Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Avni Erdal Sarıoğlu
Köşe Yazarı
Avni Erdal Sarıoğlu
 

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR ŞANSLI MI?

Yaşam her haliyle ve her durumuyla son hızda devam ediyor. Çoğumuz yeni dönem yerine eskiye özlem duyuyoruz. Bu dönemlerde torun torba sahibi olan insanlar ise; "şimdiki çocuklar ne şanslı" diye düşünüyor. Her dönemin kendine göre güzelliği var. Kimisi “ne varsa eskilerde var”, derken kimisi “eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” diyor. İnsanlara ne kadar çok yenilik ve değişiklik verirsen, o kadar daha çok şeyler istiyorlar, istiyoruz. Çocuklar da aynı. Önüne dünyaları koyuyoruz, dönüp bakmıyorlar bile. Bizim rüyamızda göremediğimiz oyuncakları eline almadan fırlatıp atanlar oluyor. Tabii, günümüzde büyükler için ne kadar yenilik, güzellik, teknolojik ürünler varsa çocuklar için daha fazlası var. Gerçekten de insanın ağzı açık izlediği ve çocuk olmak istediği durumlar hiç de az değil. Toplum tüketim toplumuna dönüştü, çocuklarımız doyumsuz, mutsuz, huysuz. Çünkü yalnızlığa mahkum, teknolojiye esir yetişiyorlar. İşte bu yüzden ben de ne varsa eskilerde var diyenlerdenim. Bugün çocuklarımız bilgisayar, tablet ve telefonların büyülü gücüne teslim olmuş durumdalar. O yüzden saygı, sevgi, dostluk, arkadaşlık, anlayış, hoşgörü kelimelerinden bihaberler. Hele birde anne babalar çocukları takip edip gerekeni yapmıyorlarsa ileride resmen robot gibi bir çocuğu insan ordusunun içine salmış olacaklar. İşte bu yüzden kaygılarımız... Bizler ve önceki nesiller mahallemizde komşu çocuklarıyla, mahalle arkadaşlarımızla dostluk ve arkadaşlık duygularıyla büyüdük. Dönem ne kadar bunları bitirmeye çalışmışsa da biliriz bunların değerini. Bizler paylaşmayı bencilliğe yeğledik, dostluğu ve arkadaşlığı kavgaya, kıskançlığa esir etmedik. Bir yırtık topun peşinden koşarken, herşey, hepsi benim olacak diye kibirlenmedik. Bu yüzden farklıyız... Elbette zaman ve gelişim çocuklarımıza oyalanacağı eşsiz gereçler verirken onlardan çok şey alıyor. Buna pek yapacak bir şeyimiz de yok. Ama en azından çocuklarımıza bencil olmamayı, paylaşmayı, arkadaşlığın akıl almaz değerini bizler öğretmeliyiz. Çocuklarını toplumdan ayrı ve özel yetiştirmeye kalkanlar ilerdeki yaşamında o çocuğunun yüzünü görmeye hasret kalacaklar. Çünkü bugün paylaşmayan çocuk yarın yaşamını sizinle de paylaşmayacaktır. Artık eski mi, yeni mi, yalnız mı sosyal mı, bencil mi gelecek hazırlayacaksınız, tercih sizin...     GÜLE GÜLE BAŞARAN   Geçen hafta ilçemizde 23 yaşında gencecik bir kardeşimizi sonsuzluğa uğurladık. Maalesef yakalandığı amansız hastalığa yenik düştü. Ancak yaşadıkları, direnişi ve mücadele azmi hepimize örnek oldu. Bu gencecik insan hastalığı boyunca tam 6 yıldır 22'den fazla ağır ameliyat, yüzlerce tahlil ve tetkik, defalarca tedavi ve pansuman gördü. Çeşitli memleketlerde, Avrupa'da, Amerika'da şifa aradı. Acı çekti, zorlandı, belki de isyan etti ama hiç yılmadı. Yaşama azmini bir dakika bile bırakmadı. Birimizin başı ağrısa, eline diken batsa dünyası kararır. Ama Başaran Gülhan pes etmedi. Mücadelesi ile gerçekten örnek bir kişilik sergiledi. Ailesi de bir an bile pes etmedi, acıyı da, sıkıntıyı da birlikte çektiler. Tüm Banazlılar çoğu zor günlerinde manevi olarakta olsa yanlarındaydı ama olmadı. Başaran son yolculuğa da çok kalabalık ve sevenlerinin hüzünlü katılımıyla uğurlandı. Umuyoruz ki mekanın cennet olacak. Azmin ve örnek mücadelen gözümüzün önünde duracak. Sana Allah'tan rahmet, ailene ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Güle güle Başaran... 
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2020 - Salı

ŞİMDİKİ ÇOCUKLAR ŞANSLI MI?

Yaşam her haliyle ve her durumuyla son hızda devam ediyor. Çoğumuz yeni dönem yerine eskiye özlem duyuyoruz. Bu dönemlerde torun torba sahibi olan insanlar ise; "şimdiki çocuklar ne şanslı" diye düşünüyor.
Her dönemin kendine göre güzelliği var. Kimisi “ne varsa eskilerde var”, derken kimisi “eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” diyor.
İnsanlara ne kadar çok yenilik ve değişiklik verirsen, o kadar daha çok şeyler istiyorlar, istiyoruz. Çocuklar da aynı. Önüne dünyaları koyuyoruz, dönüp bakmıyorlar bile. Bizim rüyamızda göremediğimiz oyuncakları eline almadan fırlatıp atanlar oluyor.
Tabii, günümüzde büyükler için ne kadar yenilik, güzellik, teknolojik ürünler varsa çocuklar için daha fazlası var. Gerçekten de insanın ağzı açık izlediği ve çocuk olmak istediği durumlar hiç de az değil.
Toplum tüketim toplumuna dönüştü, çocuklarımız doyumsuz, mutsuz, huysuz. Çünkü yalnızlığa mahkum, teknolojiye esir yetişiyorlar. İşte bu yüzden ben de ne varsa eskilerde var diyenlerdenim.
Bugün çocuklarımız bilgisayar, tablet ve telefonların büyülü gücüne teslim olmuş durumdalar. O yüzden saygı, sevgi, dostluk, arkadaşlık, anlayış, hoşgörü kelimelerinden bihaberler. Hele birde anne babalar çocukları takip edip gerekeni yapmıyorlarsa ileride resmen robot gibi bir çocuğu insan ordusunun içine salmış olacaklar.
İşte bu yüzden kaygılarımız... Bizler ve önceki nesiller mahallemizde komşu çocuklarıyla, mahalle arkadaşlarımızla dostluk ve arkadaşlık duygularıyla büyüdük. Dönem ne kadar bunları bitirmeye çalışmışsa da biliriz bunların değerini.
Bizler paylaşmayı bencilliğe yeğledik, dostluğu ve arkadaşlığı kavgaya, kıskançlığa esir etmedik. Bir yırtık topun peşinden koşarken, herşey, hepsi benim olacak diye kibirlenmedik.
Bu yüzden farklıyız... Elbette zaman ve gelişim çocuklarımıza oyalanacağı eşsiz gereçler verirken onlardan çok şey alıyor. Buna pek yapacak bir şeyimiz de yok. Ama en azından çocuklarımıza bencil olmamayı, paylaşmayı, arkadaşlığın akıl almaz değerini bizler öğretmeliyiz.
Çocuklarını toplumdan ayrı ve özel yetiştirmeye kalkanlar ilerdeki yaşamında o çocuğunun yüzünü görmeye hasret kalacaklar. Çünkü bugün paylaşmayan çocuk yarın yaşamını sizinle de paylaşmayacaktır. Artık eski mi, yeni mi, yalnız mı sosyal mı, bencil mi gelecek hazırlayacaksınız, tercih sizin...
 
 
GÜLE GÜLE BAŞARAN
 
Geçen hafta ilçemizde 23 yaşında gencecik bir kardeşimizi sonsuzluğa uğurladık. Maalesef yakalandığı amansız hastalığa yenik düştü. Ancak yaşadıkları, direnişi ve mücadele azmi hepimize örnek oldu.
Bu gencecik insan hastalığı boyunca tam 6 yıldır 22'den fazla ağır ameliyat, yüzlerce tahlil ve tetkik, defalarca tedavi ve pansuman gördü. Çeşitli memleketlerde, Avrupa'da, Amerika'da şifa aradı. Acı çekti, zorlandı, belki de isyan etti ama hiç yılmadı. Yaşama azmini bir dakika bile bırakmadı.
Birimizin başı ağrısa, eline diken batsa dünyası kararır. Ama Başaran Gülhan pes etmedi. Mücadelesi ile gerçekten örnek bir kişilik sergiledi. Ailesi de bir an bile pes etmedi, acıyı da, sıkıntıyı da birlikte çektiler. Tüm Banazlılar çoğu zor günlerinde manevi olarakta olsa yanlarındaydı ama olmadı.
Başaran son yolculuğa da çok kalabalık ve sevenlerinin hüzünlü katılımıyla uğurlandı. Umuyoruz ki mekanın cennet olacak. Azmin ve örnek mücadelen gözümüzün önünde duracak. Sana Allah'tan rahmet, ailene ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Güle güle Başaran... 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.