İllallah dedirtti şu korona. Çöktü başımıza, bir türlü gitmek bilmedi. İşin iyisi yılında çıkar dediler. Bu meret yılını da aştı. Bir çok insanımızı aldı götürdü. Toplumun çok büyük bölümünü perişan etti. Ekonomik sıkıntılar arş-ı alaya ulaştı. Psikolojik sorunlar çözümsüz kaldı. Bütün bu olumsuzluklar içerisinde yetkililer gerekenleri yaptı, halkımız kurallara tam manasıyla olmasa da uydu ve geldik hazirana. Bu ayın başında 17 günlük kapanma döneminin ardından nihayet dar kapsamlı da olsa normalleşmeye başladık. Elbette yığınla sorun var. Bunlar bir hamlede kesip atılacak cinsten değil. Eğitim öğretim başlı başına bir sorun. Okulları doğru dürüst açamadık. Eğitimi bana sorarsan bir yıl erteledik. Bu günlerde en zor görevlerden birisi de milli eğitim bakanlığı idi. Koca bir yıl içinde aldığı-almadığı kararlar ile işler arap saçına döndü.  İki cami arasında kalmış beynamaz gibi ne yapacağımızı şaşırdık. Çocuğu okula göndersek mi-göndermesek mi diye ikilemde kaldık. Ne yaparsak yapalım bu yılı yok sayalım. Müfredatları gelecek yıl sil baştan ele alıp yeni bir sayfa açalım. Öyle bir-iki haftalık telafi ile bu iş çözümlenmez. Literatürümüze giren ve çıkması bir az zor olan DİJİTAL eğitime başladık. Kulaklarımızda kalan “örtmenim böön canlı ders va mı?” sözü uzun yıllar silinmeyecek bir anı bıraktı belleklerimizde. Haziran’ın girmesiyle başlayan NORMALLEŞME süreci herkesin düşündüğü gibi olmadı. Burada gerek sağlık bilim kurulu ve gerekse kabine toplantılarından yüz güldürecek bir karar çıkamadı. İster zarar ister kar olsun iyice bir kapanıp riskleri sona erdirmeliydik. Ve tabii ki en önemli faktörlerden biri de AŞI.. İlk zamanlar aşıya karşı olan hatırı sayılır bir kesim oluşmuştu. Özellikle ilk gelen ÇİN aşısına karşı belirgin bir muhalefet vardı. Şimdi peyderpey aşılar gelmeye başlayınca insanlara seçme hakkı bile verildi. Bir ara kesintiye uğrasa da insanlar aşı olabilmek için neredeyse kuyruğa girdiler. Bilim Kurulu’nun üyeleri ve bu konunun uzmanları televizyonlarda zaman zaman çelişkili açıklamaları ile kafaları bulandırmışlardı. Doğrusu kim biliyorsa tek bir açıklama yapıp insanları bilgilendirmeli-bilinçlendirmeliydi. SAĞLIK her zaman en önde gelen önemli sorunlardan biridir. İşin uzmanları konuşursa çözüm daha da kolaylaşır. Bu nedenle biz şahsi ihtirasları bir kenara bırakıp uzmanların yani sağlıkçıların söylediklerine kulak verelim. Bu güne kadar neredeyse 19 milyon aşı yapılmış. Birinci ve ikinci aşı olarak. Bu sayının nüfusumuzun 70'ini aşmasın gerekir. İşte o zaman biz bu salgının üstesinden gelip normal yaşama dönebiliriz. Bizler kuralları gayet iyi biliyoruz. Ama işimize geldiği zaman uyguluyor, işimize gelmediği zaman adam sen de deyip üstünü külleyiveriyoruz. Oysa Ciddi bir duruşla mücadeleye katılsaydık yaşanılan kayıplar en aza indirebilirdik. Hatırlayacaksınız sağlık bakanımız illeri renklerle ifade ettikleri günlerde UŞAK sayıların diliyle MAVİ’ye dönmüştük. Kısa süren bu sevincimiz işi taaa nerelere kadar götürdü. Bugün o renge yeniden dönmenin hesaplarını yapmalıyız. Normalleşme sürecinde bir takım eksiklikler var. Bunlar zamanla giderilecektir diye umuyorum. İşyerlerine yapılan kısıtlamalar, 65 yaşa şehir içi ulaşımda yapılan kısıtlama, uçaklar serbest, otobüsler yarı yarıya, kahveler açık oyun yok, düğünler 1 saatte bitecek, okullara isteyen gelecek. Yani öylesine eleştirilecek konu var ki. Biz de yazmaktan usandık. En iyisi haydi ele ele verelim bu belayı kökten yok edelim ve her şey GÜZEL olsun. Biz bunları kulak ardı edip, umursamaz isek inanın bu virüs “sizi sevdim” bir müddet daha kalacağım” diyerek ülkeyi terketmez. O halde herşey süt liman deyip işi gevşetmeyelim. Kurallara uyalım, uymayanları uyaralım. Bir süre daha MASKE-MESAFE ve TEMİZLİĞE önem verelim. Futbola değinmeden edemiyorum. İlçemizdeki stadın çimlenmesi herkesin dilinde Konuşuluyor, fikirler üretiliyor. Ama dikkatlerden kaçan burası için yapılmış bir planlama var ve yatırım artık devam edecek. Ki bana sorarsanız etsin. Bu konuyla ilgili daha önce de yazmıştım. Evveliyatını da dilim döndüğünce anlatmıştım. Burayı yapmak için biz ne zorlukların içinden geçmiştik. Burası yapılsın, sizler BANAZ için yapılabilecek daha geniş daha büyük hizmetleri isteyin yetkililerden, siyasilerden bence.. Ligler bitti şampiyonları kutladık. Şimdi sıra MİLLİLERDE. Onlar da bir süre sonra mücadeleye başlayıp adımızı yurt dışında temsil etmeye, bayrağımızı dalgalandırıp marşımızı söyletmeye çalışacaklar. Meraklıları için maçlar naklen yayınlanacak. Bu arada TFF yeni sezona hazırlık için oturmuş yeni kararlar almış. Yabancı oyuncu sayısına kısıtlama için bir takım kararlar almış. Ne yazık ki geçmiş yıllarda alınan bu konu ile ilgili kararlara pek bakmamış sanırım. Zira yabancı sayısı yükseltilirken fazlalıklardan alınacak paralar ile TEŞVİK yapılacaktı. Unutuldu mu yoksa bizim dikkatimizden mi kaçtı bilemiyorum. Takımlar yabancı çiftliği oldu. Ama ortada para yok. Bir de sevgili TFF siz kulüpler adına oradasınız, onlara danışmadan, fikirlerini almadan bu kararı alıyorsunuz ama kulüpler de size anında tepki veriyor. Yani üzücü bir durum deyip geçelim. Biraz daha dikkatli olmakta yarar var. Sağlıkla kalın.