Hoş geldin ölüm, buyur geç, otur şöyle Saklımız, gizlimiz mi var aramızda? Dök eteğindeki taşları Sildim işte bak gözümden dökülen yaşları Tek tek sor bakalım, hazırladığın en güç soruları… “Ölmeden önce cesedini gör”sözüyle ne demek istiyorsun diyebilirsiniz bana.  Açıklayayım: Ölen bir kişinin cesedi incelendiğinde şu bilgiler elde edilir: Kişi öldükten yaklaşık otuz dakikadan sonra canlıya ait hiçbir hareket belirtisi gösteremez. Kaslar gevşediği için ağız ve göz kapakları açık kalır. İşte bunun için ölen kişinin çenesi bağlanır, göz kapakları kapatılır. Boşaltım sistemleri de gevşediği için küçük ve büyük abdest akıntıları başlar. 24 saat içinde vücut çürümeye başlıyor. İlk çürümeye başlayan organlar; göz, beyin, mide ve bağırsaklardır. En geç çürüyenlerse kalp, mesane ve böbreklerdir. Mide ve bağırsakların çürümesiyle kokulu bir gaz meydana gelir. Bu gaz; karın bölgesini şişirir, vücudu yanık gibi siyaha dönüştürür. Günden güne şişen karın büyük bir gürültüyle patlar. Mezarın içini müthiş bir pis koku kaplar. Karının patlamasıyla göğüs bölgesi içe doğru çöker. Ortalama dört yıl sonra da ceset, kemik yığını haline gelir. Tamam da, bunları niye anlatıyorsun diyebilirsiniz. Cevabı çok basit. İnsanlar ders alsın diye. Alsın ki yaptıkları hatalardan çabuk geri dönüş yapsınlar diye. “Sen, kiminle aşık atıyorsun, sen benim kim olduğumu biliyor musun” diyerek kendini dev aynasında görenler kendilerine gelsinler diye. Zenginliğin, güzelliğin, malın mülkün, mevki makamın, kibirlenme-nin, böbürlenmenin sonunun bunlar olduğunu hatırlatmak için. Para her şeyi satın alır mantığıyla hareket eden, mevki, makam, saltanat için herşeyi mübah sayan, fakiri, yoksulu, garibi ezen, yok sayan zalimlerin sonu işte bu. Güzellik uğruna her gün kuaför, fitness salonlarından çıkmayanların, estetik ameliyatıyla kendini değiştiren-lerin sonu işte bu. İsimsiz mezarda yatanlarla şaşaalı mezarda yatanların sonu aynı. Musalla taşında imam “Bu mevtayı nasıl bilirdiniz” diye sorduğunda “İyi biliriz”dedirtebiliyorsanız her iki dünyanın en bahtiyar insanı sizsiniz demektir. Aksi halde, gerisini söylemeye gerek yok. Siz biliyorsunuz zaten...         Necati ERTUĞRUL