İnsanların terörün can almasına artık tahammülleri kalmadı. Suçlu-suçsuz demeden toplu olarak bulunulan yerlerde katliam yapılması ne siyasetle, ne ideolojiyle ne de insanlıkla bağdaşıyor. Dağda süren çatışmalarda yaşamlarını yitirenleri bir noktaya kadar anlarsın. Ama işin boyutlarını şehirlerdeki masum insanlara yöneltirsen bu bardağı taşıran son damla olarak kabul edilir. Ülkemizdeki istihbarat konularında hassas davranılmadığı apaçık ortadadır. Zira, ABD Büyükelçiliği’nin iki gün önce vatandaşlarını “Kızılay’dan uzak durun” diye uyarmasına karşılık bizim istihbarat birimlerimiz ne tedbir almıştır. Bunu öğrenipte oraya iki araç dolusu polis ve bir toma dikmekle bu işler olmuyor. Bir de çıkıp Paris saldırısında Fransız istihbaratının ne iş yaptığını soranlara, “buyurun hadi, bu konuda aynı soruyu cevaplayın” diyenlere ne diyeceksiniz? Bu konularda tatmin edici çözüm bulunmamasından dolayı onca canın yitip gitmesine bir tek bile istifa olmaması da ayrı bir gariplik abidesidir. Türk halkı asla terör istememektedir. Türk halkı dışarıdan gelen mağdurlara bile kucak açmış, çevresindeki zor durumlardaki toplumlara bile yardımı hiçbir zaman esirgememiş bir karakterdedir. Türk halkı tüm insanlarla dostça, kardeşçe yaşamayı hedef edinen “yurtta sulh, cihanda sulh” şiarını ilke edinmiş bir millettir. Onun içindir ki hiçbir zaman terörü tasvip etmeyen, canice kan döken teröriste karşı çıkan bir toplumdur. Bizler nereden ve nasıl gelirse gelsin, masum insanların canını alan, suçsuz insanların yüreklerini yakan tüm terör olaylarını şiddetle kınıyor, lanetliyoruz...