Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

İPİN UCU

Yaşam; şaka, matrak ve tebessümle daha güzel geçiyor. Hani derler ya, “bir gülümseme faydalı bir sadakadır”. Hayatta insanları mutlu edebilmekten daha güzel ne var ki? Ne var ki; insanoğlu yaşadıkça başına her şey geliyor. Bazı konular kötü tecrübelerle sonuçlanırken ara sıra da işin şaka matrak tarafı ağır basıyor. Elbette şakanın dozunu, ayarını çok iyi bilmek lazım. Bunu ayarlayamaz isek sürprizlerle karşılaşıp nahoş olayların sebebi olabiliyoruz. Bundan dolayı halk arasında argo olarak benli-ğimize yerleşen “eşek şakası” tarzı olaylardan kaçınmak en mantıklısı olmaktadır. Hoca efendi camide vaaz veriyor. Kalabalık cemaati de gördükçe coştukça coşuyor. Zaman geçinde ezan okunuyor. Hızını alamayan hoca efendi vaaza son hız devam ediyor. Cemaatten bazıları zaman geçtikçe homurdanmaya başlıyor. Bu ara hoca zamanın geçtiğini fark edince vaazını bitiriyor ve namaza geçiyorlar. Namazdan sonra durumdan muzdarip olan birkaç memur, hocanın yanına gelip; - “Hocam, bizler memuruz, namazdan geç döndüğümüzde amirlerimize karşı bir güvensizlik gibi bir durum oluyor. Bu sebeple vaazı çok uzatmazsanız çok memnun olacağız”... Konuyu dinleyen hoca efendi cemaatin haklı olduğunu anlayınca; - “Evet, çok haklısınız. Yalnız ben bazen zamanı bilemiyorum, vaazı bitirmekte geç kalıyorum. Bu sebeple bu işe bir formül bulalım. Ben ayağıma bir ip bağlayayım, ezan okunduktan sonra zaman çok geçecek gibi olursa siz ipi çekersiniz. Ben de anlarım, vaazı bitirir namaza geçeriz” der. Bir hafta sonraki namazda ipi bağlayıp sistemi harekete geçirirler. Durum böyle gayet iyi sürüp giderken cemaatten muzip birisi durumu çakar. Daha namaza bir süre olmasına rağmen gerilerden gelen ipi çeker ve hocanın vaazı çok erken sürede bitirmesine sebep olur. Vaaz veren hoca hemen inerek namaza başlamaya kalkar. Cemaat; - “Hocam ne yaptın sen. Dana ezana 20 dakika var. Sen hem vaazı erken bitirdin, hem de tam güzel konular anlatırken konuyu kestirip attın. Üstelik de namazı da erken kıldırmaya kalktın, ne oldu böyle” derler. Hoca durumu anlamıştır ama iş işten çoktan geçmiştir. - “Ey cemaat! İpin ucu p*t*n eline geçinde aha böyle her şey tersine gidiyor, napalım her zaman da böyle oluyor” demiş. Evet, bu kıssadan hissede durum belki de bir şakalaşma, matrak yapma ama gerçekten de ipin ucu ehlinden çıkınca aynı şeyler olmuyor mu? Bizler çoğu zaman ipin ucunu p*t*n eline kaptırmanın cezasını çok ağır ödüyoruz. Bu sebeple o ipin ucunun doğru ve düzgün insanlarında olması için çok dikkatli olmalıyız. Yoksa bunun bedelini de her zaman bizler öderiz...
Ekleme Tarihi: 06 May 2025 - Tuesday

İPİN UCU

Yaşam; şaka, matrak ve tebessümle daha güzel geçiyor. Hani derler ya, “bir gülümseme faydalı bir sadakadır”. Hayatta insanları mutlu edebilmekten daha güzel ne var ki?
Ne var ki; insanoğlu yaşadıkça başına her şey geliyor. Bazı konular kötü tecrübelerle sonuçlanırken ara sıra da işin şaka matrak tarafı ağır basıyor. Elbette şakanın dozunu, ayarını çok iyi bilmek lazım. Bunu ayarlayamaz isek sürprizlerle karşılaşıp nahoş olayların sebebi olabiliyoruz.
Bundan dolayı halk arasında argo olarak benli-ğimize yerleşen “eşek şakası” tarzı olaylardan kaçınmak en mantıklısı olmaktadır.
Hoca efendi camide vaaz veriyor. Kalabalık cemaati de gördükçe coştukça coşuyor. Zaman geçinde ezan okunuyor. Hızını alamayan hoca efendi vaaza son hız devam ediyor.
Cemaatten bazıları zaman geçtikçe homurdanmaya başlıyor. Bu ara hoca zamanın geçtiğini fark edince vaazını bitiriyor ve namaza geçiyorlar.
Namazdan sonra durumdan muzdarip olan birkaç memur, hocanın yanına gelip;
- “Hocam, bizler memuruz, namazdan geç döndüğümüzde amirlerimize karşı bir güvensizlik gibi bir durum oluyor.
Bu sebeple vaazı çok uzatmazsanız çok memnun olacağız”...
Konuyu dinleyen hoca efendi cemaatin haklı olduğunu anlayınca;
- “Evet, çok haklısınız. Yalnız ben bazen zamanı bilemiyorum, vaazı bitirmekte geç kalıyorum. Bu sebeple bu işe bir formül bulalım. Ben ayağıma bir ip bağlayayım, ezan okunduktan sonra zaman çok geçecek gibi olursa siz ipi çekersiniz. Ben de anlarım, vaazı bitirir namaza geçeriz” der.
Bir hafta sonraki namazda ipi bağlayıp sistemi harekete geçirirler. Durum böyle gayet iyi sürüp giderken cemaatten muzip birisi durumu çakar. Daha namaza bir süre olmasına rağmen gerilerden gelen ipi çeker ve hocanın vaazı çok erken sürede bitirmesine sebep olur. Vaaz veren hoca hemen inerek namaza başlamaya kalkar.
Cemaat;
- “Hocam ne yaptın sen. Dana ezana 20 dakika var. Sen hem vaazı erken bitirdin, hem de tam güzel konular anlatırken konuyu kestirip attın. Üstelik de namazı da erken kıldırmaya kalktın, ne oldu böyle” derler.
Hoca durumu anlamıştır ama iş işten çoktan geçmiştir.
- “Ey cemaat! İpin ucu p*t*n eline geçinde aha böyle her şey tersine gidiyor, napalım her zaman da böyle oluyor” demiş.
Evet, bu kıssadan hissede durum belki de bir şakalaşma, matrak yapma ama gerçekten de ipin ucu ehlinden çıkınca aynı şeyler olmuyor mu? Bizler çoğu zaman ipin ucunu p*t*n eline kaptırmanın cezasını çok ağır ödüyoruz. Bu sebeple o ipin ucunun doğru ve düzgün insanlarında olması için çok dikkatli olmalıyız. Yoksa bunun bedelini de her zaman bizler öderiz...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.