Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

SEVGİ KAZANDI

Geçen haftaki yazımızda “Kazanan Kim” diye sorumuştuk. Pazar akşamı seçimin galibini Ekrem İmamoğlu açıkladı, “Sevgi Kazandı” dedi. İstanbul'dan ziyade tüm Türkiye'nin merakla, ilgiyle, heyecanla beklediği Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri yapıldı. Seçimi daha önce 13 bin farkla kazanan Ekrem İmamoğlu bu kez 813 bin fark atarak tam anlamıyla tescilledi. Kazanan İmamoğlu oldu, CHP oldu, Kılıçdaroğlu oldu, İYİ Parti, Meral Akşener oldu. Daha doğrusu Türkiye oldu. Kaybeden, malum Binali Yıldırım, AKP, Tayyip Erdoğan, MHP ve Bahçeli, yani Cumhur İttifakı oldu. Seçimler bitti ama seçimin gerçek kaybedeni vatandaş oldu. Çünkü seçimin maliyeti iddiası olan 81 milyon dolar vatandaşın cebinden çıkacak. Çünkü ülkede hükümetin yaptığı çok şeyin harcamasını vatandaş ödeyecek. Ne kadar acı, ne kadar yazık, ne kadar büyük bir israf... Böyle bir şeye, bu seçimin tekrarlanmasına gerek var mıydı? Seçimin galibi besbelli İmamoğlu iken ne gerek vardı adamın hakkını yemeye. Ne gerek vardı milyonları böyle bir maceraya ikinci kez atmaya. Ne gerek vardı sıkıntılarla boğuşan koca ülkeyi bu işlerle uğraştırmaya. Bakın ne kadar taraf gibi olsam da üzülüyorum böyle şeylere. İktidar bir macera aradı ama bu maceranın ya da yanlışların faturasını millet ödeyecek. Çarşambanın gelişi perşembeden belli değil miydi? 31 Mart öncesi vatandaşın iktidara bir ders vereceği düşünülüyordu. Ve bu dersi vermesi ertesi gün de olsa anlaşılmasına raümen binbir bahane bularak adamın hakkını yemeniz reva mıdır? Kimse boş yere kızmasın 31 Mart AKP'nin gidişinin başlangıcıdır ve bu başlangıç önceki gün 23 Haziran'da tescillenmiştir. Erdoğan'ın parti başkanı olarak tasarrufundaki bazı belediye başkanlarını görevden alması ilginç bir olaydır. Seçilmiş birisini görevden alıyorsun, hiçbir sorgulama, yargılama yapmıyorsun ve 31 Mart'ta yapılan seçimde buraların neredeyse tümünü kaybediyorsun. Bunun sorgulanması gerekirken İstanbul göze batıyor. Aslında göze batmaktan ziyade çevresi ve İstanbul'daki kurmayları belki de kendi başarısızlıklarını örtbas etmek amacıyla “çaldılar, çırptılar, bir şeyler oldu” gibi asılsız iddialarla hem kendilerini, hem Erdoğan'ı, hem de milleti kandırdılar. Yani aynı kişi bir kez daha ama bu kez kendi adamlarınca kandırıldı. Seçim oldu, bitti, kaybettiniz. Ne gerek vardı böyle hikayelere. Bunlarla uğraşacağınıza ayrıştırmaya çalışacağınıza birleştirici olsaydınız daha uzun yıllar iktidarın sahibi olacaktınız. Bakınız İmamoğlu'nun kazandığı tek nokta yumuşak üslubu, birleştiriciliği, sevgi kavramı, sakin, güven verici tavrıdır. Artık insanlar sert, saldırgan, kavgacı tavrı istememektedir. Bu böyle biline... Bir hata yaptınız, seçimleri yenilettiniz, milyarları boşa harcadınız, bunları da iyi kötü tespit ettiniz. Peki neden hala tehdit, neden hala kötü tavır, neden hala ayrıştırma yanlışınız. Haa birleştirici olmak için Apo ile bile görüştük derseniz o da çok büyük bir yanlış, hem de affedilemez bir yanlıştır. Şayet 31 Mart’tan önce rakibinizi "Teröristlerle, HDP ile kolkola" diye barım barım bağırmasaydınız o zaman belki haklı olacaktınız. Ama yanlışları daha büyük yanlışlarla perçinliyorsunuz. Bu seçimden önce bazı tespitlerim olmuştu. Her şeye rağmen gücü elinde bulunduran iktidarın Binali beyle farklı bir yol izleyeceğini düşündüm. Onun için seçim sonuçlarıyla ilgili bazı sürprizler bekledim. Ama yukarıda belirttiğim özellikle terörist başı ile ilgili girişimler hem birçok MHP'liye, hem de bazı AKP'lile,  İmamoğlu'na oy verdirdiğini düşünüyorum. Yoksa bu kadar fark bir buçuk ayda nereden gelecek. Aşırı fanatik AKP’li ve CHP'liye dediklerim de aynen çıktı. Seçimden önce sonuç ne olur diyen CHP ve AKP’'lilere, "Erdoğan kazanmak için sürpriz girişimlerde bulunabilir, aksi taktirde İmamoğlu rahat kazanır" demiştim. Ama seçimin son haftasında yani son salı günü kendilerine, "hayırlı olsun seçimi İmamoğlu kazandı" dedim. Gülerek, hadi canım nerden biliyorsun dediklerine, "Tayyip Erdoğan, O ŞAHIS bu seçimi kazansa da validen özür dilemedikten sonra o koltuğa zor oturur" demişti. İşte bu mağlubiyeti kabullenmenin ta kendisiydi. Yazık olsa zamana, yazık oldu milyarlarca paraya... Ve seçim gecesi inanılmaz bir kalabalığa seslenen Başkan İmamoğlu'nun sözleri bir gram kibir, şımarıklık olmadan yine sevgi, huzur dolu, yine birleştiriciydi. Ülkemiz bu gibi siyasetçilere, insanlara çok susamış, çookkkk... Herşeyden önemlisi gerçekten sevginin kazanması büyük bir olaydır. iyi olan dürüst insanlar kazanmalı, Türkiye kazanmalıdır...
Ekleme Tarihi: 25 Haziran 2019 - Salı

SEVGİ KAZANDI

Geçen haftaki yazımızda “Kazanan Kim” diye sorumuştuk. Pazar akşamı seçimin galibini Ekrem İmamoğlu açıkladı, “Sevgi Kazandı” dedi.
İstanbul'dan ziyade tüm Türkiye'nin merakla, ilgiyle, heyecanla beklediği Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri yapıldı. Seçimi daha önce 13 bin farkla kazanan Ekrem İmamoğlu bu kez 813 bin fark atarak tam anlamıyla tescilledi. Kazanan İmamoğlu oldu, CHP oldu, Kılıçdaroğlu oldu, İYİ Parti, Meral Akşener oldu. Daha doğrusu Türkiye oldu. Kaybeden, malum Binali Yıldırım, AKP, Tayyip Erdoğan, MHP ve Bahçeli, yani Cumhur İttifakı oldu.
Seçimler bitti ama seçimin gerçek kaybedeni vatandaş oldu. Çünkü seçimin maliyeti iddiası olan 81 milyon dolar vatandaşın cebinden çıkacak. Çünkü ülkede hükümetin yaptığı çok şeyin harcamasını vatandaş ödeyecek.
Ne kadar acı, ne kadar yazık, ne kadar büyük bir israf... Böyle bir şeye, bu seçimin tekrarlanmasına gerek var mıydı?
Seçimin galibi besbelli İmamoğlu iken ne gerek vardı adamın hakkını yemeye. Ne gerek vardı milyonları böyle bir maceraya ikinci kez atmaya. Ne gerek vardı sıkıntılarla boğuşan koca ülkeyi bu işlerle uğraştırmaya.
Bakın ne kadar taraf gibi olsam da üzülüyorum böyle şeylere. İktidar bir macera aradı ama bu maceranın ya da yanlışların faturasını millet ödeyecek. Çarşambanın gelişi perşembeden belli değil miydi?
31 Mart öncesi vatandaşın iktidara bir ders vereceği düşünülüyordu. Ve bu dersi vermesi ertesi gün de olsa anlaşılmasına raümen binbir bahane bularak adamın hakkını yemeniz reva mıdır?
Kimse boş yere kızmasın 31 Mart AKP'nin gidişinin başlangıcıdır ve bu başlangıç önceki gün 23 Haziran'da tescillenmiştir.
Erdoğan'ın parti başkanı olarak tasarrufundaki bazı belediye başkanlarını görevden alması ilginç bir olaydır. Seçilmiş birisini görevden alıyorsun, hiçbir sorgulama, yargılama yapmıyorsun ve 31 Mart'ta yapılan seçimde buraların neredeyse tümünü kaybediyorsun. Bunun sorgulanması gerekirken İstanbul göze batıyor. Aslında göze batmaktan ziyade çevresi ve İstanbul'daki kurmayları belki de kendi başarısızlıklarını örtbas etmek amacıyla “çaldılar, çırptılar, bir şeyler oldu” gibi asılsız iddialarla hem kendilerini, hem Erdoğan'ı, hem de milleti kandırdılar. Yani aynı kişi bir kez daha ama bu kez kendi adamlarınca kandırıldı.
Seçim oldu, bitti, kaybettiniz. Ne gerek vardı böyle hikayelere. Bunlarla uğraşacağınıza ayrıştırmaya çalışacağınıza birleştirici olsaydınız daha uzun yıllar iktidarın sahibi olacaktınız.
Bakınız İmamoğlu'nun kazandığı tek nokta yumuşak üslubu, birleştiriciliği, sevgi kavramı, sakin, güven verici tavrıdır. Artık insanlar sert, saldırgan, kavgacı tavrı istememektedir. Bu böyle biline...
Bir hata yaptınız, seçimleri yenilettiniz, milyarları boşa harcadınız, bunları da iyi kötü tespit ettiniz. Peki neden hala tehdit, neden hala kötü tavır, neden hala ayrıştırma yanlışınız.
Haa birleştirici olmak için Apo ile bile görüştük derseniz o da çok büyük bir yanlış, hem de affedilemez bir yanlıştır. Şayet 31 Mart’tan önce rakibinizi "Teröristlerle, HDP ile kolkola" diye barım barım bağırmasaydınız o zaman belki haklı olacaktınız. Ama yanlışları daha büyük yanlışlarla perçinliyorsunuz.
Bu seçimden önce bazı tespitlerim olmuştu. Her şeye rağmen gücü elinde bulunduran iktidarın Binali beyle farklı bir yol izleyeceğini düşündüm. Onun için seçim sonuçlarıyla ilgili bazı sürprizler bekledim. Ama yukarıda belirttiğim özellikle terörist başı ile ilgili girişimler hem birçok MHP'liye, hem de bazı AKP'lile,  İmamoğlu'na oy verdirdiğini düşünüyorum. Yoksa bu kadar fark bir buçuk ayda nereden gelecek.
Aşırı fanatik AKP’li ve CHP'liye dediklerim de aynen çıktı. Seçimden önce sonuç ne olur diyen CHP ve AKP’'lilere, "Erdoğan kazanmak için sürpriz girişimlerde bulunabilir, aksi taktirde İmamoğlu rahat kazanır" demiştim. Ama seçimin son haftasında yani son salı günü kendilerine, "hayırlı olsun seçimi İmamoğlu kazandı" dedim. Gülerek, hadi canım nerden biliyorsun dediklerine, "Tayyip Erdoğan, O ŞAHIS bu seçimi kazansa da validen özür dilemedikten sonra o koltuğa zor oturur" demişti. İşte bu mağlubiyeti kabullenmenin ta kendisiydi.
Yazık olsa zamana, yazık oldu milyarlarca paraya... Ve seçim gecesi inanılmaz bir kalabalığa seslenen Başkan İmamoğlu'nun sözleri bir gram kibir, şımarıklık olmadan yine sevgi, huzur dolu, yine birleştiriciydi.
Ülkemiz bu gibi siyasetçilere, insanlara çok susamış, çookkkk... Herşeyden önemlisi gerçekten sevginin kazanması büyük bir olaydır. iyi olan dürüst insanlar kazanmalı, Türkiye kazanmalıdır...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.