Günümüzde çoğu olayı anlamak ve çözmek imkansız hale geldi. Zaten bilinçli olarak yaratılan bu durum kafaların iyice karışmasına sebep olmaktadır.
Ülkenin içinde bulunduğu durum gereği bazı gelişmelere ne yazık ki sadece seyirci kalabiliyoruz. Yıllardır yüzbinlerce insanın “bu nasıl durum” dediği Adnan Oktar ve cemaatinin (!) durumu ilginç bir olaydır.
Kendisine bağlı televizyon kanalında zaman zaman dini programlarını (!) izlediğimiz Adnan Hoca’yı çözmek imkansız sanırım. Zira dini konuları anlatırken birden oldukça cüretkar giyinen (ya da giydirilen), şuh bakışlı kedicikleriyle karşılıklı oynarken veya dans ederken “bunlar ne yapıyor?” diye sorgulayacağımıza onları seyretmeyi yeğledik. Bizimle birlikte belki de yetkililer de seyre daldı. Ondan sonra seyredenler, “Yahu iyi güzel de bu seyrettiklerimizle dini felsefenin hiçbir alakası yok ki, hatta birbirine tam tezat düşünce ve görüşler” diyebildiler.
Yine sonrasında yetkililer de uyanınca yıllarca sıradışı bir görüntü sergileyen Adnan Hoca’ya nihayet dur diyebildiler.
Adnan Hoca kimdir, ne yapmaya çalışmaktadır, amacı nedir onları bilip bilmememiz bence çok önemli değil.
Önemli olan bu kişinin bizim inandığımız ve bildiğimiz müslümanlığa karşı radikal bir tanıtım yapmasıdır. Ya da öyle göstermeye çalışmasıdır.
Ancak gerçek olan da şudur ki, dini konuların hatta ayetlerin hiçte uygun olmayan bir ortamda, mini etekli, açık dekolte kıyafetli ve farklı gözle bakan tabiri caizse “kedicik” olarak tanımlanan bayanların olduğu yerde konuşulması, anlatılması bence çok yanlıştır. Onun için şimdiye kadar neden beklendiği konusunun da bir cevap bulması gerekmektedir.
Rivayet ve iddia o dur ki, bu cemaat ya da kuruluş ya da çete; siz ne derseniz deyin bünyesine kattığı bayanlara milyonlarca lira harcayıp, ağız, kulak, burun ve münhal bölgeler “cazip” hale getirdikten sonra tehdit, şantaj ettirebilen bazı operasyonlara da gönderilmişler. Sonra da bunlar gerektiğince ve zamanı geldikçe kullanılmış. Zaten hiçbir reklam görmediğimiz meşhur kanalın da geliri olmayınca herkes, “bu değirmenin suyu nereden geliyor” demeden de geçemiyordu.
Sözün özü Adnan Hoca’da bizi kandırmadıysa şimdiye kadar bizim en önemli manevi dünyamızı yönlendiren dinimizle adeta alay etmesine niye izin verildi.
Hasılı kelam dinin kılavuzu Kur’andır. Bunun haricinde şıhlar, şeyhler, cemaatlar, tekkeler tamamen kendi görüş ve düşüncelerini savunacaktır. Ondan dolayı tamamıyla yanlıştır. Bu böyle biline...