Bu yıl CUMHURİYETİMİZİN 100. yılını kutlamaya hazırlanıyoruz. 29 Ekim’de buna erişeceğiz. Seçimleri bitirdik ve 13.cü Cumhurbaşkanımız Sayın ERDOĞAN yemin ederek göreve başladı. Ve milletvekillerimiz de and içtiler. Görüntüye göre sadece meclis başkanlığı seçimi kaldı. Ve tabiidir ki Bakanlar Kurulu’da açıklandı. Günler öncesinden tahminleri yapılan bir çok isim bakanlar kurulunda yer aldı. Merak edilen isimler arasında daha önce birkaç kez göreve davet edilen ama bazı nedenlerle gelemeyen sayın Mehmet ŞİMŞEK ekonominin başına geçti. Turizm ve sağlık bakanları yerini korudu. Cumhurbaşkanı yardımcısı da değişti.. Kabinede önceden görev yapmış diğer bakanlar TBMM’de vekil olarak görevlerine devam edecekler. Baştan sona hepsine görevlerinde başarılar dileyelim ki ülkemize yararlı işler yapılsın. Seçimler bitti ama sanırım tartışmaları uzun süre devam edecek. Ardında bıraktığı travmalarda oldukça sıkı bir şekilde sürecek. Cumhur İttifakı seçimlerden başarı ile çıktıkları için oldukça sevindiler. Ama Millet İttifakı işi başaramamış olmanın verdiği mahcubiyetle oldukça tedirgin görünüyor. Zira ilk etapta cumhurbaşkanının meclise gelişinde YSP ve CHP’li vekillerin ayağa kalkmadıkları ama millet ittifakının diğer partilere mensup vekillerinin ayağa kalkarak alkışladıkları belirtildi. Bu durum etik olarak doğru mu yanlış mı üzerinde uzun uzadıya tartışılabilir. Elbette protesto demokratik bir haktır ama nasıl yapılacağı ve nerde yapılacağı önemlidir. Bu da tarihe bir not olarak sayfalarda yerini alacaktır. Zaten Millet İttifakı’nda da bazı sesler duyulmaya başlanmıştı. Seçim bitti ittifak da sonlandı diyenler oldu. Oysa kısa süre sonra YEREL seçimler için bir daha bir araya gelinmesi gerekiyor. O zaman için bu birliktelik bir daha sağlanır mı bilemeyiz ama görülüyor ki bir seçim yenilgisi yaşamış MİLLET İttifakı’nın burada bırakacak olması pek düşünülecek bir durum değildir gibi geliyor. Tabii ki kararı yine onlar verecek. O zaman kadar bakalım köprünün altından ne kadar sular gelip geçecek. Geçen haftaki yazımda “kazanan haklıdır” demiştim. Şimdi daha derinden düşündüm ve diyorum ki kazananın haklı olabilmesi için haklı kazandığını da ortaya koyması gerekir. Seçim döneminde dillerde dolaşan bazı olumsuzlukların her ne kadar seçim sonuçlarına pek fazla tesir etmeyeceği bilinse de oldukça düşündürücü olayların yaşandığını görmekteyiz. Her türlü önlemi aldık diyen Millet İttifakı ıslak imzaların tamamına ulaşamadıklarını belirtiyorlar. Demek ki daha eksikleri var. Umarım sonraki yıllarda yapılacak seçimlerde bunları en aza indirir ve şaibesiz seçim dönemleri yaşarız. Benim aklımın bir türlü ermediği önemli konulardan biri de seçimlerde 7-8 milyon seçmenin oy kullanmadığıdır. Bu insanlar neden oy kullanmazlar. Oysa herhangi bir yöne tercih yaptıklarında dengeyi değiştirecek sonuçlar ortaya çıkabilir. Ülkemizde kurulu 200'ün üzerinde kurulu siyasi parti var. Ve bunlardan 36 adedi seçimlere katılma hakkı elde etmişlerdi. Oy kullanmayanlar bu partilerden hiç birini de mi beğenemiyorlar acaba. Seçimlerden önce bir yığın anket şirketi çalışmalar yaparak sonuçlara ilişkin veriler elde ettiler. Şimdi ise oy kullanmayan seçmenleri bir bir tespit ederek niçin oy kullanmadıklarını bize bir anlatıverseler diyorum. Hiç olmaya merakımız gitsin.. Seçim sonuçlarından en fazla etkilenen Cumhuriyet Halk Partisi oldu. Ve peşinden olumlu olumsuz bir çok sosyal medya paylaşımı yapıldı. İstifa erdemdir diyenleri mi ararsın ya da kaptan gemiyi en son terk eder diyeni mi. İlk etapta yönetimde bazı değişiklikleri duyduk. Ama bunlar partilileri tatmin etmiyor. Ankara’dakiler belki farklı düşünüyor olabilir ama asıl olan Anadolu’nun ne dediği. Zira yarın yine onlar karşı karşıya gelecekler. Kazanmaya çok yakın oldukları bir maçı kaybetmenin onlarda ne gibi sendromlar yarattığını yukarıdakiler pek fazla hissedemezler. Komşularından ya da çevrelerinden gelen baskıların onları ne kadar yaraladığını yukarıdakiler fark edemezler. Bir maç oynanıyorsa elbette biri şampiyon olacak biri de ikinci. Ama şampiyona alkış tutulurken 2.ci olana da aferin denilmez. O nedenle 2.ci olanın enine boyuna iyi düşünmesi ve doğru kararlar alması gerekir. Kerelerce bu yaşanmışsa yapılacak başkaca işlerin olduğu da alternatifler arasında olmalıdır. Evet, artık yeni bir dönem başlıyor. Zorlu geçecek ve çok çalışılması gerekecek bir dönem. Ülkenin güç koşulları kısa sürede atlatıp feraha çıkması gereken bir dönem. Görevi devralacak yeni kabinenin olumlu hizmetlere imza atması hepimiz için yaralı olacaktır. Anlaşılıyor ki geçen dönem yerel seçimlerde başarılı olamayan iktidar bu kez işi sıkı tutup büyük şehirleri geri almayı hedefliyor. Bu nedenle işin başında olan büyük şehirlerin durumu idrak ederek çalışmalarını daha titiz ve başarıya endeksli olarak yapmaları önemlidir. Yoksa bir hüsran da o zaman yaşanır. Demedi demeyin.. Sayın CUMHURBAŞKANIMIZIN’da tüm ülkeyi gerçek anlamda kucaklaması, birlik ve beraberlik için gereklidir. Biz ülkemizi seviyoruz. Birlikte mutluyuz.