Her zaman olduğu gibi gündemimizin ana maddesi ekonomi!.. Ekonomi nasıl, iyi mi, kötü mü herkes çok iyi biliyor. Ama iyi gidişatı kötü, berbat olan durumu da iyi göstermek son derece yanlış bir girişim, hatta gaflettir. Ekonomi kötü... Açık ve net. Ama her nedense bizler oturmuşuz “ekonomi iyi, alım gücü yükseldi, insanlar rahat, hatta refah içinde yaşıyor” şarlatanlığı yapıyoruz. Adam bizdeki kötü piyasayı kabul edeceğine, “başka ülkelerde de millet perişan, haberiniz var mı” diyor. O durumda dünya genelinde bir kriz varken bizim durumumuz çok iyi demek neyin nesi.. Ne kadar garip bir durum. Neredeyse orta halli bir ailenin 15-20 günde bir evine kırmızı et alabildiği bir ortamda Sayın Nurettin Canikli beyefendi, 1 yıl önce dana kuşbaşı etinin fiyatı 68 lira. Bugün 138 lira. 1 yıl önce 2 bin 825 liralık asgari ücret ile 41 kilo alabiliyor. Bugün 5 bin 500 liralık asgari ücret ile 42 kilogram alabiliyor. Çok artış yok ama düşmemiş, diyebiliyor.  İnsanlar ayda bir de olsa istemeye istemeye marketlerde son kullanım tarihi yaklaşan kıymayı alabilmek için sıralarda beklerken, bu açıklama neyin savunmasıdır anlaşılır gibi değil!. Siz ne derseniz deyin hesap ortadadır. Ayrıca da artık asgari ücretlisinden emeklisine, memurundan serbest çalışanına herkes bir parça da olsa ekonomi uzmanı oldu. Resmi açıklamalarda bile açlık sınırının 7.425 lira belirtilirken bir emeklinin ortalamada 4 bin lira maaşının hesabını sizler yapmıyorsunuz sanırım. Bunun izahına bile gerek yok!... ÜÇ HARFLİLER! Çok değil 3-5 sene önce hızla yayılan zincir marketlerdeki indirimli fiyatlar hepimizi cezbetmişti. Yani mahalle bakkalında ya da marketinde aldığımız bir ürün buralarda neredeyse yarı yarıya satılmaktaydı. İnsanlar da bu durum karşısında “vay bee!” demekten kendini alamıyordu. Gün oldu, devran döndü hatta pandemi yaşandı işin rengi değişti. Bugün için bu üç harfli marketlerin piyasayı yükselttiği belirtilerek üstüne gidileceği söyleniyor. Evet, doğrudur. Bu marketler tüm ülkedeki fiyatları yönlendiren, yükselten hatta “yöneten” unsurlar olarak belirtiliyor. Bu durumun bilinmesine rağmen şimdiye kadar niye bu kadar fırsat verdiniz. Vatandaşı niye korumadınız. Koca ülkede küçücük esnaflar maliye korkusundan soluk alamazken bunlar her şeyde, her konuda istediği gibi nasıl at oynatabiliyorlar. Maalesef geç kalınmış bir girişim... Her şeye rağmen bu marketler gerçek anlamda sıkı bir şekilde denetlenmeli, mahalle marketi statüsünde girdiği bir yerde gıda ve ihtiyaç ürünleri dışında satış yapmalarına izin verilmemeli. Ayrıca nüfusa ve mesafeye göre market açmaları kısıtlandırılmalıdır. Serbest piyasa adı altında herşeyin fiyatlarını istediği gibi artırmaları sizlerin menfaatlerine uymayınca değil, vatandaşın cebine dokununca ses çıkarılmalı, gerektiğinde dur denilmelidir.