Evet, yine yanıyoruz. Yurdumuzun bir çok yerinde yine yangınlar var. Resmi açıklamalara göre ülkemizin bir çok yerinde dün 200 civarında yangın çıktığı açıklandı.
İzmir, Bilecik, Manisa, Sakarya birkaç gündür yangınlarla boğuşuyor. Yangın Ege ve Marmara üzerine adeta bir kabus gibi çökmüş durumda. Ne acıdır ki yangınları zaten söndürmekte güçlük çekiyorken en büyük olumsuzluk ise hafta sonu çıkan şiddetli rüzgar. Rüzgar o denli etkili ki yangınlar olmasa bile ortamı olumsuz etkiliyor. Durum böyle olunca hem çıkmasını önlemek hem de çıkınca söndürmek imkansız hale dönüşüyor.
Pazar günü öğleden sonra Kızılcasöğüt kasabamızdaki şenliğe katılmak üzere yola çıktık. Rüzgarın şiddeti sık olarak aracı sağa sola sallıyordu. Banaz’dan İzmir yönünde seyrederken önümüzdeki araçtan yola peçete vs. atıldı. Kendi kendime dedim ki; “bunların yanında camdan sigara izmaritinin atılmayacağını kim bilebilir ki!”...
Kızılcasöğüt ara yoluna döndükten bir süre sonra önümüzde seyreden bir araç, yoldan birini almak üzere sağda durdu. Araca yönelen genç elindeki sigarayı hızlı hızlı bir iki fırt çektikten sonra izmaritini rastgele attı geçti. Şu sorumsuzluğu bak!...
Şenlikteki programı izlerken baktım.
Görevliler sigara izmaritlerini bulundukları yere atıyorlar ve söndürmüyorlar. Allah Allah... Bu nasıl olabilir ki! Kardeşim ortalık yangın yeri, sen nasıl bu kadar vurdum duymaz olabiliyorsun. O attığın yanan sigara izmaritini ayağınla iyice söndürmeden nasıl rahat edebiliyorsun.
Bakınız, İzmir Seferihisar’da çıkan büyük bir yangının sebebi neymiş? Bir arıcı, arılarını sakinleşmesi için kovanlara duman vermek amacıyla ateş yakmış. Bu ateş de ormanlık alana sıçramış. Nasıl, şimdi arılardan iyi para kazanacaksın değil mi? Bu nasıl bir dikkatsizlik, nasıl bir aymazlık. Hatta ahmaklık... Günlerdir bütün Türkiye’de uyarılar yapılıyor, “çok şiddetli fırtına olacak, dikkatli olun” diye. Bu mu gösterdiğimiz dikkat!... Akıl alır gibi değil!...
Kızılcasöğüt’teki şenlik yapılan alan piknik alanı, ilçe genelinde izin verilen iki yerden birisi. Ancak havanın rüzgarı harman savuruyor. Piknik amacıyla ocakta bile olsa yaktığın ateş metrelerce yükseliyor. Olur da rüzgar alevleri savurur giderse ne yapacaksın, nasıl söndüreceksin ki! Ortam zaten rüzgardan alt üst olurken geç saatlerde bazı yerlerde yine alevlerin yükselmesi pes dedirtti. Şaşırdım kaldım. Allah'tan ilerleyen dakikalarda yetkililerden uyarılar geldi.
Peki daha sonra ne oldu biliyor musunuz?
Kızılcasöğüt yoluna yakın bir yerde otluk alanlarda yangın çıkmış. Allah'tan hemen müdahaleyle söndürülmüş yangın...
Şimdi son sözleri aktarayım.
Birkaç yıl önce ülkemizde çok büyük orman yangınları kabusu yaşadık. Her yerde alev alev yangınlar çıkınca Azerbaycan'dan dahi söndürmek için ekipler gelmişti. Bu yangınların sebebi sabotaj, dikkatsizlik veya ne olursa olsun, yetkililer böyle bir olayın yeniden yaşanacağını hesap ederek neden çok etkili önlemler almıyorlar.
Örneğin orman yangınlarında en etkili araç olan yangın uçaklarını söndürme ekiplerine neden dahil etmiyoruz. Vatandaşlar olarak sigaradır, pikniktir, anızdır neden yangın çıkabilir diye gerektiği kadar dikkat etmiyoruz. Dikkat etmezsek de ciğerlerimizin yanmasına, milli değerlerimizin kül olmasına nasıl engel olacağız.
Yapmayın, etmeyin. Lütfen dikkatli olun. Aksi halde zaten gerektiği kadar umursanmayan doğayı, ağaçları, suları, ormanları nasıl koruyacağız. Bizler olsun duyarsız olmayalım hayata...