Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

YANGINLARI KİM ÇIKARIYOR?

Biz; gayet ulvî duygularla, “aman dikkat edin, yollara sigara izmariti atmayın, ormanlık alanlarda rastgele piknik ateşi yakmayın!” diye sürekli uyarılarda bulunuyor, gazetemizin uygun sayfa ve sayılarına bu konudaki spot uyarıları basıyoruz. Elbette ki bu uyarıları yapıyoruz, her durumda da yapmaya devam edeceğiz. Çünkü bu ülke bizim, bu yanan ormanlar bizim canımız, ciğerimizdir. Mesele şudur ki; bu orman yangınları daha önceleri tek tük oluyordu, ona da güçlü bir müdahale ile dur deniliyor ve kısa sürede söndürülüyordu. Ancak 3-4 yıl önce yaşadığımız ve komşu ülkelerden bile komşu ülkelerden gelen ekiplerle güçlükle önünü aldığımız yangınlar bu yıl da hız kesmeden çıkmaya başladı. İşin ilginç tarafı da bu yangınların büyük bir bölümü hep ya deniz kenarlarında ya da çok değerli ortamların olduğu alanlarda çıkıyor. Çoğunda da bakıyorsunuz, ertesi yıl yerinde bir otel binası türemiş!... Ne oluyor, nasıl oluyor bu iş!... Konuyla ilgili fikrine başvurduğumuz 10 kişiden 9'u yangınların kasıtlı olarak çıkarıldığını iddia ediyor. Pek inanmak istemiyoruz. Hatta birisini tersleyerek; “Sen bu konuda kasıtlı olarak birilerini suçlamaya çalışıyorsun” dedim. Bana ne cevap verdi, biliyor musunuz?” - “Kardeşim bu yangınlar neden hep deniz kenarlarında, sahil şeridinde çıkıyor. Bu ülkede tek Ege bölgesi, Akdeniz ve Marmara mı var yangın çıkacak. Neden buralarda çok fazla yangın çıkıyor. Karadeniz’de, İç Anadolu’da orman yok mu, çam ağaçları ya da başka bitkilerden oluşan ormanlık alanlar yok mu? Mutlaka bu işte bir iş var, aklım almıyor!” dedi. “Bir bildiğin var mı, görmüşlüğün, duymuşluğun var mı” dedim. “Yok hayır ama farkındaysanız birbirine yakın yerlerde koordineli gibi çıkıyor. Amaç hepsine yetişemesinler gibi”. “Tamam da şimdiye kadar doğru dürüst bir suçlu, fail hiç mi bulunamaz, hem de yangınlar biliyorsun rüzgarla çok hızlı yayılıyor, önlenemiyor”. “Rüzgar bu işin günah keçisi, zaten özellikle rüzgarlı günleri seçiyorlar”. “Ben sanmıyorum, bu vatan için bu kadar hainlik olamaz. Hadi her şeyi geçtim de o yangınlarda bağıra çığıra yanan hayvancıklar için olsun bile ihanet yapılmaz” dedim. “Seninki de iş mi, insanı düşünmeden cayır cayır yakan zihniyet hiç hayvanı mı düşünür!”... Düşündüm, kafamı yordum, maalesef istemeden de olsa söylediklerine hak vermek zorunda kaldım. Ama gene de kafamdaki deli sorular gece boyuncu döndü durdu... Sosyal medyada, belediyelerin bilboardlarında, basında, televizyonlarda sürekli yangınlara karşı ağaçlarımızı, ormanlarımızı koruyalım diye yoğun paylaşımlar yapılıyor. Doğru ve güzel bir çaba ancak sen evinde oturarak ormanları nasıl koruyacaksın. Ormana girmek, ateş yakmak, piknik yapmak sana yasak ama hainler gizli saklı girip o hainliklerini alçakça gerçekleştirebiliyorlar. Yani yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal misali!... Diğer taraftan orman yangınlarına karşı uçak mı alınacak, personel mi tahsis edilecek yoksa sivil savunma gibi kuruluşlar örnek alınıp vatandaşlardan sivil bir ekip mi oluşturulacak bir an önce yapmalıyız. Bu konuda kaybedecek 1 dakikamız bile yoktur... Biz gene de ne yapıp edip en iyi şekilde ormanlarımızı koruyalım, ülkemizi koruyalım. Geleceğe en güzel miras ağaç ve orman en önemli milli değerdir. Bu vatan bizim, hepimizin...
Ekleme Tarihi: 08 July 2025 - Tuesday

YANGINLARI KİM ÇIKARIYOR?

Biz; gayet ulvî duygularla, “aman dikkat edin, yollara sigara izmariti atmayın, ormanlık alanlarda rastgele piknik ateşi yakmayın!” diye sürekli uyarılarda bulunuyor, gazetemizin uygun sayfa ve sayılarına bu konudaki spot uyarıları basıyoruz.
Elbette ki bu uyarıları yapıyoruz, her durumda da yapmaya devam edeceğiz. Çünkü bu ülke bizim, bu yanan ormanlar bizim canımız, ciğerimizdir.
Mesele şudur ki; bu orman yangınları daha önceleri tek tük oluyordu, ona da güçlü bir müdahale ile dur deniliyor ve kısa sürede söndürülüyordu. Ancak 3-4 yıl önce yaşadığımız ve komşu ülkelerden bile komşu ülkelerden gelen ekiplerle güçlükle önünü aldığımız yangınlar bu yıl da hız kesmeden çıkmaya başladı. İşin ilginç tarafı da bu yangınların büyük bir bölümü hep ya deniz kenarlarında ya da çok değerli ortamların olduğu alanlarda çıkıyor. Çoğunda da bakıyorsunuz, ertesi yıl yerinde bir otel binası türemiş!...
Ne oluyor, nasıl oluyor bu iş!...
Konuyla ilgili fikrine başvurduğumuz 10 kişiden 9'u yangınların kasıtlı olarak çıkarıldığını iddia ediyor.
Pek inanmak istemiyoruz. Hatta birisini tersleyerek; “Sen bu konuda kasıtlı olarak birilerini suçlamaya çalışıyorsun” dedim. Bana ne cevap verdi, biliyor musunuz?”
- “Kardeşim bu yangınlar neden hep deniz kenarlarında, sahil şeridinde çıkıyor. Bu ülkede tek Ege bölgesi, Akdeniz ve Marmara mı var yangın çıkacak. Neden buralarda çok fazla yangın çıkıyor. Karadeniz’de, İç Anadolu’da orman yok mu, çam ağaçları ya da başka bitkilerden oluşan ormanlık alanlar yok mu? Mutlaka bu işte bir iş var, aklım almıyor!” dedi. “Bir bildiğin var mı, görmüşlüğün, duymuşluğun var mı” dedim. “Yok hayır ama farkındaysanız birbirine yakın yerlerde koordineli gibi çıkıyor. Amaç hepsine yetişemesinler gibi”. “Tamam da şimdiye kadar doğru dürüst bir suçlu, fail hiç mi bulunamaz, hem de yangınlar biliyorsun rüzgarla çok hızlı yayılıyor, önlenemiyor”. “Rüzgar bu işin günah keçisi, zaten özellikle rüzgarlı günleri seçiyorlar”. “Ben sanmıyorum, bu vatan için bu kadar hainlik olamaz. Hadi her şeyi geçtim de o yangınlarda bağıra çığıra yanan hayvancıklar için olsun bile ihanet yapılmaz” dedim. “Seninki de iş mi, insanı düşünmeden cayır cayır yakan zihniyet hiç hayvanı mı düşünür!”...
Düşündüm, kafamı yordum, maalesef istemeden de olsa söylediklerine hak vermek zorunda kaldım. Ama gene de kafamdaki deli sorular gece boyuncu döndü durdu...
Sosyal medyada, belediyelerin bilboardlarında, basında, televizyonlarda sürekli yangınlara karşı ağaçlarımızı, ormanlarımızı koruyalım diye yoğun paylaşımlar yapılıyor. Doğru ve güzel bir çaba ancak sen evinde oturarak ormanları nasıl koruyacaksın. Ormana girmek, ateş yakmak, piknik yapmak sana yasak ama hainler gizli saklı girip o hainliklerini alçakça gerçekleştirebiliyorlar. Yani yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal misali!...
Diğer taraftan orman yangınlarına karşı uçak mı alınacak, personel mi tahsis edilecek yoksa sivil savunma gibi kuruluşlar örnek alınıp vatandaşlardan sivil bir ekip mi oluşturulacak bir an önce yapmalıyız. Bu konuda kaybedecek 1 dakikamız bile yoktur...
Biz gene de ne yapıp edip en iyi şekilde ormanlarımızı koruyalım, ülkemizi koruyalım. Geleceğe en güzel miras ağaç ve orman en önemli milli değerdir. Bu vatan bizim, hepimizin...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.