Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

CEFAKAR VEFAKAR ANNELER

Anneler Günü.... Bu güzel nadide insanlar için ne güzel bir düşünce... Hepinizin, bütün annelerin "Anneler Günü" kutlu olsun. Her yıl Mayıs ayının ikinci haftasını bizleri yıla yakın bir zaman karnında taşıyan, sonrasında zorlu bir telaşla doğuran bu güzel insanlara ithaf edilmiş özel ve çok güzel bir gün. Görev bununla bitmiyor tabii ki. Ondan sonra uzun süren bir maratonla daha zorlu bir süreç başlıyor. Dünyadan bihaber küçücük bireyler hiçbir şeyin farkında olmadan pamuklara sarılıp büyütülürken yine bu meşakatli yolun en ağır yolcuları olur analar. Onu besler, büyütür, okula hazırlar, hayata hazırlar. İlkokul, ortaokul derken liseden üniversite yaşamına başlayıverir küçük yavru. Aradan uzun yıllar bitmesine rağmen cefakâr ananın görevi hala bitmemiştir .Bir şekilde erkeklerin büyük çoğunluğu öyle yada böyle askere giderler. Bu asker yolunu da nedense hep anneler bekler. Sonra iş, evlilik derken "ohh!" der anne derin bir nefes alır. Ama 20'lerce yıl geçmesine rağmen annelik halâ bitmemiştir. Çünkü bir evladın annesi ömrü boyunca "ANNEDİR"... Annelik zor, eziyetli, her tarafı taşlı, dikenli yol. Aşabilen, tamamlayabilen başarılıdır, bahtiyardır. Ama çok az durumda annelerde, bazı durumlarda da evlatta vicdan ve acıma duygusu olmayabiliyor. Yaşamın acımasız çarkları arasında eziyet gören evlatlar, her türlü zulüm ve vicdansızlığa hedef olan anneler oluyor. Bu istisnai olaylarda dışlanan ve haksızlığa uğrayan annelerin hakkının nasıl ödeneceğini doğrusu çok merak ediyorum. Hiçbir anne hayırsız, kötü bir evlat yetiştirmek istemez. Ama bazı durumlarda kötü yetiştirilen değil de kötü yetişen insanlar olabiliyor. Ve her nedense bu durumlarda bile ceza analara kesiliyor. Birine kızıldığı zaman hedef ana oluyor, hiçbir suçu günahı olmadığı halde küfürün hedefi analar oluyor, her nedense doğrudan analara sövülüyor. Yapmayın, etmeyin kardeşim, "Anlardır adam eden adamı, sizi de bir ana doğurmadı mı!"... İşte gördüğünüz ve bildiğiniz üzere hep vefayı çeken de , faturayı ödeyen de analar oluyor. Peki bu süreçte babalar ne yapıyor. İşin doğrusu babalar geçmişte pek çocuk büyütme ve yetiştirmeye kafalarını yormamışlar. Örnekteki horoz gibi, "ben parasını veririm, geleceğini hazırlarım gerisine karışmam" gibi bir modda yaşamışlar. Ama gününüzde sanki biraz daha ellerini taşın altına koymaya başlamışlar gibi. Tabii ki babalık da ayrı bir kutsal görev. Baba olan babalar da hiç azımsanacak gibi değil. Onlara da kendi günümüzde biraz iltifat eder, gönüllerini okşarız inşallah. Ama kim ne derse desin analık ayrı, apayrı bir olay. Bizim güzel dinimizde bile ne denilmiş, "cennet anaların ayaklarının altındadır" bunun üzerine söz söylemek laf olsun diye hikaye okumaktır...
Ekleme Tarihi: 13 May 2025 - Tuesday

CEFAKAR VEFAKAR ANNELER

Anneler Günü.... Bu güzel nadide insanlar için ne güzel bir düşünce... Hepinizin, bütün annelerin "Anneler Günü" kutlu olsun.
Her yıl Mayıs ayının ikinci haftasını bizleri yıla yakın bir zaman karnında taşıyan, sonrasında zorlu bir telaşla doğuran bu güzel insanlara ithaf edilmiş özel ve çok güzel bir gün. Görev bununla bitmiyor tabii ki. Ondan sonra uzun süren bir maratonla daha zorlu bir süreç başlıyor. Dünyadan bihaber küçücük bireyler hiçbir şeyin farkında olmadan pamuklara sarılıp büyütülürken yine bu meşakatli yolun en ağır yolcuları olur analar. Onu besler, büyütür, okula hazırlar, hayata hazırlar. İlkokul, ortaokul derken liseden üniversite yaşamına başlayıverir küçük yavru. Aradan uzun yıllar bitmesine rağmen cefakâr ananın görevi hala bitmemiştir .Bir şekilde erkeklerin büyük çoğunluğu öyle yada böyle askere giderler. Bu asker yolunu da nedense hep anneler bekler. Sonra iş, evlilik derken "ohh!" der anne derin bir nefes alır.
Ama 20'lerce yıl geçmesine rağmen annelik halâ bitmemiştir. Çünkü bir evladın annesi ömrü boyunca "ANNEDİR"...
Annelik zor, eziyetli, her tarafı taşlı, dikenli yol. Aşabilen, tamamlayabilen başarılıdır, bahtiyardır. Ama çok az durumda annelerde, bazı durumlarda da evlatta vicdan ve acıma duygusu olmayabiliyor. Yaşamın acımasız çarkları arasında eziyet gören evlatlar, her türlü zulüm ve vicdansızlığa hedef olan anneler oluyor. Bu istisnai olaylarda dışlanan ve haksızlığa uğrayan annelerin hakkının nasıl ödeneceğini doğrusu çok merak ediyorum.
Hiçbir anne hayırsız, kötü bir evlat yetiştirmek istemez. Ama bazı durumlarda kötü yetiştirilen değil de kötü yetişen insanlar olabiliyor. Ve her nedense bu durumlarda bile ceza analara kesiliyor. Birine kızıldığı zaman hedef ana oluyor, hiçbir suçu günahı olmadığı halde küfürün hedefi analar oluyor, her nedense doğrudan analara sövülüyor. Yapmayın, etmeyin kardeşim, "Anlardır adam eden adamı, sizi de bir ana doğurmadı mı!"...
İşte gördüğünüz ve bildiğiniz üzere hep vefayı çeken de , faturayı ödeyen de analar oluyor. Peki bu süreçte babalar ne yapıyor. İşin doğrusu babalar geçmişte pek çocuk büyütme ve yetiştirmeye kafalarını yormamışlar. Örnekteki horoz gibi, "ben parasını veririm, geleceğini hazırlarım gerisine karışmam" gibi bir modda yaşamışlar. Ama gününüzde sanki biraz daha ellerini taşın altına koymaya başlamışlar gibi.
Tabii ki babalık da ayrı bir kutsal görev. Baba olan babalar da hiç azımsanacak gibi değil. Onlara da kendi günümüzde biraz iltifat eder, gönüllerini okşarız inşallah. Ama kim ne derse desin analık ayrı, apayrı bir olay. Bizim güzel dinimizde bile ne denilmiş, "cennet anaların ayaklarının altındadır" bunun üzerine söz söylemek laf olsun diye hikaye okumaktır...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.