Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

VEFADAN ÖTE

Dünyada vefadan öte başka bir şey var mı bilemiyorum. Hep; “Vefa İstanbul’da bir semt” olarak Tİ’ye alınan vefa ne yazık ki bütün insanlardan uzaklaşmaya hızla devam ediyor.  Vefa derken, vefayı konuşurken yıllar önce yazdığım şu satırlar karşıma çıktı.  “Kimisi kendini doğuran anasının babasının kahrını çeker, kimisi onları haksız yere üzer. Kimisi döver hatta öldürür, süründürür. Kimisi ise dört gözle yolunu beklediği, gözünden sakındığı evladına zehir eder dünyayı”... Neden sanki, neden sadece vefa isteyen insanlara zehir ediyoruz dünyayı. Oysa üç günlük dünyayı en fazla dört gün yaşıyoruz. İşin aslı yeni yetişen topumu vefasız, acımasız, vurdumduymaz yetiştiriyoruz. Bizler her birimiz bireysel olarak çoluk çocuğumuzu en iyi şekilde yetiştirmeliyiz. Yetiştirmek zorundayız. Evlatlarımıza sadece vefayı değil sevgiyi saygıyı, anne baba sevgisini, vatan millet aşkını, büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi mutlaka öğretmeliyiz. Sadece bunlar mı? Doğruluğu dürüstlüğü, dini imanı, haksızlığı adaleti, insanlara, hayvanlara, doğaya iyi davranmayı da öğretmeliyiz. Vefa deyince gerçekten İstanbul’da bir semt değil de memleketin her tarafında güzellikleri hak eden her şeye hak ettiği vefayı vermeyi öğretmeliyiz. Bakınız biz kaç zamandır memleketimize, dağlarımı-za, ağaçlarımıza vefasız davranarak onların katline sebep oluyoruz. Onların kıymetini bilmiyor, para uğruna bu güzellikleri yok ediyoruz. Daha dün para uğruna feda ettiğimiz doğa yine intikam almaya çalıştı. Erzincan İliç'deki maden kazası için ‘siyanür' iddiaları ortaya atıldı. Erzincan'da 9 madencinin enkaz altında kaldığı faciayla ilgili ortaya çıkan yeni detaylar kafa karıştırdı. Siyanürle altın arayan Kanadalı şirket Anagold, göçük meydana gelen alanda hiçbir zehirli toprağın olmadığını ifade etmişti. Eski maden çalışanı ise şirketin açıklamasını yalanladı. Felaketin ortaya çıkmasındaki ana etken yığın liç alanına siyanürlü solüsyonun kontrolsüz bir şekilde basılması olduğunu savunan eski çalışan, "Şu anda yağışla yer altı sularına karışması yüzde 99 ihtimal" dedi. Bu vefasızlık değil de nedir? Bizler vefasız davrandıkça; toprağın, ağacın değerini bilmedikçe, onları siyanüre, altına, kanadaya kurban ettikçe doğa daha çok intikam almaya çalışacaktır. Bize ekmeği, suyu, bereketi veren tabiata hak ettiği değeri vermedikçe hem yok olmaya, hem de kurban vermeye devam edeceğiz. Söylediğimiz gibi, dünyada vefadan öte bir duygu yok. Bunları yazdıkça da hep hüzünle dinlediğimiz “Vefasız” şarkısının söyleriyle tamamlıyoruz yazımızı.   Bir dünya düşün ki, vefadan yoksun Ömrünü verdiğin DOSTLAR vefasız.. Bir hayat düşün ki, sevgiden yoksun Canını verdiğin canlar vefasız..
Ekleme Tarihi: 16 Şubat 2024 - Cuma

VEFADAN ÖTE

Dünyada vefadan öte başka bir şey var mı bilemiyorum. Hep; “Vefa İstanbul’da bir semt” olarak Tİ’ye alınan vefa ne yazık ki bütün insanlardan uzaklaşmaya hızla devam ediyor. 
Vefa derken, vefayı konuşurken yıllar önce yazdığım şu satırlar karşıma çıktı. 
“Kimisi kendini doğuran anasının babasının kahrını çeker, kimisi onları haksız yere üzer. Kimisi döver hatta öldürür, süründürür. Kimisi ise dört gözle yolunu beklediği, gözünden sakındığı evladına zehir eder dünyayı”...
Neden sanki, neden sadece vefa isteyen insanlara zehir ediyoruz dünyayı. Oysa üç günlük dünyayı en fazla dört gün yaşıyoruz. İşin aslı yeni yetişen topumu vefasız, acımasız, vurdumduymaz yetiştiriyoruz. Bizler her birimiz bireysel olarak çoluk çocuğumuzu en iyi şekilde yetiştirmeliyiz. Yetiştirmek zorundayız. Evlatlarımıza sadece vefayı değil sevgiyi saygıyı, anne baba sevgisini, vatan millet aşkını, büyüklere saygıyı, küçüklere sevgiyi mutlaka öğretmeliyiz.
Sadece bunlar mı? Doğruluğu dürüstlüğü, dini imanı, haksızlığı adaleti, insanlara, hayvanlara, doğaya iyi davranmayı da öğretmeliyiz. Vefa deyince gerçekten İstanbul’da bir semt değil de memleketin her tarafında güzellikleri hak eden her şeye hak ettiği vefayı vermeyi öğretmeliyiz.
Bakınız biz kaç zamandır memleketimize, dağlarımı-za, ağaçlarımıza vefasız davranarak onların katline sebep oluyoruz. Onların kıymetini bilmiyor, para uğruna bu güzellikleri yok ediyoruz.
Daha dün para uğruna feda ettiğimiz doğa yine intikam almaya çalıştı. Erzincan İliç'deki maden kazası için ‘siyanür' iddiaları ortaya atıldı. Erzincan'da 9 madencinin enkaz altında kaldığı faciayla ilgili ortaya çıkan yeni detaylar kafa karıştırdı. Siyanürle altın arayan Kanadalı şirket Anagold, göçük meydana gelen alanda hiçbir zehirli toprağın olmadığını ifade etmişti. Eski maden çalışanı ise şirketin açıklamasını yalanladı. Felaketin ortaya çıkmasındaki ana etken yığın liç alanına siyanürlü solüsyonun kontrolsüz bir şekilde basılması olduğunu savunan eski çalışan, "Şu anda yağışla yer altı sularına karışması yüzde 99 ihtimal" dedi.
Bu vefasızlık değil de nedir?
Bizler vefasız davrandıkça; toprağın, ağacın değerini bilmedikçe, onları siyanüre, altına, kanadaya kurban ettikçe doğa daha çok intikam almaya çalışacaktır.
Bize ekmeği, suyu, bereketi veren tabiata hak ettiği değeri vermedikçe hem yok olmaya, hem de kurban vermeye devam edeceğiz.
Söylediğimiz gibi, dünyada vefadan öte bir duygu yok. Bunları yazdıkça da hep hüzünle dinlediğimiz “Vefasız” şarkısının söyleriyle tamamlıyoruz yazımızı.
 
Bir dünya düşün ki, vefadan yoksun
Ömrünü verdiğin DOSTLAR vefasız..
Bir hayat düşün ki, sevgiden yoksun
Canını verdiğin canlar vefasız..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.