ’ın ve Sinan Oğan’ın destek amacıyla neler kopardığı, bakanlık mı kaptığı ortada dolaşan konuların en yoğunu oldu. Sinan Oğan cephesinde bu konuyla ilgili bir yorum yapılmazken CHP sözcüsü Faik Öztrak, iki genel başkan arasında herhangi bir bakanlık pazarlığı yaşanmadığını da şu sözlerle ifade etti: Öztrak; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, bakanlar kurulunu (cumhurbaşkanlığı kabinesi) Millet İttifakı'nı oluşturan partilerle yapacağı toplantılar sonrasında belirleyecektir. Genel başkanımızın Sayın Ümit Özdağ ile yaptığı görüşmede bakanlık konusu hiçbir şekilde yer almamıştır" dedi. Hangisi doğru, hangisi yalan yorum yapmak zor. Ama bir gerçek var ki, her zaman genellikle yalan söyleyen ve her türlü entrikayı yapan taraf, karşı tarafı yalancılıkla, montajla, şantajla suçluyor. Yukarıda da belirttim. Siyaset artık resmen yalan, dolan, hile, üçkağıt sistemine döndü. Ben kendi adıma bu durumu iğrençlik olarak yorumluyorum. Oysa siyasette her zaman doğruluk, dürüstlük olmalıdır. Bu sebepledir ki; her vatandaşımız pazar günü sandığa gidip, kendi ilkelerine uyan, ülkemize faydalı olduğunu düşündüğü adaya oyunu verip geçecektir. Oyunu bilerek geçersiz hale sokan, sandığa gitmeyen insan, vatandaşlık görevlerini yerine getirmemiş demektir.